Yönetmen: Gavin Hood
Oyuncular: Presley Chweneyagae, Mothusi Magano, Percy Matsemela, Jerry Mofokeng, Nambitha Mpumlwana
Senaryo: Athol Fugard, Gavin Hood
Müzik: Paul Hepker, Mark Kilian
Johannesburg varoşlarında yaşayan Tsotsi lakaplı David, genç ve oldukça asabi bir çete lideridir. Bir gece tek başına zengin semtlerin birinden araba çalmak isterken, arabayı süren kadını vurur ve kaçar. Ancak epey uzaklaştıktan sonra arabanın arkasında bir bebek olduğunu fark eder. Bebeği kendi evine götüren Tsotsi için artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.
Güney Afrika Johannesburg’da kelime anlamı argoda “gangster” demek olan Tsotsi, 2006’da akademiden En İyi Yabancı Film Oscar’ı almıştı. Akademinin bu kategoride yarıştırdığı filmlerin tartışılmaz kalitesi Tsotsi’de de kendini gösteriyor. Arkadaşlarından oluşan küçük çetesine liderlik eden Tsotsi’nin hayatı, tesadüfen bulduğu bebekle değişmeye başlıyor. Bu değişim, hayat tarzına yansıdığı gibi, esas olarak onu zihinsel, ruhsal ve duygusal açıdan çok etkiliyor. Bu beklenmedik minik misafir sayesinde geçmişiyle yüzleşme ve sorumluluk alma fırsatı buluyor. Bebekte kendini görüyor. Yaşadığı bu içsel değişim o kadar güçlü bir hal almaya başlıyor ki, kendi çocukluğunda yaşadığı korkularına, sevgisizliğine, anne babasının zayıflıklarına, hatalarına bir karşı duruş geliştirmeye başlıyor.
Tsotsi, aslında pek çok açıdan belirleyici bir karakter gelişimini, dinamik bir şekilde sunuyor. Konu olarak olmasa da, birey özgürlüğüne yaptığı farklı vurgulardan dolayı 1998 yılında yine En İyi Yabancı Film Oscar’ı almış olan Character filmi ile ruhani bir benzerlik taşıyor. David ve Jacob’un “iç”e ve “öz”e inmeye çalışan gerçek arayışları, bir bebek veya bir baba figürü sayesinde birey olma özgürlüklerinin limitlerini keşfetmeye çalışmaları onları birbirine yakınlaştırıyor. Bu bireysellikten hareketle insan olmanın anlamını kendilerine has biçimde açıklıyorlar.
Sert ve uyumsuz bir kabadayının hayatına birgün bir bebeğin girmesi ve onu yumuşatması klişesinden çok daha fazlasını barındıran film, içerdiği yan karakterlerle aslında ne kadar katmanlı bir yapıda olduğunu da gösteriyor. Farklı kişiliklerdeki çete üyeleri, David’in bebeği emzirmesi için baskı yaptığı anne, metrodaki özürlü dilenci, David ile trajik bir olay yaşayan bebeğin babası, merkezi çok iyi tamamlayan ve David’in kişiliğini farklı başlıklarla incelemeyi gerektiren unsurlar. Merkezdeki Tsotsi, yani David ise, sadece bazı tiyatro oyunlarında oynamış amatör Presley Chweneyegae tarafından canlandırılıyor. Yüzünde birçok farklı anlamı barındıran Chweneyegae, sırf yüzünün avantajını kullanmayıp oyunculuk olarak da harikalar yaratmayı başarıyor. Onu ilerleyen günlerde başka yapımlarda da izlemek oldukça keyifli olacaktır.
Tsotsi, aslında pek çok açıdan belirleyici bir karakter gelişimini, dinamik bir şekilde sunuyor. Konu olarak olmasa da, birey özgürlüğüne yaptığı farklı vurgulardan dolayı 1998 yılında yine En İyi Yabancı Film Oscar’ı almış olan Character filmi ile ruhani bir benzerlik taşıyor. David ve Jacob’un “iç”e ve “öz”e inmeye çalışan gerçek arayışları, bir bebek veya bir baba figürü sayesinde birey olma özgürlüklerinin limitlerini keşfetmeye çalışmaları onları birbirine yakınlaştırıyor. Bu bireysellikten hareketle insan olmanın anlamını kendilerine has biçimde açıklıyorlar.
Sert ve uyumsuz bir kabadayının hayatına birgün bir bebeğin girmesi ve onu yumuşatması klişesinden çok daha fazlasını barındıran film, içerdiği yan karakterlerle aslında ne kadar katmanlı bir yapıda olduğunu da gösteriyor. Farklı kişiliklerdeki çete üyeleri, David’in bebeği emzirmesi için baskı yaptığı anne, metrodaki özürlü dilenci, David ile trajik bir olay yaşayan bebeğin babası, merkezi çok iyi tamamlayan ve David’in kişiliğini farklı başlıklarla incelemeyi gerektiren unsurlar. Merkezdeki Tsotsi, yani David ise, sadece bazı tiyatro oyunlarında oynamış amatör Presley Chweneyegae tarafından canlandırılıyor. Yüzünde birçok farklı anlamı barındıran Chweneyegae, sırf yüzünün avantajını kullanmayıp oyunculuk olarak da harikalar yaratmayı başarıyor. Onu ilerleyen günlerde başka yapımlarda da izlemek oldukça keyifli olacaktır.
Athol Fugard’ın romanından Gavin Hood tarafından senaryolaştırılıp yönetilen Tsotsi, özellikle finalde ulaştığı gerilim ve duygusal yoğunluğa ulaşana dek gayet sürükleyici ve özünde sevgi dolu bir film. Öyküsü, oyuncuları, kamerası, senaryosu, mekanları ile dört dörtlük Tsotsi'de, David’in insani özelliklerini bulma yolculuğu mutlaka görülmeli.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder