31 Aralık 2010 Cuma

Romance & Cigarettes (2005)


Yönetmen: John Turturro
Oyuncular: James Gandolfini, Susan Sarandon, Kate Winslet, Steve Buscemi, Christopher Walken, Eddie Izzard, Mandy Moore, Bobby Cannavale, Aida Turturro
Senaryo: John Turturro
Müzik: Paul Chihara, Nourhan Sharif

Bir köprü yapımında demir işcisi olarak çalışan Nick, Kitty ile evli ve üç kız babasıdır. Ailenin hayatı karmakarışıktır. Nick, kızıl saçlı güzel Tula ile kaçamak bir ilişki yaşamaktadır. Karısı Kitty, bu ilişkinin farkına vardığından beri Nick ile iletişimi kesmiştir. Aynı evin içinde yaşamak zorunda olan Nick ve Kitty duygularını şarkı söyleyerek açığa çıkarmaktadırlar.



Pazar sabahı westernleri bazen yerini hoş müzikallere bırakırdı. Fred Astaire, Ginger Rogers, Gene Kelly gibi nice müzikal efsanesinin boy gösterdiği bu filmler için sıfır besteler yazılırdı. Koreografik açıdan muhteşem anlar barındıran bu işler, kimi zaman insanı hayrete düşürecek derece akrobatikti. Üstelik efekt, bilgisayar, hesap makinesi teknolojilerinin namevcut oluşu sebebiyle bu görüntülerin sahte olmasına pek imkan yoktu. Ama olay sırf dans da değildi. High Society geldi aklıma ilk olarak. Akabinde West Side Story fırtınası, devamında infial yaratan Grease, dönemin modasını belirleyen filmlerdi adeta. Şimdi sigara ile bu paragrafı nasıl bağlayacağız? Bu filmlerde sigara içilirdi. Evet içilirdi! Şimdi olsa “vay efendim dans filminde sigara içilir miymiş, müzikallerde tüttürülür müymüş” gibi polemiklerden geçilmezdi. (Belki o dönemlerde bu polemikler yapılmıştır, bilemiyoruz. Fakat yapılmış olsa herhalde bir yerlerde “dur” denirdi.) Müzikli danslı filmlerde sigara unsuru kimi zaman karizmayı tamamlayan bir aksesuar, kimi zaman kural tanımazlığa ve tekinsizliğe gönderme yapan vurgular şeklindeydi. Günümüzde de bu amaçlar geçerli.

Bir modern zaman müzikali, bağımsız sadeliği ile süperstar olamasa da star bir film olan Romance & Cigarettes'de, ünlü aktör John Turturro oynadığı sayısız güzel rolün yanında, Mac (1992) ve Illuminata (1998) prodüksiyonlarından sonra 3. yönetmenlik denemesini sunuyor. James Gandolfini, Susan Sarandon, Kate Winslet, Christopher Walken, Steve Buscemi gibi ağır toplardan oluşan bir kadroyu yan yana getiren, klişe riski taşıyan bir senaryoyu yola getirmeye çalışırken iyi niyetini ve samimiyetini ortaya koyabilen, kabare anlayışından çok, parodi arayışında bir müzikal ortaya çıkaran Turturro, sahiden klas bir oyuncu. İddiasız fiziği ve tedirgin edici oyun tarzı ile Coen biraderlerin gözdelerinden biri olması boşuna değil. Ama yönetmenliği ve senaristliği Coen kardeşlerden izler taşımıyor. Zaten o izleri taşımak yürek ister. Turturro’nun yüreksizliğinden değil, o tip bir etkileşime veya sidik yarışına çok uzak oluşundan kaynaklı bir durum. Coenler gibi bir film çıkarayım demeyecek kadar aklı başında. Romance & Cigarettes’den anlıyoruz ki, aşk, ihanet, sadakat gibi duygusal sulara yelken açmayı daha bir seviyor sanki.



Fedakar karısı Kitty’yi (Sarandon) hafif meşrep bir tezgahtar olan Tula (Winslet) ile aldatan Nick (Gandolfini), maço görünümü ile aile reisliği taslayan, ama 3 yetişkin kızının kocamış kurt misali maskara ettiği kendi halinde bir işçidir. İlk bakışta renksiz, soğuk ve sıkıcı görünen hikayeyi gazlayan usta oyuncular, komik yan karakterler ve tabi ki müzikal olmanın verdiği cıvıl cıvıl atmosfer. Müzikallerin doğası gereği olmadık yerlerde dans edip şarkı söyleyen bu insanlar, belki de Turturro’nun yapmak istediği üzere filmde sanki o eski müzikal günleri yad edip, biraz da dalgalarını geçiyorlar. Ama masum bir saygı duruşu olduğu söylenebilir.

Film için, eski müzikallerde olduğu gibi özel şarkılar yazılmadığından, eski pop rock klasikleri ile idare edilmiş. Burada da ayrı bir risk beliriyor. Ne var ki seçilen şarkılar ve onları koreografilerle sunuş biçimi gayet hoş olmuş. Bu şarkılar arasında öne çıkanlar, içinde alfabenin hemen hemen tüm harflerini barındıran Engelbert Humperdinck’in A Man Without Love, Janis Joplin’den Piece Of My Heart, Tom Jones’tan Delilah, Bruce Springsteen’den Red Headed Woman ve Bueno Vista Social Club efsanesinden El Cuarto De Tula... Özellikle bu şarkıların kullanıldıkları sahneler ve performanslar çok güzeldi.

Belli bir noktaya kadar Romance mevzu tamam da, Cigarettes’in olayı ne acaba” diye düşünmeden edemiyoruz. Şarkı sözleri hikayenin bölümleriyle çok uyumlu. Ama defalarca dinlemekten bıkmayacağım bazı hoş şarkıları bu filmde duyunca, öğrenciliğimde edindiğim bir alışkanlık yine yakama yapıştı: Bir şarkı duyunca hemen bir sigara yakmak. Ama öyle her şarkıda değil. Efsanevi kadın folk şarkıcılarından Joni Mitchell’ın güzel bir sözü vardır: “Konser dediğin, bana sigara içmeyi unutturandır”. Böyle bir durum, tiryakiler için söz konusu olabilir mi tartışılır. Zira ufak bir heyecan anında bile sigara yakmayı refleks haline getirmiş olanlara bu durumu kabul ettirmek zor. Bu çaresizlik yüzünden “sigara altı” isminde bir öğün bile icat etmişizdir. Mitchell’ın sözü gibi sigarasızlığa övgü altında sigaraya gönderilen anlama benzer pek çok söz mevcuttur. İspanyol sinemasının duayenlerinden Luis Bunuel’in tavsiyesi de düşündürücü: “Birkaç öğüt vermek istiyorum. Zengin düş dünyalarının olduğu kadar, güçlü dostlukların da babası olan iki şey üzerine.. İçki ve sigara içmeyiniz. Sağlığa zararlıdır.”



Gandolfini, Sarandon, Winslet ve üstte adı geçen diğer oyuncuların yanında şarkıcı oyuncu Mandy Moore, stand up komedyeni Eddie Izzard, John Turturro’nun kuzeni, aynı zamanda Sopranos dizisinde Gandolfini’nin kardeşi Janice’i canlandıran Aida Turturro ve çeşitli dizilerde rastlayageldiğimiz Bobby Cannavale’nin ufak rolleri de müzikallerin o kalabalık, cıvıl cıvıl ambiyansına katkıda bulunuyor. Bir grup kurtlu insanın ota bota şarkı söyleyip, ilk fırsatta kıvırtmaya başlayan görüntüsünden ziyade, şarkı ve dansları kendine yakıştırmayı başaran, bu sayede müzikallerin içine düşmekten kurtulamayacakları yapmacıklığı sevimli gösterebiliyor. İçinde sade ve dokunaklı dramatik unsurlar da bulunan Romance & Cigarettes’in sigara ile ilişkisi, ara sıra sigara içen ve takır takır öksüren Nick’den ibaret… diye düşünürken filmin hisli bir yapıya bürünen sonlarına doğru Nick’in bir cümlesi filmin ismiyle olan bağlantısını özetliyor. Ama bu özet, sigara üzerine zararlı didaktiklikten uzak bir söylem: “Bir adamın yapabiliyor olması gereken iki şey var: Romantik olmak ve geberene kadar sigara içmek.” John Turturro gibi komple bir oyuncudan eski müzikallere yollanan bir selam niteliğinde tatlı bir temaşa.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder