13 Nisan 2012 Cuma
Mission: Impossible - Ghost Protocol (2011)
Yönetmen: Brad Bird
Oyuncular: Tom Cruise, Paula Patton, Simon Pegg, Jeremy Renner, Michael Nyqvist, Léa Seydoux, Samuli Edelmann, Josh Holloway, Tom Wilkinson, Anil Kapoor, Pavel Kríz, Miraj Grbic
Senaryo: Josh Appelbaum, André Nemec
Müzik: Michael Giacchino
Sırasıyla Brian De Palma, John Woo ve J.J. Abrams’ın çektiği Mission: Impossible serisinin dördüncü filmini yöneten isim, The Incredibles ve Ratatouille animasyonlarıyla iki Oscar ödülü bulunan Brad Bird. İlk üç yönetmen kendi tarzlarını iyi-kötü bu filmlere yedirmiş, sinema tarihine değil de gişelere iz bırakmak konusunda pek sıkıntı çekmemişlerdi. Tom Cruise’ün yapımcılığı ve tabiî başrolünde çekilen Mission: Impossible - Ghost Protocol’ü Brad Bird’ün yönetmesi ise ilginç olduğu kadar yerinde bir tercih olmuş. Zira bu filmin amacı diğerlerine nazaran daha fazla aksiyon ve bir miktar da eğlence gibi duruyor. Özellikle çok beğendiğim The Incredibles’ı tasarlayan adamın Ghost Protocol’ün birçok sahnesini derin matematik ve mantıktan bağımsız, eğlenceli bir animasyonu andırır biçimde çekmesi (hem de bu tanım çerçevesinde ele alındığında gerçekten iyi çekmesi) durmak bilmeyen bir aksiyon ve kovalamacanın keyfini yaşatıyor.
Tabiî bu yapılırken bu defa karton değil de, kanlı canlı insanlardan oluşan karakterlerin derinleştirilmeye çalışılması zaman zaman sakil durabiliyor. Bu açıdan filmle ilgili en büyük sıkıntılardan biri, artık kabak tadını bile aratır hale gelmiş “ABD ve Rusya arasında çıkarılmak istenen nükleer savaş” plotu üzerinden bir dünya savaşı başlatmaya kilitlenmiş baş kötünün niteliksizliği. Her ne kadar İsveçli tecrübeli aktör Michael Nyqvist vitrin olarak belli bir kötü adam ceketini üzerinde iyi taşıyor olsa da, Kurt Hendricks’in kötücül niyetleri hakkında senaryo son derece basiretsiz kalmış. Savaş çıkarıp o savaştan nemalanmayı plânlayan kötü adam profili artık o kadar kanıksandı ki, filmin kötü kanadını bu temel üzerine inşa etmenin cazip bir tarafı kalmadı. Gerçi aslen dizi yazan iki senaristin derdi bazı basmakalıpları değiştirmek ve derinleştirmekten ziyade bazı Mission: Impossible klişeleriyle hafiften dalgasını geçmek ve Budapeşte, Moskova, Dubai, Mumbai ekseninde deli dolu aksiyon sahneleri tasarlamak muhtemelen.
Örneğin şu maske saçmalığıyla John Woo’nun iyice suyunu çıkardığı gibi oyalanmaması, “bu disk beş saniye içinde kendini yok edecektir” klâsiğine inceden giydirmesi, Simon Pegg’i sahaya indirerek matrak yönünü güçlendirmesi bir parça farklı M:I hedeflendiğini hissettiriyor. Ayrıca Burj Khalifa’da sabah koşusu, duvar tırmanışı yapan Ethan Hunt’ın, işlerin sarpa sardığı takas sahnesinden sonra bir anda kendini kum fırtınasında takipte bulduğu bölüm de gayet zevkli Dubai enstantaneleri içeriyor. İlk üç filmde sırtını hepten Ethan’a dayayan anlayış bu filmde yine kilit görevleri ona yüklemesine rağmen takım oyununa gözle görülür bir önem verdiğini de gösteriyor.
Mission: Impossible serisi her daim sinemanın eğlence yönüne hizmet eder nitelikte filmlerden oluşmakta. De Palma’dan beri sürekli düşüşte olduğunu düşündüğüm serinin son halkası Ghost Protocol, belki de bu “eğlence” kelimesinin karşılığını en fazla vereni denebilir. Yapımcılar Cruise ve Abrams’ın hiçbir masraftan kaçınmadığı (sponsorların desteği de unutulmadan) görülüyor. Altın yumurtlayan tavuğu kesmek istemediklerinden devam filmine de yeşilleri yakmışlar. Bir robotun yardımıyla yerçekimine meydan okuyan kostüm, ön camı GPS görevi gören süper araba, baktığı şeyin fotokopisini çeken kontakt lens ve daha bir dolu fantastik oyuncakla adeta reklâm kuşağında gezinen bilimkurgu sentetikliğini, çizgi film tadında skeçlendirerek dengeleme girişimleri seziliyor. Bunun mimarı da büyük ölçüde Brad Bird. Umarız kendisi o güzel aksiyonlarına tekrar döner. Tom Cruise’ün takım arkadaşları Simon Pegg, Jeremy Renner ve ölümcül güzelliğiyle Paula Patton sıkı bir ekip oluşturmuşlar. Arada mantık takıntısı olmayan aksiyon krizi tutanlara özellikle tavsiye olunur.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder