11 Temmuz 2024 Perşembe

Kazn (2021)

 
Yönetmen: Lado Kvataniya
Oyuncular: Niko Tavadze, Evgeniy Tkachuk, Daniil Spivakovskiy, Victoria Tolstoganova, Aglaya Tarasova, Dmitriy Gizbrekht, Igor Savochkin
Senaryo: Olga Gorodetskaya, Lado Kvataniya
Müzik: Kirill Rikhter

Yıl 1988... Gece yarısı bir adam ormana baygın vaziyette bir kadın getirir. Kadını yere sırt üstü yatırarak ağzına toprak doldurmaya başlar. Ardından yüzükoyun yatırdıktan sonra sırtına bir bıçak saplar. Şokla kendine gelen kadın ayaklanır ve sendeleyerek kaçmaya çalışır. Adam da peşinden gider. Tam bu sırada 1991 yılında sabaha karşı ormandan kaçmaya çalışan bir kadının yola fırlayarak bir aracı durdurup ona bindiğini ve kaçtığını, onu elinden kaçıran adamı da ormanın içinden kadına arkadan bakarken görürüz. 88'den 91 yılına yapılan bu tuhaf geçişin ardından kalabalık bir ev kutlamasına gideriz. Burası dedektif Issa Davydov'un evidir ve uzun süredir aranan bir seri katili yakaladığı için terfi alması sebebiyle ailesi kutlama yapmaktadırlar. Ama daha yemeğe oturmadan gelen bir telefon üzerine kabus tekrar başlar. Yakalandığı sanılan katilin ritüellerinin aynen uygulandığı bir cinayet daha işlenmiştir. Kurtulan kadını hastanede sorgulayan Davydov, gerçek katilin hala dışarıda olduğunu anlar. Olga Gorodetskaya ve Lado Kvataniya'nın senaryosunu yazıp Kvataniya'nın yönettiği Kazn (The Execution), dünya prömiyerini Fantastic Fest 2021'de gerçekleştiren her yönüyle kaliteli bir seri katil gerilimi.

Gorodetskaya ve Kvataniya, 1978-1990 yılları arasında 53 kesinleşen cinayet işlemiş, kadın çocuk demeden vahşice doğradığı kurbanlarının kanını içmesi, mahrem yerlerini kesip yemesiyle bilinen Ukrayna doğumlu Sovyet seri katil Andrei Chikatilo'yu hareket noktası olarak belirlemişler. "Rostov Kasabı" veya "Rus Hannibal Lecter" olarak da adlandırılan Chikatilo kadar geniş çaplı olmayan, sadece kadınlara işkence edip öldüren vahşi bir seri katil üzerinden hikayelerini kurgulayan senarist ikilisi, hem senaryo, hem de biçim yönünden basit bir kaçma kovalamacadan çok daha fazlasıyla ilgileniyor. Altı bölüm ve bir önsöz olarak tasarlanan bu kurguya göre 1978-1991 yılları arasında 36 kadın ve genç kızı taammüden öldürmek, sadistçe işkence etmek ve tecavüz suçlamalarından dolayı yakalanan Andrey Valita, kurtulan kadının ihbarıyla bir kır evinde kıstırılıp yakalanıyor. "Şef" adlı ilk bölümde Issa Davydov ile tanıştıktan sonra "inkar, öfke, pazarlık, depresyon ve kabullenme" aşamalarını, bu her aşamayı kendi bölümü için tematik bir başlık olarak izliyoruz. Film merkez olarak sadece Issa Davydov'u almıyor. 80'lerde çocukları kurban olarak seçen "Chess Player" lakaplı seri katili yakalayıp büyük ün edindikten sonra bu davaya atanan Issa'nın ekibinde yer alan polis memuru, aynı zamanda olay yeri fotoğrafçısı Ivan Sevastyanov da bu merkezin önemli bir yerinde durmakta.



Issa ve Ivan arasında gelişen iş ortaklığı ve dostluğu geri dönüşlerle sağlam bir zemine oturtan film, asıl zamanı olan 1991'de ikisi için, özellikle de Ivan Sevastyanov için işlerin pek de iyi gitmediğini gösteriyor. 10 yıldan fazla bir süredir Rus polis güçlerinin ülkenin en zeki ve en çok aranan seri katilini yakalamaya çalışmaları iki arkadaşın ilişkilerini de hırpalıyor, kopma noktasına getiriyor. Bir türlü bulunamayan katil peşinde süren araştırma, Issa ve Ivan arasındaki gelgitler, buna ilaveten Issa'nın Vera adında çekici bir kadınla olan yasak ilişkisi, hepsi çeşitli kanallardan birbirine bağlanmaya başladıkça filmin bir seri katil filminde olması gereken senaryo zekası da su yüzüne çıkıyor. Bu yıl atlamalarıyla şekillenen karışık kurgu içinde bütünlük sağlayabilmenin zorluğuyla çok iyi baş eden Gorodetskaya ve Kvataniya, ele aldıkları her yılın kendi olay örgüleri dahilinde irili ufaklı sıçramalarda da bulunuyorlar. Üstelik bu farklı yılların dönemsel özelliklerini ufak detaylarla besleyip, hiçbirinde de atmosfer derinliğini kaybetmiyorlar. Bunda henüz ikinci uzun metrajını çeken görüntü yönetmeni Denis Firstov'un göz dolduran işçiliğinin de payı büyük. Yıllar arasında yapılan geçişlerin, hangi yılda olduğumuzu, daha doğrusu filmin neresinde durduğumuzusağlaması da kurgucu Vladislav Yakunin'in katkılarında görülüyor. Kısacası, belki de kafa karıştıracak, dağılacak, aceleye gelip istediği etkiyi yaratamayacak güçlü bir hikayeyi, ele aldığı her yıl içinde belli bir disiplinde tutan, diri kalmasını sağlayan kolektif bir başarı söz konusu. 

Adını İtalya'nın Tiber ile Arno nehirleri arasında yer alan Etruria bölgesinde yaşamış ve MÖ 6. yüzyıla dek varlığını sürdürmüş bir halk olan Etrüsklerin bir infaz türünden alan film, bunu açıkladığı andan itibaren Çehov'a atfedilen “tiyatronun birinci sahnesinde duvarda bir silah asılıysa o silah o oyunda mutlaka patlar" sözüne benzer biçimde beklenti de yaratıyor. SSCB'nin varlığının son yılı olan 1991'de geçmesinin politik vurgusunu dahi ihmal etmemesi, seri katil kavramı ve bu kavramın tanımlanması, çözülmesi için gerekli olan örüntü takip etme, profil çıkarma gibi ilk adımları kendi coğrafyasından izlemesi, katmanlı ve sürprizli hikayesini sürekli beslemesi filmi son yılların en kaliteli suç dramlarından biri yapıyor. Kazn; Memories Of Murder, Zodiac, Secret In Their Eyes, True Detective, The Silence Of The Lambs gibi devlerin liginde oynuyor. Özellikle Issa Davydov rolüyle Niko Tavadze'nin ve Sevastyanov'u canlandıran Evgeniy Tkachuk'un güçlü oyunları da tüm bu bileşenlerin başarısına ekleniyor. Filmin başrolü olarak gördüğümüz yönetmen Lado Kvataniya'ya tekrar dönersek, kısa film ve müzik videolarından oluşan bir kariyere ilk uzun metraj olarak Kazn ile başlaması muazzam. Şayet bundan sonrasında bu yoldan ilerlemeyi düşünüyorsa merakla beklenecek yönetmenler listesine bir isim daha eklemiş olacağız.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder