Yönetmen: Shainee Gabel
Oyuncular: John Travolta, Scarlett Johansson, Gabriel Macht, Deborah Kara Unger, David Jensen, Dane Rhodes
Senaryo: Ronald Everett Capps, Shainee Gabel
Müzik: Nathan Larson
Florida… Genç bir kız olan Purslane Hominy Will (Scarlett Johansson) erkek arkadaşından gecikmiş bir haber alır: Annesi ölmüştür. Purslane, annesinin cenazesi ve yaşamını devam ettirmek için doğduğu şehre, New Orleans’a dönmeye karar verir. Ancak evine döndüğünde garip bir durumla karşılaşır. Annesinin harabeye dönen evinin yeni sakinleri iki sarhoştur. Eski bir İngilizce profesörü olan Bobby Long (John Travolta) ile eski asistanı Lawson Pines (Gabriel Macht)… Bu acayip ikili, dokuz yıldır Bobby Long’un hayatı üzerine devamlı başarısızlıkla sonuçlanan bir kitap yazmaya çalışmaktadırlar. Genç kız cesur bir karar alır ve evi onlarla paylaşmaya karar verir. Bir süre sonra bu zorlu ilişki, değişik bir boyuta taşınacak ve en derin sırlar paylaşılmaya başlanacaktır.
A Love Song For Bobby Long gerçekten sıcak bir Amerikan dramı. Benzerlerini de izlediğimi söyleyebilirim. Ama “tipik” bir dram demektense, “kaliteli” bir dram demeyi tercih ediyorum. Her ne kadar benzerleri ifadesini kullanmış olsam da, hikayenin tıpatıp benzeri değil kastettiğim. Giriş, gelişme ve sonuç itibariyle sıkça kullanılan şablonlara bağlı kalmak şartıyla samimi hikayeler anlatmış benzerleri gibi diyebilirim. Filmin başında Lawson’un espirisini yaptığı Driving Miss Daisy gibi şu an aklıma gelmeyen pek çok filmin kullandığı bu şablondaki samimiyeti yakalamak, en az yeni bir şablon yaratmak kadar güç olsa gerek. Çünkü benzer kalıplarla oynadıktan sonra yitip giden ve bu yitip gitmeyi hak eden onlarca dram arasında o içtenliğe ulaşma başarısını göstermek, saygı duyulası bir hareket.
Daha açılışta Bobby Long’u rengarenk evlerin, yapıların önünden geçerken izlediğimizde, biraz da fondaki blues tınılarının da yardımıyla havamızı buluyoruz. Bobby, Pursey, Lawson üçlüsü arasında yaratılan sıcak ilişkinin, o sözünü ettiğimiz şablonlara bağlı kalarak da olsa nakış gibi işlenmesi, bu ilişkiye adeta dokunulmazlık katıyor. Bobby ve Pursey’nin zıtlaşması, Bobby ve Lawson’un kader birliği, Lawson ve Pursey’nin birbirlerine karşı yarattıkları çekim/itim alanları sevimli olduğu kadar dokunaklı da. Bunun yanında diğer yan karakterlerin bu çekirdek üçlüye kimi zaman hedef şaşırtmak, kimi zaman telafisi mümkün sorunlar çıkarmak amaçlı, fakat gidişata fazla müdahale etmeksizin dostça katılımları da aynı derecede sade bir meltem misali.
Geçmişe ait sırların parça parça ortaya çıkışı, karakterlerin hatalarıyla yüzleşmeleri, telafi çabaları, bu çabalar esnasında birbirlerine destek olmaları, kaliteli gördüğümüz Amerikan dramlarında sıkça rastladığımız unsurlar. Ama şayet kaliteli bulduysak sıkça rastlamış olmamızın ne mahsuru var? Önemli olan biryerlerden bizi yakalamış olmaları ve klasik giriş, gelişme, sonuç şablonu dahilinde kendi yolunu çizmeyi başarmış, aralara kendi güzelliklerinden güzellikler katmasını bilmiş bir film olması. Dostlarla barda kırda içerek hoş sohbetler etmek, nehir kenarında gitar çalıp şarkı söylemek ve özellikle yarattığı pastoral huzur sayesinde taşra hissiyatını edebi okşamalarla renklendirmek A Love Song For Bobby Long’un en güzel anlarından. Özellikle Travolta ve Johansson yerinde sunumlarda bulunuyorlar. Ama bence onların yerinde kendi kalemlerinden başka oyuncular da olsa fark etmezdi. O tatlı ve huzur dolu atmosferi barındıran hikaye ile doğal güzelliklerin sağlayacağı uyumun başka oyuncularla bozulacağını sanmıyorum. Böylesi bir film onları da kendi naifliğine ortak etmede sıkıntı çekmezdi.
Geçmişe ait sırların parça parça ortaya çıkışı, karakterlerin hatalarıyla yüzleşmeleri, telafi çabaları, bu çabalar esnasında birbirlerine destek olmaları, kaliteli gördüğümüz Amerikan dramlarında sıkça rastladığımız unsurlar. Ama şayet kaliteli bulduysak sıkça rastlamış olmamızın ne mahsuru var? Önemli olan biryerlerden bizi yakalamış olmaları ve klasik giriş, gelişme, sonuç şablonu dahilinde kendi yolunu çizmeyi başarmış, aralara kendi güzelliklerinden güzellikler katmasını bilmiş bir film olması. Dostlarla barda kırda içerek hoş sohbetler etmek, nehir kenarında gitar çalıp şarkı söylemek ve özellikle yarattığı pastoral huzur sayesinde taşra hissiyatını edebi okşamalarla renklendirmek A Love Song For Bobby Long’un en güzel anlarından. Özellikle Travolta ve Johansson yerinde sunumlarda bulunuyorlar. Ama bence onların yerinde kendi kalemlerinden başka oyuncular da olsa fark etmezdi. O tatlı ve huzur dolu atmosferi barındıran hikaye ile doğal güzelliklerin sağlayacağı uyumun başka oyuncularla bozulacağını sanmıyorum. Böylesi bir film onları da kendi naifliğine ortak etmede sıkıntı çekmezdi.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder