29 Temmuz 2020 Çarşamba

About Elly (2009)


Yönetmen: Asghar Farhadi
Oyuncular: Golshifteh Farahani, Shahab Hosseini, Payman Maadi, Taraneh Alidoosti, Merila Zare'i, Mani Haghighi, Ra'na Azadivar, Ahmad Mehranfar, Saber Abar
Senaryo: Asghar Farhadi, Azad Jafarian
Müzik: Andrea Bauer

Almanya'da yaşadıktan, orada yaptığı mutsuz evlilikten yeni kurtulduktan sonra İran'a dönen Ahmad için eski arkadaşları, onun gelişi onuruna Hazar Gölü kıyısında kiraladıkları bir evde hep birlikte üç gün geçirecekleri bir tatil planlarlar. Tatili organize eden Sepideh, gruptaki arkadaşlarının haberi olmadan kızının anaokulu öğretmeni Elly'yi de davet eder. Amacı, İran'da bir yuva kurmak isteyen Ahmad ile Elly'ye çöpçatanlık yapmaktır. Arkadaş grubu da bu durumu fark etmiştir. Tatilin ikinci gününde, her şey yolundayken birden Elly ortadan kaybolur. Telefonu ve valizi hala göl kıyısındaki evde olan Elly'nin, çocuklardan birini kurtarmak için göle mi girdiği, yoksa gizemli kadının bazı imalı konuşmalardan sonra kimseye haber vermeden orayı terk mi ettiği anlaşılamaz. Kalabalık arkadaş grubunda bir panik başlar. İranlı usta yönetmen Asghar Farhadi'nin yazıp yönettiği Darbareye Elly (About Elly), 2009'da Berlin ve Tribeca başta olmak üzere pek çok festivalden ödülle dönmüş, Farhadi ismini çok daha geniş kitlelere duyurmuş kaliteli bir dram. Kalabalık grubun sağladığı diyalog akışkanlığı başlarda bir miktar kafa şişkinliği yapsa da, kaybolma hadisesinden sonra aynı akışkanlık filmin asıl ritmini bulmasını sağlayan vazgeçilmez bir stile dönüşüyor.

Grup içindeki samimi konuşmalar, şakalaşmalar, yerleşme telaşı ve evdeki eğlenceli dakikalar filmin kendini tam olarak nerede konumlandıracağını belli etmiyor. Film hakkında ön bilgisi olmayan, konusunu bilmeyen bir seyirci rahatlıkla komedi/dram/romantizm ekseninde yürüyeceğini dahi düşünebilir. Grup içindeki tek yabancı olan Elly'nin bir parça gölgeli hali, bu eksenin şaşabileceği sinyallerini veriyor. Nitekim önce çocuklardan Arash'ın boğulma tehlikesi atlatması, hemen akabinde Elly'nin onu kurtarmak için suya girme olasılığı ile birlikte kayboluşunun ardından filmin çehresi bir anda değişip dram üstü gizemli bir süreç başlıyor. İlk yarım saatin bitiminde yaşanan çok iyi çekilmiş bu panik ortamını kayboluş belirsizliğiyle filmin sonuna kadar idareli biçimde yayan Farhadi, filmi bir anda farklı ufuklara çevirmiş olmasının rahatlığını hissettirmeye başlıyor. Elly'nin ilk yarım saatte ne yaptığı, ne söylediği, o kaybolduktan sonra kıymetleniyor. Herkes onun suda mı kaybolduğunu, yoksa orayı acilen terk mi ettiğini anlamak için bildiklerini paylaşmaya başlayınca adeta içinde polis olmayan bir polisiye izlemeye başlıyoruz. Farhadi, Elly'nin göründüğü sahnelere geri dönme isteği uyandıran çeşitli ipuçlarını yorumlama işini karakterlere bırakıyor. Onlar da hatırladıklarını yorumlamaya, bunu yaparken birbirlerini suçlayıp yıpratmaya başlayınca filmin dramatik parametreleri sürekli kendini yeniiyor.

Bu yenilenme, Sepideh'in Elly hakkında sakladığı bir sırrı açıklamak zorunda kalmasıyla, bunun sonrasında filme dışarıdan bir karakterin girmesiyle sürüyor. Ama Farhadi tüm bu zorlamalara rağmen senaryosunun gidişatını uzun süre ustalıkla saklamayı başarıyor. Zaten onu uluslararası bir auteur haline getiren de bu saklama, sürüklendirme, katmanlandırma, geliştirme ve neticelendirme başarısı. Ama bu filmden sonraki Jodaeiye Nader az Simin ve Forushande'de de göreceğimiz üzere, senaryonun en önemli kırılma anını hiç göstermemek suretiyle o ana dair risk almamayı tercih ediyor. Burada da Elly'nin kaybolma anını bizden saklayarak tatilci kahramanlarımızla seviyemizi eşitliyor. Gerçi buna risk almamak yerine, hikayesini sonuna kadar güçlü ve muğlak kılabilme ihtiyacı demek daha doğru. O sahneleri görmüş olsak üzerimizdeki etkisi asla aynı olmazdı. Sadece Farhadi'nin bunu yapış biçimi biraz özensiz gibi. Golshifteh Farahani, Shahab Hosseini, Payman Maadi, Taraneh Alidoosti gibi İran sinemasının en güçlü isimlerini bir araya getirerek hikayesinin sunumunu da güçlendiren Farhadi, Elly kaybolmadan önce Ahmad'in arabada ona söylediği "kötü bir son, sonsuz bir umutsuzluktan daha iyidir" sözünü kullanmaktaki amacını da belirginleştiriyor. Hikayenin kadrosunu kalabalık tutarak her kafadan çıkacak farklı ve ortak seslerin, saklanan sırların, açığa çıkan gerçeklerin ışığında insana dair çok şey söylüyor. Sorun varsa zaten vardır, iyi bir insan olmak, iyi niyetlerle hareket etmek hep olumlu sonuçlanmaz demenin farklı yollarını buluyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder