20 Ocak 2009 Salı

Three Kingdoms: Resurrection Of The Dragon (2008)


Yönetmen: Daniel Lee
Oyuncular: Andy Lau, Sammo Hung Kam-Bo, Maggie Q, Vanness Wu, Andy On, Rongguang Yu
Senaryo: Daniel Lee, Ho Leung Lau
Müzik: Henry Lai

Han İmparatorluğu’nun çöküşünü takiben, yöresel diktatörler güçlerini artırıp üstünlük için birbirleriyle rekabete girdiler. Ülkenin kontrolünü ele geçirmek için yıllarca süregelen ihtilâf savaşlarından sonra, bu anarşi devrinden üç diktatör devlet muzaffer olarak çıktı ve fethettikleri topraklarda kendi sınırlarını belirleyip krallıklarını ilân ettiler.

Çin tarihinin efsaneleri, faztezileri, savaşları, entrikaları bitmek bilmiyor. Artık bir süre sonra farklılık yarattığını hissettiren bir filmin bile kendinden önceki örneklerden etkilendiğini, hatta kopyası gibi durduğuna tanık oluyoruz. Three Kingdoms: Resurrection of the Dragon tüm prodüksyon yeterliliklerine rağmen sadece potansiyeli olan bir film olmaktan öteye gidemiyor. O potansiyel neredeyse son dönem çekilmiş tüm Çin tarihi merkezli epik aksiyonlarda mevcut. Fakat bu potansiyeli işlemek ve diğerlerinden ayırmak adına bir şeyler yapan çok az. Hepsinden birer Zhang Yimou çıksın beklentimiz yok. Ama basit bir er iken, imparatorun generalliğine kadar yükselen kahraman Zilong’un yükseliş öyküsünü hızlandırılmış biçimde perdeye aktarınca ve bir süre sonra koskoca savaşı kişileştirince ister istemez diğer niteliksiz örneklerinden bir farkı olmadığını anlıyorsunuz. Biraz daha sakin, uzun ve dramatik olsa da olurmuş.

Destansı bir kahramanlık hikayesini gayet güzel yansıtabilecek iken, fragmanlarda sıkça rastladığımız hızlı kurgu oyunları ve anlaşılmayan aksiyon sahneleriyle kendini küçük düşürüyor. Bir yere yetişmek veya komşu sette kullanılmak üzere bir an önce ekipmanların işini bitirip teslim etmek ister gibi alıp başını giden bir yapımdan epik olmasını bekleyemezsiniz. Ama yönetmen bunu beklediğini o kadar belli ediyor ki, en formda olduğu gençlik yıllarından, bir anda ak saçlı dedeye dönüştürdüğü kahramanının kahramanlığını da sunileştirdiğinin farkında bile değil. Hani birisi size filmin ilk bir saatini kabaca özetlese, son yarım saati de siz izleseniz hiçbir şey kaybetmezsiniz, öyle bir film. En güzel anları, filmdeki “askerler masumdur, savaştır zalim olan” cümlesinin de sahibi, ününü ülkesi dışına çıkarmayı başarmış hoş bayan Maggie Q’nun rol yapamadığı ama göründüğü sahneler ve onun Zilong ile olan estetik düello sahnesi oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder