15 Temmuz 2014 Salı

Die Welle (2008)


Yönetmen: Dennis Gansel
Oyuncular: Jürgen Vogel, Jennifer Ulrich, Frederick Lau, Max Riemelt, Christiane Paul, Jacob Matschenz, Cristina do Rego, Elyas M'Barek, Maximilian Vollmar
Senaryo: Dennis Gansel, Peter Thorwarth, Todd Strasser
Müzik: Heiko Maile

Bir lisede öğretmen olan Rainer Wenger otokrasi üzerine proje dersi vermek için görevlendirilir. Oysa kendsini anarşi konulu projeye hazırlamıştır. Öğrencilerin ilgisizliği üzerine dikkatlerinini çekmek için bir deney yapmaya karar verir: Öğrencilerinden kendisini liderleri olarak kabul etmelerini ve kendisine Mr. Wenger diye hitap etmelerini ister. Onları aşama aşama örgütler; bir logo yaratır; herkese beyaz gömlek giydirir ve gizli bir işaretle iletişim kuran bu gruba “Die Welle” adını verir. Öğrenciler, umulmadık bir şekilde bu birlikteliğin oluşturduğu güçten zevk almaya başlarlar. Kısa bir süre içerisinde yeni keşfedilen bu disiplin, diğer okul aktivitelerinde de kendisini göstermeye başlar ve gruba yeni üyeler katılmasını sağlar. “Die Welle” başlangıçta gençler için saf bir inanç, birlik ve dayanışma ifade ederse de kişisel düşünce, değer ve inançlarının ortak bir paydada hareketlendirilmeleri ile giderek kontroldan çıkarlar ve bu durum çok kısa sürede farklı boyutlara ulaşır.

1967 yılında Kaliforniya’da yaşanmış gerçek bir olayı günümüz Almanya’sına aktaran Die Welle, faşizmin köklerine dair trajik bir hikâye. Wenger’in kalabalık öğrenci grubu arasında film için öne çıkarılanlar, Die Welle oluşumuna inanmayan ve isyan eden Karo, onun sevgilisi Marco, Die Welle’i daha ilk günden çok ciddiye alan ve işi Wenger’i koruma amaçlı takip etmeye kadar götüren tekinsiz Tim, Die Welle’e dışarıdan destek veren serseri Kevin, Türk öğrenci Sinan ve diğerleri, kondukları kritik köşelerin hakkını senaryonun ele aldığı ölçüde veren seçimler olmuş. Wenger’in fitilini ateşlediği basit bir ödevin tehlikeli bir öğrenci hareketine dönüşme süreci, ilk izlenim olarak gençler tarafından çok kolay kabullenilmiş gibi görünebilir. Ama birbirlerine bile artık uğruna mücadele edilecek bir şey kalmadığını itiraf eden lise gençliğinin, ilgisiz ebeveynlerine ve kötü alışkanlıklara boğulmuş öğrenci ortamına kendilerini kanıtlayabilmek için Die Welle gibi oluşumların hazırladığı uygun ve kaygan zeminlere olan açlıklarını düşününce aslında hiç de aceleye gelmemiş bir kabullenme olduğu anlaşılabilir.
 
Filmde faşizme olduğu kadar anarşizme de çok yerinde dokunuşlar var. Özellikle sınıf içi tartışmaların dinamikliği ve bazı fikirlerin cümlelerle değil de imalarla işlenişi filmin prestijini arttırıyor. Filmde benimseyemediğim en önemli nokta, Die Welle’e karşı en büyük muhalefeti gösteren öğrencinin benmerkezci ve burnu havada Karo oluşuydu. Böyle özelliklerle donatılmış bir öğrenci olması ve genç oyuncu Jennifer Ulrich’in de hem yüz ifadesi, hem de orta karar oyunuyla muhalif kanadı temsilen inandırıcı görünmemesi, filmi benim açımdan biraz zora soktu. Ama bu durum, giriş-gelişme ve iyi bağlanmış sonucuyla Die Welle’in son zamanların kalburüstü gençlik filmlerinden birisi olduğu düşüncemi fazla etkilemedi.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder