Yönetmen: Kwang-Hyun Park
Oyuncular: Ha-kyun Shin, Jae-yeong Jeong, Hye-jeong Kang, Ha-ryong Lim, Steve Taschler
Senaryo: Jin Jang
Müzik: Joe Hisaishi
Bir bölgede çatışmaya giren bir grup Kuzey ve Güney Kore askerinden kurtulanlar, tesadüfen savaştan habersiz Dongmakgol adlı bir kasabada karşılaşırlar. Fakat köylülere zarar vermemek için köyden ayrılana kadar zorunlu ateşkese giderler. Ayrıca köyde, keşif uçuşu yaparken düşen bir Amerikan askeri de bulunmaktadır. Bu üç taraf, bir süre de olsa Dongmakgol'da beraber yaşamayı öğrenmek zorunda kalacaklardır.
Yönetmen Kwang-Hyun Park’ın ilk filmi Welcome To Dongmakgol, bir ilk filme göre oldukça renkli ve anlamlı bir yapıya sahip. Savaşan iki tarafı temsil eden karakterlerin, ortak bir paydada buluşmak zorunda kalmaları, pek çok filmde işlenmiş bir konu, fakat iki tarafın birbirlerine olan nefretlerini aşama aşama dönüştürüp değiştirmeyi başarması açısından çok sıcak bir film. İki Güney, üç Kuzey Koreli askerin tesadüfen Dongmagkol köyünde karşılaşmalarından itibaren yaşananlar izleyene eğlenceli bir film vaad ediyor. Oysa filmin başlarındaki çok başarılı ve sahici savaş sekansından sonra bu yönde ilerleneceğini düşünüyorsunuz. Savaştan habersiz, tüfeklere çubuk, miğferlere kap diyen Dongmakgol köylüleri ile birer ölüm makinesine dönüşmüş Kuzey-Güney askerlerinin buluşması iyi yönetim, iyi senaryo, iyi oyunculuk ve iyi görüntüler gerektiriyor. Yönetmen Park ise bu “iyi” çıtasını birçok açıdan “çok iyi”ye terfi ettirmeyi başarıyor.
Filmin görüntü ve kurgusu doyumsuz. Ambarın havaya uçma sahnesi, anime tadındaki yaban domuzunu yakalama sahnesi, bombardıman sahnesi gerçekten tadına doyulmaz muhteşem anlar.. Sırf bu sahneler bile Kwang-Hyun Park’ın, geleceğin en parlak yönetmenlerinden biri olacağını düşünmemizi sağlayabilir. Ama filmin marifetleri bu kadarla da kalmıyor. İki tarafın askerlerinin köyde karşılaşmalarıyla başlayan süreç, silah doğrultma, yumruklaşma, küfürleşme, birbirini konuşarak suçlama, zoraki yardımlaşma, merak, anlamaya çalışma, özeleştiri ve dostluk gibi alfabetik bir sıra izliyor ki, bu insani kronolojiyi sağlamak gerçekten zor ve karmaşık. Filmin en önemli başarısı da bu mayayı hakkıyla tutturabilmesi. Kore sinemasının usta ve karizmatik aktörleri Ha-kyun Shin ve Jae-yeong Jeong, Kuzey-Güney çekişmesini o kadar güzel canlandırıyorlar ki, dıştan gerçek birer savaşçı ama aslında savaşın anlamsızlığına anlam aramaktansa ondan bir an önce kurtulmayı düşleyen ruh hallerinin aynaları gibiler adeta.. Ve süreç, “önce siz başlattınız” safhasından savaş karşıtlığına doğru ilerliyor. Bu ilerleyişi sağlayan en önemli etmen tabiki Dongmakgol köyü ve köyün bilgesi, delisi, öğretmeni, kadını, çocuğu, işçisi.
Onlar, cehaletin mutluluk olduğu, ama aynı zamanda savaşı bilmemenin mutlulukların en güzeli olduğunu temsil eder konumdalar. İki tarafı bu cehaletleri ile birbirlerine yakınlaştırdıkları ve onlara kendi üniformaları yerine kendi yerel kıyafetlerini giydirebildikleri için iyiliğin ve saflığın ne kadar güçlü olduğunu zor kullanmadan vurguluyorlar. Köylülerin saflığı temizliği o kadar büyüleyici ki, keşif uçağı düşüp köyde mahsur kalan Amerikan askeri Smith bile oradan ayrılıp, “Özgürlükler Ülkesi” Amerika’ya dönmek istemiyor. Köyün delisi Yeo-il’in sevimliliğine, öğretmen Kim’in saf bilgeliğine, küçük Dong-goo’nun zekasına, köylülerin sıcak ve komik konuşmalarına kapılıp gitmemek elde değil. Özellikle Oldboy’da Mi-do olarak izlediğimiz Hye-jeong Kang, Yeo-il rolüyle filmde çok şirin bir anti-savaş figürü olarak karşımıza çıkıyor.
İlk yarısı tam bir cümbüş, ikinci yarısı ise aksiyon ve duygu yüklü bir kahramanlık öyküsü olan Welcome To Dongmakgol, özünde savaşın her şeye rağmen insani duyguları köreltmeyi başaramadığını, saflık ve temizlik üzerine kurulmuş dostlukların her türlü zorluğu göze alabileceğini anlatan çok sıcak bir kahramanlık hikâyesi
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder