8 Kasım 2025 Cumartesi

Kill Me Again (2025)

 
Yönetmen: Keith Jardine
Oyuncular: Brendan Fehr, Majandra Delfino, Matthew Page, Daved Wilkins, Keith Jardine, Michelle Waterson, Ryan Jason Cook, Juliet Lopez, Tait Fletcher
Senaryo: Keith Jardine
Müzik: Lance Bendiksen, Schneider Sienes

Charlie adındaki seri katil, bir gece kamyonetiyle bir yol üstü lokantasına girer. Lokantada televizyondan seri katille ilgili haberi izleyen iki arkadaş, üç genç, vardiyasını tamamlamış iki hemşire, gizli buluştukları anlaşılan bir çift, David adında sessiz bir adam, aşçı ve garson Ana vardır. Charlie bir süre takıldıktan sonra dışarıda Ana'yı bekler. Onu zorla kamyonetine bindirip orada öldürür. Ama hemen ardından lokantaya girdiği ilk ana geri döner. Bu durumu tekrar tekrar yaşayan Charlie, lokantadan bir türlü çıkamadığını, her girdiğinde orada yaşananların başa sardığını fark eder. Çeşitli filmlerde yan roller alan, bu filmde de David rolünde görünen, El Paso 11:55 adında bir kısa filmi de bulunan Keith Jardine'in yazıp yönettiği ilk film olan Kill Me Again, türler arası gezinen iyi bir başlangıç. Bu türler komedi, gerilim, slasher ve ucundan da olsa dram şeklinde özetlenebilir. Özellikle Groundhog Day'in açtığı yolda bir çok farklı denemeye girişen filmlerden biri olarak aynı günün tekrar yaşanması üzerine ilginç fikirlere sahip olduğu da söylenebilir. Yalnız burada aynı günden ziyade, Charlie'nin lokantanın kapısından girdiği an ile, artık ne zaman çıkarsa o ana kadar bir tekrar söz konusu. Bu tür filmlerin sahip olduğu 24 saatlik bir süre yerine de orada geçirilen zaman şeklinde bir esneklik var. Lokantanın dışındaki ufak park yeri de bu zaman döngüsünün sınırları içine dahil edilmiş.

Mekandaki bir grup insan ve onların davranışları, tepkileri, konuşmaları tekrar ettikçe seyirciye belli bir şablon sunan Jardine, kendine yarattığı bu döngüsel özgürlük içinde istediği gibi at koşturuyor. Bu döngüye hapsolan öznesi Charlie'yi bir seri katil olarak tanımlamakla kara komedi sınırlarını iyice genişleterek farklı kombinasyonlar tasarlıyor. Charlie'nin başlangıçta yaşadığı şaşkınlıktan, alışma evresinde yaptığı acemiliklerden, giderek alışmasından, tadını çıkarmaya başlamasından, bir süre sonra kaçınılmaz olarak bunalmasından ve ahlaki ikilemlere düşmesinden oluşan bir izleğin gereklerini başarıyla uyguluyor. Charlie bir yandan çıkamadığı bu lokantada ne yapacağını düşünürken bir yandan bu döngüyü bozabilecek totem arayışı içine giriyor. Buna yönelik deneme yanılmalar bir süre sonra eğlenceli bir tek mekanda geçen slasher türüne evriliyor. Seri katillerin öldürme eyleminden aldıkları haz düşünuldüğünde bu lokanta Charlie için adeta bir açık büfe işlevi görüyor. Ama bir yemeği ne kadar severseniz sevin, önünüze ondan bolca ve her gün (burada her döngü) koyarlarsa sıkılmamanız neredeyse imkansız. Charlie de doya doya seri katilliğini icra ettikten ve her seferinde öldürdüğü kişileri tekrar hayatta gördüğünden dolayı kendi çapında bir tükenmişliğe kapılıyor. Basit bir yağda yumurtaya bile hoş bir anlam yükleyen Jardine senaryosu, Charlie sayesinde özgürlüğünün, sonra mahkumiyetinin, sonra yine özgürlüğünün diye sürüp giden sefasını sürüyor. Her bir döngüye kendi çapında farklı anlamlar yükleyip, mekanda bulunan farklı karakterleri öne çıkararak skeç benzeri ufak senaryo eklemeleriyle sürekli yenileniyor.

Bu kendini yenileme işlemini "kendini tekrar" olarak görmek seyirci açısından da olası. Charlie iğrenç bir karakter ve onun bu sıkışmışlık içinde debelenmesi keyif veriyor. Fakat Jardine yavaş yavaş Charlie'nin bu çaresizliğiyle empati kurmamız yönündeki ince ayarları kurarken de keyif veriyor. Dexter gibi kodları, ilkeleri olmayan, zevk için öldüren Charlie gibi bir katilin, içine düştüğü bu döngüde "şayet farklı bir insan olsaydı nasıl bir Charlie görürdük" sorusuna cevaben yaptıkları da yine lokanta sınırları dahilinde senaryonun kendini tazelemesine örnek gösterilebilir. Filmin bu cevaba zaman ayırabilecek ufak çapta bir dram senaryosu karakteri de mevcut. Keith Jardine, komedi, dram, slasher arasında başarılı bir kurguyla sağladığı dengeyi sona kadar çok iyi taşıyor. Sürpriz final ise herkesi tatmin etmeyebilir ve bir miktar didaktik bulunabilir. Ama o noktaya gelene kadar Groundhog Day veya Age Of Tomorrow gibi usta örneklerde izlediğimiz döngü sürecine, karakter değişimine/gelişimine seri katil ve hapsolunan bir yol üstü lokantası çeperlerinde gayet sürükleyici ve eğlenceli açılardan bakabilen bir film. Brendan Fehr, Majandra Delfino gibi pek kimselerin tanımadığı, bağımsız filmlerde veya TV dizilerinde yan rollerde görünen oyuncuların hiç de sırıtmayan performanslarıyla da güçlenen Kill Me Again, umarız Keith Jardine'in gelecekte de iyi işler çıkarmasına vesile olur. Zira düşük bütçelere, tanınmamış oyunculara rağmen böyle sürükleyici, dinamik, alt metinli filmler çeken senarist/yönetmenlerin sürekli olması her zaman arzulanır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder