14 Şubat 2023 Salı

Petra (2018)

 

Yönetmen: Jaime Rosales
Oyuncular: Bárbara Lennie, Alex Brendemühl, Joan Botey, Marisa Paredes, Petra Martínez, Carme Pla, Oriol Pla, Chema del Barco, 
Senaryo: Michel Gaztambide, Clara Roquet, Jaime Rosales
Müzik: Kristian Eidnes Andersen

Michel Gaztambide, Clara Roquet ve Jaime Rosales'in senaryosunu yazdığı, festivallerin sevdiği yönetmenlerden biri olan Katalan yönetmen Jaime Rosales'in yönettiği Petra, filme adını veren genç ressam Petra'nın, sanatçılara her zamanki ortamlarının dışında yaşama ve çalışma fırsatı vererek onlara derinlemesine düşünmeleri, araştırmaları veya iş üretmeleri için zaman tanıyan bir " Konuk Sanatçı Programı" dahilinde çok ünlü, güçlü, zengin ve acımasız bir sanatçı olan Jeume Navarro'nun kırsaldaki büyük evine gelmesiyle başlar. Birkaç günlüğüne eve yerleşen Petra, önce evi çekip çeviren Teresa, sonra da Jaume'un eşi Marisa ve oğlu Lucas ile tanışır. Bir süre sonra Lucas ile yakınlaşır gibi olsa da kendini geri çeker. Çünkü aslında Petra'nın oraya gelme sebebi başkadır. Petra, Jeume Navarro'nun hiç tanımadığı babası olduğunu düşünmektedir. İhanet, şantaj, sırlar ve yalanlarla dolu bir Yunan trajedisinin ortasına düşen Petra'nın gerçeği bulabilmesi için önünde çetin sınavlar vardır. Yedi bölüme ayrılmış ve oluş sırasına göre dizilmemiş halde izlediğimiz film, bu bölümlere verdiği cümle şeklindeki isimlerle ne izleyeceğimizi de söyleyerek ilginç bir yöntem belirliyor. Bazıları bölümlerle alakalı spoiler tatsızlığı yaşatsa da, ne olduğundan ziyade nasıl olduğunun altını daha fazla çizmeye çalışan stilize bir yapım var karşımızda.

Film bölümlere ayrılmamış şekilde kronolojik olarak anlatılsaydı belki şu halinden biraz daha sıradan görünebilirdi. Bölümlere ayrılmış şekilde kronolojik olarak anlatılsaydı da öyle olurdu muhtemelen. Bölüm bölüm işlenmiş olmasının ve bazı yerlerde kronolojinin bozulmasının en önemli amacı çarpıcı bir etki bırakmak. Örneğin bir bölümde yaşanan trajediden sonraki bölümde o trajedinin çok öncesine dönülmesi, sonu bilinerek izlense de, o sona varana dek yaşananları, sırları, yalanları, başka detayları göstererek belli bir tazelemede bulunuyor. Sanatçı programına katılan normal bir ressam olarak gördüğümüz Petra'yı, daha sonra önümüze çıkan annesiyle olan bir bölümde gördüğümüzde bu programa neden katıldığını anlıyoruz. Bu geri dönüşler, adı konmuş flashbackler filmi kurgusal yönden farklılaştırdığı gibi, sebep-sonuç yer değiştirmeleri sayesinde insanların hayatlarının nasıl da ufak ayrıntılarla değişebileceğinin çıkarımlarını yapmamızı sağlayabiliyor. Elbette kendi hayatlarımızda bu çıkarımların farkındayız. Fakat bunları yıllara yayılan ve birçok insanı derinden etkileyen bir film senaryosunda gördüğümüzde, bize hissettirdikleri şeylerin olasılıkları üzerine daha yaklaşık düşünme biçimleri üretiyoruz. İlişkilerdeki toksik yönleri, güvenli alanları, empati ve antipati kurulacak bölgeleri netleştirebiliyoruz.

Yönetmen Jaime Rosales, entrika, sır, yalan ve bunların trajik sonuçlarından oluşan bir filmin kulağa hızlı, sert, yükselmiş gelmesinin tam tersine sakin ve düşük tempoda ilerliyor. Kamerası soldan sağa, sağdan sola dönerken bile çok yavaş hareket ediyor, bazen de karakterlerin durup düşünürkenki ruh hallerini sindirtmek için hareketsizce onların yüzünde bekliyor. Yüzlere yapılan ani kesmeler olmadığı için diyaloglar olağan seyrinde ilerlerken bu yavaş kamera hareketleri yüzünden karakterlerin birbirlerinin cümlelerine verdikleri ilk tepkileri kaçırabiliyoruz. Yine de bu stil filme zarardan çok estetik katıyor. Senaryonun birtakım pembe dizi formülleri içermesi de bu estetik sayesinde ikinci planda kalıyor. Bunun yanında final bölümünde izlediğimiz şok bir sahnenin altyapısı oluşturulmamış. Yani seyirci için oluşturulmuş ama yan karakterlerden biri olan eylemin baş aktörünün neticelendirdiği bu şoka giden yolun taşları iyi döşenmemiş diyebiliriz. Bir yan karakteri ihmal edip sonra da ona kritik bir sahne yazarsanız bu eylem sorgulanır. Büyük bir çoğunluğu Katalonya'nın Girona bölgesinde çekilen filmin prodüksyon ve mekan tasarımları da filmin içinde bulunduğu farklı ruh hallerine istinaden kimi zaman sanatsal bir yoğunluğa, kimi zaman da tekinsiz bir soğukluğa işaret ediyor. İspanyol sinemasının en gözde oyuncularından biri olan Bárbara Lennie'nin, üzerinde filmin dramatik ağırlığını en fazla taşıyan Petra'ya hayat verişi de yine ustalıklı. Oyuncu, salt etkileyici bakışlarının gücüne yaslanmayıp tecrübesinin getirdiği ikna yeteneklerini yine sergiliyor. Artılarının çokluğu sebebiyle Petra, 2018'in en çarpıcı İspanyol yapımlarından biri olarak görülmeyi hak ediyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder