20 Kasım 2007 Salı

Interview (2007)


Yönetmen: Steve Buscemi
Oyuncular: Steve Buscemi, Sienna Miller
Senaryo: Steve Buscemi, Theodor Holman
Müzik: Nancy Allen

Savaş muhabirliği yapan Pierre hayatının en sinir bozucu işi ile karşı karşıyadır. Kendisine kızgın olan editörü, Pierre'e pembe dizi yıldızı Katya ile röportaj yapması işini verir. Katya'nın kendisi ile ilgili hiçbir fikri olmamakla birlikte, onun içinde bulunduğu yıldızlar dünyası ile ilgili de bir fikre sahip değildir. Katya ile karşı karşıya geldiğinde, birbirlerinden çok farklı hayatlar yaşayan bu insanın dünyaları ve egoları sert bir çarpışma yaşayacaktır. Birbirlerine karşı duydukları bu uzaklık ve yaptıkları sert atışmaların arkasından neler yaşanacağı ise ikisinin de tahmin edemeyeceği kadar farklıdır.

Tek veya kısıtlı mekanlarda geçen filmleri severim. Çok fazla ihmal ettiğim tiyatro ortamını suni de olsa ekran karşısında hissettirdiği için.. Interview da böyle bir film. Teatral ortamlara ilgisi olanlar için çok tatmin edici. Ama filmden sonra kendimi penaltı atışında ters köşeye yatmış bir kaleci gibi hissettim. Çünkü bir savaş muhabiri ile ikinci sınıf bir magazin güzeli arasında geçmesini umduğum diyalogları aynı derecede tatmin edici bulmadım. Oyuncularda ve birbirleriyle uyumlarında da hiçbir sorun yok. Çok sevimlilerdi. Peki bu iki zıt insanın görüşme sayesinde birbirleriyle ilgili keşfettikleri şeyler yok mu? O da var. Lakin başlangıç için Fikret Bila-Şebnem Şeyfır arasında geçmesi muhtemel diyalogların beklentisine girmem, saatimi o olağanüstü keyifli geçecek röportaja benzer bir zamana ayarlamamdan dolayı bana geri kalmış bir saat gibi geldi. Siz siz olun, böyle beklentilerle izlemeyin. Kötü bir film diyemem, her şeyden önce Buscemi’ye ayıp olur.

Filmin orjinali hakkında da hiçbir bilgim yok. Ama bazı sahneleri boşa harcanmış, hatta daha da ileri giderek sıkıcı buldum. Çok fazla özele inildi, ki bence bazıları çok gereksiz, zamana oynayan hareketlerdi sanki. Tamam, zıt kutuplar birbirini çeker. Ama o çekimin kolaylığını, ikilinin birbirlerine bu kadar çabuk ısınmasını, hatta bazen ortak frekanslardan yayın yapmalarını da aceleye getirilmiş buldum. Aslında kısa sürede böyle bir çekim olamaz diye bir şey de yok. Ama burada ancak yer yarıldığında veya editör muhabire gıcık olduğunda yan yana gelebilecek iki karakterden bahsediyoruz. Ambiyansını çok iyi kurmuş bazı filmler insanda o filmin senaryosunu yeniden yazma isteği uyandırıyor. Ne güzel espiriler, cümleler, itiraflar geliyor insanın aklına o filmde olmayan.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder