10 Şubat 2011 Perşembe

The Fighter (2010)


Yönetmen: David O. Russell
Oyuncular: Mark Wahlberg, Christian Bale, Amy Adams, Melissa Leo, Mickey O'Keefe, Jack McGee, Frank Renzulli
Senaryo: Scott Silver, Paul Tamasy, Eric Johnson, Keith Dorrington
Müzik: Michael Brook

Amerika'daki sanayi devriminin doğum yeri sayılan Lowell’da 1980’lerde yerel boks müsabakalarından daha geniş çaplı başarılara ulaşmış "Irish" Micky Ward ve onun bir zamanların efsane boksörlerinden Sugar Ray’i nakavt etmiş ağabeyi Dicky Eklund ile ilişkilerini anlatan The Fighter, mütevazi ve doğal altyapısıyla derdini gayet iyi ifade eden bir film. Annesinin menajerliği, ağabeyinin de antrenörlüğü ile istediği noktalara gelemeyen Micky’nin bir yol ayırımına geldiği dönemi iddiasız bir senaryoyla işlemesi, onu samimiyetsiz büyük bir film olmaktan alıkoyuyor.

Micky’nin kalabalık ailesi ve dominant annesi Alice ve barmaid Charlene ile evliliğe uzanacak ilişkileri, bunun yanında Dicky’nin uyuşturucu sorunları ile sadece bir boksörün yükseliş hikâyesi olmaktan çıkmaya, artık kuru ekmek misali bu filmlerde altı sıkça çizilen aile, özgüven, bağlılık, fedakârlık, cesaret gibi kavramları bir halk kahramanı edasıyla görmemeye çalışsa da, bir boks filminin bunlardan uzak durmasının çok zor olduğunu biliyoruz. Yani niyetini pratiğe dökmesinin önündeki en büyük engel, daha en başından bana göre gerçek bir boksörün başarı hikâyesini anlatıyor olması. Artık kabak tadı veren, boks sporuyla bu olguları harmanlama yöntemi, The Fighter ile kendini yine belli ediyor. Film bu yüzden şık duran doğal anlatımına rağmen alışıldık konusu ve onu cilâlayamayan senaryosu ile yerinde sayıyor ne yazık ki. Filmde HBO televizyonunun Dicky üzerine yaptığı bir belgeselin çağrıştırdığı üzere Micky Ward, benzerleri defalarca çevrilmiş filmlere bir halka daha eklemek yerine, bir TV belgeseli olarak tanıtılması daha uygun bir başarı figürü bana kalırsa.


The Fighter, oyuncu kadrosunun gücüyle olası açık veya eksikliklerini tamamlamayı vaat eden bir film. Başta Dicky Eklund’ı gözalıcı biçimde canlandıran Christian Bale olmak üzere, Melissa Leo ve Amy Adams çok dirayetli performanslar ortaya koyuyorlar. Mark Wahlberg ise bir boksörü canlandırmasına karşın biraz tutuk geldi açıkçası. Filmi yapılmış bütün boksörler gibi sonradan açılma olayını ringde gerçekleştirse de filmde idare eder sınıfından öte gidemedi bana göre. Ama o da dahil olmak üzere, filmde Dicky’nin hapisten çıkıp Micky’nin antrenman yaptığı salona geldiği andan başlayan yaklaşık 10 dakikalık bölümde tüm oyuncuların filmin standartlarını aşan tansiyon yükseltişleri görülmeye değerdi.

1999’daki Three Kings öncesinden ve sonrasından bu yana iyi bir filmini görmediğim David O. Russell, burun kıvırtan klişe boksör dramlarına yakınlığına ve Dicky’nin kişisel renkliliği dışında hikâyenin hamurunda bağlayıcı özellikler bulunmamasına rağmen The Fighter ile akıcı, sempatik ve kesinlikle sıkmayan bir film ortaya koyuyor. Üslubunun sahiciliği bir kenara, ruh ikizi olarak görebileceğimiz 1997 yapımı Jim Sheridan filmi The Boxer’ın arkasına alev alev IRA fonunu koymuş sportif varoluşu yanında The Fighter’ın biraz zayıf kaldığını düşünüyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder