5 Ekim 2023 Perşembe

Reptile (2023)

 
Yönetmen: Grant Singer
Oyuncular: Benicio Del Toro, Justin Timberlake, Eric Bogosian, Alicia Silverstone, Michael Pitt, Domenick Lombardozzi, Ato Essandoh, Frances Fisher, Karl Glusman, Mike Pniewski, Matilda Anna Ingrid Lutz, Sky Ferreira
Senaryo: Grant Singer, Benjamin Brewer, Benicio Del Toro
Müzik: Yair Elazar Glotman

Aralarında Taylor Swift, Lorde, The Weeknd'in de olduğu çeşitli popüler isimlerin video kliplerini yönetirken birdenbire ilk uzun metrajıyla ortaya çıkan Grant Singer, Reptile ile gayet olgun ve sürükleyici bir polisiye gerilime imza atıyor. İlk filmlerin olgunluğu şaşırtıcı sayılmamalı elbette. Hele de video klip kökenli yönetmenlerin uzun metraja geçişlerinde bu durum daha net görülebiliyor. Buna en bariz örneklerden biri, onlarca video klip çekmiş David Fincher'ın 1992'de ilk filmi Alien³ ile sinema dünyasına girişiydi. Film çok iyi eleştiriler almamış olsa da, bir ilk film olarak gayet diri ve tecrübe kokan nitelikteydi. Video klip çekmenin getirdiği tecrübeleri uzun metraja başarıyla aktarmanın gereklerinden biri de iyi bir senaryoyla yola çıkmak. Grant Singer, Reptile'ın senaryosunu Benjamin Brewer ve başroldeki usta aktör Benicio Del Toro ile birlikte yazmış. Her üç isim de senaryo yazma konusunda tecrübeli sayılmaz. Buna rağmen Reptile sanki 5 veya 6. filmini yazıp yöneten bir sinemacının elinden çıkmış izlenimi uyandırabiliyor. Birazdan söz edeceğimiz bazı aksaklıkları yok değil ama 5 veya 6. filmini çeken insanlarda da buna benzer hatta daha fazla aksaklıklara rastlanıyor. Üstelik sanki çok satan bir polisiye romandan uyarlanmış havası taşıyan senaryo, pratiğe dökülüş itibariyle de belli bir tecrübeyi doğruluyor.

Başarılı bir suç filmi olarak Reptile'ın hem senaryo, hem de yönetim açısından geçmişten gelen bazı kaynaklardan beslendiği görülmekte. Vahşice öldürülen bir emlakçı kadın cinayetinin başlangıçta bir "katil kim" polisiyesi gibi akması, soruşturma derinleştikçe işin gittikçe dallanıp budaklanması ve daha büyük komplolara uzanması sık işlenen bir konu. Özellikle L.A. Confidential, The Negotiator, Cop Land gibi 90'ların ikinci yarısına damga vurmuş yozlaşma hikayelerinden etkilenildiği belli oluyor. Güçlü motivasyonlara sahip katil adayları, hedef şaşırtma hamleleri, bir süre sonra ana karakter etrafında oluşturulan güvensizlik halesi deyim yerindeyse kitabına uygun şekilde işliyor. Bu arada ana karakter Tom Nichols'ın geçmişine ait çözülmüş bir yolsuzluk meselesinin gölgesi de unutulmamış. Tasarlanan zekice komplonun ağır ağır çözülmesi tam bir anlatım becerisi. Film kendini bir cinayet etrafında hem tempolu, hem de usul usul bir karışımla katmanlaştırdıkça elini rahatlatıyor. Bir haber bülteni görüntüsü, trafik çevirmesi, ev partisi gibi basit görünen sahneler bile polisiye gerilimin emrinde birer güce dönüşebiliyor. Ne var ki sözünü ettiğimiz tempo karışımı bazı sahnelerde, özellikle de iki farklı aksın karıştırılmasında iyi sonuçlar verse de, bu her zaman mümkün olmuyor. Grant Singer'ın video klip alışkanlıklarından kalma kısa tutulmuş sahne ve geçişler bazen sahnenin duygusunu sağlamak için biraz ağırlaşma istiyor. Gerçi Singer aynı film içinde bu ağırlaşmayı sağlayabildiğini bazı sahnelerle pekala kanıtlıyor. Belki bunu da bir tarz olarak benimsemiş ve öyle benimsetmeye çalışmıştır bilemiyoruz.

Bunun yanında finale doğru giden yolda gerçeklerin ortaya çıkmaya başlamasındaki abartısızlık gayet olumlu olmasına rağmen final hesaplaşmasının biraz daha iyi çekilmesi gerektiği de söylenebilir. Hatta bunu filmde az sayıdaki çatışma sahnelerinin geneli için söyleyebiliriz. Bazı dar alan çatışma sahnelerinin veya finallerin fazla aceleye getirilmemesi, az bir süre de olsa o kendi anlarının seyirciye etkili biçimde yaşatılması gerekir. Mesela ağır çekimde cama çarpan frizbinin dikkat dağıtması ne kadar estetikse, devamı acemilik gibi görünmemeli. Tabii bunlar kişisel ilk film gözlemleri. Ama tıpkı video klip kökenlerine sahip David Fincher gibi Grant Singer da uzun metraja ciddi bir geçiş yapmış. Üstelik Singer'da adı geçen 90'lar polisiyeleri kadar biçimsel olarak Fincher'ın birtakım polisiye gerilim tavırlarından da izler sezmek mümkün. Senaryoya da katkı sağlayan Benicio Del Toro'nun artık kanıksanmış karizması ve tecrübe fışkıran performansı, aynı zamanda 1997'de Excess Baggage filminden yıllar sonra buluştuğu rol arkadaşı Alicia Silverstone ile olan kimyası da bir cazibe merkezi oluşturuyor. Şüphelilerden biri olan Michael Pitt'in tedirgin, isyankar ve öfkeli bir karakteri canlandırışındaki rahatlık da dikkat çekici. Birtakım senaryo boşlukları, bazı karakterlerin unutulan akıbeti, bu kadar artıya sahip bir ilk filmde mazur görülebilir. Grant Singer belli bir sinema duygusuna sahip yeni bir uzun metraj yönetmeni olarak David Fincher, James Mangold veya F. Gary Gray tarzı ana akım suç tarzına hakim yönetmenlerinin izini sürüyor görünüyor. Gelecek için ümit veriyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder