23 Kasım 2007 Cuma

Notes On A Scandal (2006)

 

Yönetmen: Richard Eyre

Oyuncular: Judi Dench, Cate Blanchett, Bill Nighy, Tom Georgeson, Andrew Simpson, Michael Maloney

Senaryo: Zoe Heller, Patrick Marber

Müzik: Philip Glass

 

“İki kadın hayatlarını paylaştığında gerilim şiddetli olur. Ama ne fevkalade bir şiddettir o..”

 

Londra'da bir orta öğretim okulunda demir yumruk olarak tanınan, disiplinli ve münzevi kişiliği ile dikkat çeken Barbara Covett, uzun yıllardır kendisine yakın tek bir dostu olmayan yalnız bir kadındır. Kedisi Portia dışında Barbara'nın yanında kimsesi yoktur. Fakat hayatı, çalıştığı okula yeni gelen sanat öğretmeni Sheba Hart'ın varlığı ile değişir. Sheba, Barbara'nın yıllrdır beklediği sıcak ve nazik dosttur. Fakat ona yakınlaştıkça öğrendikleri ilişkilerini sarsacaktır. Sheba öğrencilerinden biri ile aşk ilişkisi yaşamaktadır. Barbara, Sheba'nın bu sırrını kocasına söylemekle tehdit edecek ve hayatının gidişatını değiştirecektir. Herkesin bir sırrı vardır Barbara’nın da öyle… Ve sırlar iki kadının hayatlarının kesişme noktasıdır.

 

 

Zoe Heller’in What Was She Thinking: Notes On A Scandal romanından sinemaya uyarlanan film, birçok yönden iştah kabartan mükellef bir sofra gibi. İlk önce ele aldığı bıçak sırtı konudan hareket edersek, karşımızda aile kurumunun ve arkadaşlığın hassas dengelerini işlediği halde ailecek izlemesi çetrefilli bir film duruyor. Basında ara ara rastladığımız, öğrencisi ile cinsel ilişkiye giren öğretmen konulu haberlerin, genellikle anlamakta güçlük çektiğimiz iç yüzüne gerçekçi ve cesur bir bakış atan filmin, genç-yaşlı, kadın-erkek, öğretmen-öğrenci değerlerini bu yasak ilişki ekseninde sorgulatan güçlü bir bedeni var.

15 yaşındaki öğrencisi ile ilişkiye giren işveli, gizemli, aynı zamanda evli, biri Down sendromlu iki çocuk annesi resim öğretmeni Sheba, yine aynı okuldaki yaşlı, ideallerini yitirmiş, yalnız yaşayan tecrübeli öğretmen Barbara’ nın dikkatini çekiyor ve bir arkadaşlık başlıyor. Barbara, sıkıcı bulduğu Sheba’nın ailesinin kendi tarzına hiç uymayan yaşamlarına tanık olmasına rağmen Sheba’ya olan ilgisini yitirmiyor. Bir gün tesadüfen Sheba’yı öğrencisi ile uygunsuz vaziyette görünce durumu okula bildirmesi gerekirken doğrudan Sheba’ya gidiyor. Sheba’nın geçerli bir sebebi olmayınca Barbara ondan bunu tekrarlamamasını istiyor. Ve dostluk, bu sırla birlikte kaldığı yerden devam ediyor. Buraya kadar kişisel değer yargılarımız doğrultusunda iyi kadın-kötü kadın profilleri üzerinden tarafımızı belirlesek de, akabinde gelişen olaylar, bizi insani çelişkiler zincirine bağlayıp Sheba ile Barbara arasında götürüp getiriyor. Tutkularına esir düşen Sheba’nın verdiği söz ile mücadelesi, biricik kedisi öldüğünde sinir krizi geçiren Barbara’nın, bu acısını haklı sebeplerden ötürü paylaşamayan Sheba’yı cezalandırışı bu zincirin pek çok halkasından sadece birkaçı..

 

İnsanoğlu ihtiyaçları ve sorumlulukları arasında kaldığında bocalama kaçınılmazdır. İhtiyaç olarak gördüğümüz bazılarını her ne kadar ahlaki zeminlere oturtamasak da, bu durum o ihtiyacın insani mazeretini değiştirmez. Bu açıdan, Sheba’nın ihtiyacını anlama sancısı çekmemizin sebepleri tamamen ahlaki. Ama film, sevabıyla günahıyla hümanist refleksleri yadsıyamayışımızın altını gayet güzel çiziyor. İyi ve kötü olma durumu yerine, zayıf olma halini öne çıkarıyor. Üstelik bunu, zaaflarına yenik düşme normalliğini gayri ahlaki bir düzleme taşıyan Barbara ve Sheba gibi iki karakterle yapıyor.

 

Toplumdan topluma veya kişiden kişiye değişen ahlaki değerler ne derece insani özellikleri yansıtır? Bunun vurgusunu kritik köşe taşlarıyla yapabilmek her senaryonun harcı değildir. Patrick Marber’in En İyi Uyarlama Senaryo Oscar adaylığı dahil, pek çok adaylık ve ödül kazanmış senaryosu mükemmel bir işleyişe, parlak müdahalelere, öyküye adaptasyonu kuvvetlendiren karakter analizlerine sahip. Bu tip filmlerin kurgusu zaman zaman sorunlar yaratabilir ve ortaya arzu edilenden farklı tıkanıklıklar çıkabilir. Oysa Notes On A Scandal’daki senkronizasyon, değil tıkanıklık yaratmak, tıkanması muhtemel parçaların bile önünü açar nitelikte. Bunu en iyi Barbara’nın günlüğüne yazdıklarını duyduğumuz kafa sesindeki tasvirlerinden çıkarabiliriz belki de. Bu tasvirlerdeki şiirsellik ve gerçeklik arası kıvamı iyi tutturmuş, bir Sheba’ya, bir Barbara’ya yüklediği takıntılı, sıkıntılı, tekinsiz kimliklerin çözümlemelerini yerinde yapmış, gel-gitleri iyi etüd etmiş bir senaryo bu.. Romanın yarattığı atmosferden algılayabileceklerimiz farklı farklıdır. Ancak kendi çapına ihanet etmeyen bu güzel uyarlama övgüyü hak ediyor.

 

 

Notes On A Scandal, iki farklı kuşağa ait iki usta aktrisin görkemli bir gövde gösterisi aynı zamanda. Sheba ve Barbara’yı önce sunan, sonra geliştiren, sonlara doğru dönüştüren, üzüntü, gerilim, öfke yoğunluklu müthiş bir kimya tutturan Judi Dench-Cate Blanchett ikilisi bir daha başka bir filmde biraraya gelir mi bilinmez. Ama bu gösteri kaçırılmamalı. Yalnız Barbara ile Sheba arasındaki arkadaşlık ve tehlikeli çekimin biraz da senaryo süzgecinden geçirilerek sunulması, biraz eksiklik hissettirebilir. Fakat her iki oyuncu da bu eksiklikleri alçalan-yükselen performanslarıyla bertaraf edebiliyorlar. Yine usta İngiliz aktör Bill Nighy de başlarda vasat seyreden rolünü sonlara doğru, biraz da abartıya kaçarak güçlendiriyor. (Sheba’nın kocası Richard olarak başına gelenlerin ardından, bu abartının göze batmaması da mümkün.) Birinci sınıf oyunculuklar, kanlı canlı bir senaryo, güçlü bir hikaye, cesur bir anlatım, yönetmen Richard Eyre’e fazla yük bindirmemiş. Film müzikleri üstadı Philip Glass’ın tutku dolu müzikleri, filmin inip çıkan tansiyonunu mükemmel tamamlıyor. Notes On A Scandal, kaliteli dram seven izleyiciler için çok iyi bir fırsat.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder