9 Ocak 2011 Pazar

Troubleshooter (2010)


Yönetmen: Kwon Hyeok-jae
Oyuncular: Seol Kyeong-gu, Lee Jeong-jin, Oh Dal-soo, Joo Jin-mo-I, Lee Sung-min, Moon Jeong-hee
Senaryo: Kim Jeong-min-II, Kwon Hyeok-jae, Ryoo Seung-wan
Müzik: Jun-Seok Bang

Eski dedektif şimdinin özel dedektifi Kang Tae-sik bilmediği bir müşterisinden aldığı yasak ilişki işi için bir otele gider. Otel odasında karşılaştığı kadın cesedi karşısında şaşkına döner. Bu sırada otele polislerin gelmesi üzerine katil olduğuna inanılır. Kang Tae-sik'in her hareketinden haberdar olan gizemli biri onu arar ve içinde siyasi dengeleri bozabilecek bir tanığı kaçırması için ona şantaj yapar. Kang Tae-sik'in bütün gücüyle bu işten aklanmak için uğraşması ve bu komplonun arkasındaki gizemli kişiyi bulması gerekecektir.

Kwon Hyeok-jae'nin ilk yönetmenlik denemesi olan Troubleshooter, başlarda eceleye gelmiş izlenimi uyandıran bir komployu gittikçe daha da dallandırıp budaklandıran senaryosuyla dikkat çekici bir film. Senaryoyu yönetmen Kwon Hyeok-jae ile birlikte yazanlar arasında bulunan Ryoo Seung-wan'ı, çok beğendiğim, hatta Güney Kore sineması şu haline geldi geleli çıkardığı en iyi filmlerinden biri olarak gördüğüm 2004 tarihli Crying Fist'den bu yana takip ederim. Ama ne yazık ki o zamandan beri bu adamın ne senaryo, ne de yönetmen olarak iyi filmine rastlamadım. Burada katkıda bulunduğu senaryonun kafa karıştıran suç ağı oldukça iyi örülmüş denebilir. Birinci sınıf Hollywood aksiyonlarını aratmayan bu komplo senaryosuna, aynı sınıfın tekniklerini de eklediğimizde, izlemesi sıkmayan bir polisiye ortaya çıkıyor. Üzerine oyunlar oynanan dedektif eskisi, yozlaşmış polis ve politikacı figürleri, son dakika müdahaleleri, mantığa meydan okuyan kaçma-kovalama-kurtulma sahneleri, herşey o kitaba gayet uygun.


Yalnız filmin en önemli eksiklerinden biri, bu büyük komplo için neden Kang Tae-sik karakterinin seçilmiş olduğu üzerine sağlıklı gerekçeler sunamaması. Gerçi birtakım eski hesaplar devreye giriyor gibi görünmekte. Fakat ortada doğrudan seçim politikalarını etkileyecek büyük bir şantaj dönüyor ve üzerine yıkılan suçla bir anda aranan durumuna düşen Kang Tae-sik'in neden bu işin içine sokulduğuna dair fazla sebep öne sürülmüyor. Sürüldüyse de, ya senaristlerin düşündüğü ölçülerde o bağlantıyı kuramamış ya da o bağlantıyı toptan kaçırmış olmalıyım. Herhalde bu komplo üzeri şantaj olayının altından kalksa kalksa bizim eski polis Kang Tae-sik kalkar diye düşünmüş olmalı sevgili komplocu ve senaryocu arkadaşlar. Hem zekâsını, hem de fizik gücünü kullanarak kalkmasına kalkıyor da. Şantajcı güçlerin direktiflerini yerine getirme, kendini aklama, çok önemli bir tanığı koruma, eski bir hesabı bulunan bir sapıkla başetme ve arasının limoni olduğu kızını tüm bu karışıklıktan uzak tutma arasında sıkışan bir ex-polis olmanın altından kalkmak, şu sıralar sadece Dexter'ın yapabileceği birşey gibi görünse de, Kang Tae-sik bunu başarıyor denebilir. Bu da filmin seyir zevkini arttırıyor.

Seyir zevkini arttıran bir diğer önemli unsur da, Güney Kore sinemasının en iyi aktörlerinden biri olan Seol Kyeong-gu'nun varlığı tabiî. Onun gibi yeraldığı her filme oyuncu olarak pozitif özellikler katan usta ve çalışkan bir aktörü izlemek zevk veriyor. Entrikalarını sindire sindire açmayı ilke edinmiş, Hollywood'un davul zurnayla sunacağı bazı ufak tefek sürprizleri abartmaktan kaçınmış, buna rağmen sürükleyiciliğini korumayı başarmış bir film olarak Troubleshooter, köşebaşında rastlanırsa selam verilecek bir film hüviyetinde bana göre.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder