1 Ocak 2007 Pazartesi

Tiptoes (2003)


Yönetmen: Matthew Bright
Oyuncular: Gary Oldman, Matthew McConaughey, Kate Beckinsale, Peter Dinklage, Patricia Arquette, Ed Gale
Senaryo: Bill Weiner
Müzik: Gary Schreiner

Tiptoes bizi küçük insanların (onlara cüce denmemesi gerektiği vurgulanıyor) dünyasına götürüyor. İkiz kardeşlerden Steven, küçük anne-babadan olma normal bir insanken kardeşi Rolfe, yani bukalemun oyuncu Gary Oldman, bu genetik kaderden kaçamamış entellektüel yazar kardeşi oynuyor. Evet Gary Oldman burada da çok yönlülüğünü gösteriyor ve filmde onu bir küçük insan olarak izliyoruz. Oldman filmde özel efektler ve Lord Of The Rings’de Hobbitler için kullanılan perspektifler sayesinde cüce olarak gösteriliyor. Rolfe Bir gün ikizi Steven’ı ziyaret ediyor ve kız arkadaşı Carol (Kate Beckinsale) ile tanışıyor. Carol’un Steven’ın kendisine söylemediği bu gerçekle yüzleşmesinin üzerine bir de Steven’dan hamile olduğunu öğrenmesi işleri iyice karıştırıyor.


Filmin afişini veya resimlerini görünce Tiptoes’u Bir komedi olarak algılayabilirsiniz. Ancak film, yıldız oyunculardan çıkan orta halli oyunculuklara sahip bağımsız ve iddiasız bir romantik dram. Filmin sırtını dayaması gereken açmaz, ortaya merakla izlenen bir dram çıkarıyor. Ama yıldız oyunculara rağmen filmi ayakta tutan yegane etken filmin lokomatifi konumundaki senaryo. Ama o bile sonlara doğru filmi yarı yolda bırakıyor bana göre. Bugüne kadar ki oyunlarıyla çok şeyler beklediğim Gary Oldman, küçücük kalmış bedeni, kalın camlı gözlükleri ve bıyığıyla hem oyunculuk, hem de tip olarak tanınmaz halde. Aynı şekilde Rosanna Arquette, Lucy tiplemesiyle o kadar silik kalmış ki...McConaughey ise nasıl biliyorsanız öyle. Oyunculuk olarak özellikle son zamanlarda Underworld, Van Helsing gibi büyük bütçeli aksiyonlarda boygöstermiş Kate Beckinsale ise farklı rollerin altından başarıyla kalkabileceğini ispatlaması açısından hatırı sayılmalı. Maurice rolündeki Peter Dinklage’in yeraldığı sahneleri ayrı bir zevkle izleniyor. Onunla ilk tanışmamız yine bağımsız bir film olan The Station Agent ile olmuştu ve o filmde çok iyi bir oyun çıkarmıştı. Bu iki filmde canlandırdığı karakterlerin farklılığı izleyenlere onun oyunculuğu hakkında gayet iyi bir fikir verebilir.


Tiptoes bize küçük insanlara dair pekçok bilgiyi sunması açısından önemli bir film sayılabilir. Bu insanlar hakkında bilmediğim birçok gerçeği öğrenmiş olduk. Filmdeki küçük insan cemaati ve onların sorunları, birkaç önemli farklılık dışında normal insanlarla tamamen aynı. Küçük ve normal insanların birbirleriyle olan ilişkilerinin normalliği de eğer filmde işlendiği gibiyse gerçekten önyargısız ve hoşgörülü bir topluluk portresiyle karşı karşıyayız. Steven ve Carol’un ailelerinin tanışma bölümünde yaşanan önyargı üzerine yanlış anlaşılma, filmin aslında çok iyi bir senaryo iskeletine sahip olduğunu gösteriyor, gerçekten çok hoş ve yumuşatıcı bir havası var.. Küçük insanların pekçok alanda normal insanlarla eşit şartlara sahip olduğu mesajı, doktor, yazar, sağlıklı ebeveynler ve hatta fahişe tiplemeleriyle vurgulanıyor. Küçük olmaları sebebiyle yaşadıkları tıbbi ve psikolojik rahatsızlıklar, cinsel hayatları, ergenlik sorunları, Maurice sayesinde politik görüşleri ve yaşam felsefeleri, normal insanlarla karşılaştırılabilecek ve yorumlanabilecek düzeyde filme aktarılıyor. Bu ağır yükün altından kalkabilen şey ise sadece senaryo.. Bu anlamda filmi başarılı olduğu söylenebilir. Yine de elinize geçerse izleyin ve bu iddiasız filmdeki güzel anların tadını çıkarın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder