17 Mart 2016 Perşembe

Cartel Land (2015)


Yönetmen: Matthew Heineman
Müzik: Jackson Greenberg, H. Scott Salinas

Dr. José Mireles, Meksika'nın Michoacán kasabasında El Doctor olarak tanınan, halk tarafından da sevilen bir hekimdir. Ama onun çok farklı bir yönü daha vardır. Yıllardır bölgede terör estiren uyuşturucu karteli Tapınak Şövalyeleri'ne karşı  ayaklanan vatandaşlar, zamanla Mireles'in liderlik ettiği Öz Savunma Birliği'ne (Autodefensas) sempati duymaya, hatta silahlanıp bu birliğin saflarında mücadele etmeye başlarlar. Öte yandan Arizona Altar Vadisi'ndeki bir paralimiter grubun eski başkanı Tim "Nailer" Foley ise, Meksika sınırından  sızan uyuşturucu savaşlarını durdurmak, kaçak göçleri önlemek amacındadır. Devlet desteği olmayan bu iki farklı hareket, halkın desteğini alarak kendi çabalarıyla uyuşturucu kartellerini bölgedeki hakimiyetini zayıflatmak, hatta ortadan kaldırmak isterler.

Film yapımcısı ve yönetmeni Matthew Heineman, Cartel Land belgeseli sayesinde Mireles ve Foley gibi iki figürle uyuşturucu kartellerinin yöre halkına yönelik baskılarının karşısında duran yerel isyan dalgasını inceliyor. Bu kitle hareketinin başarılı olup olamayacağı ile ilgili yorum yapmak yerine, sürecin doğal akışını cesur müdahaleler ve macera filmi kıvamında bir kurguyla aktarıyor. Bu süreç, zaten düzgün biçimde hizaya sokulursa kendi yorumunu kendi yapabilecek kapasitede güçlü bir sosyal yaranın izini sürebilir. Heineman ölçülü, gösterişsiz ve belki de bu yüzden fazla ses getirmemiş bir belgesel ile bu izi sürebiliyor. Ama izi sürülen meselelerin dönüşmeye başladığı şey de bir süre sonra kendi yorumunu ortaya koyarak kirlenmenin boyutlarını gösteriyor.


Kolaylıkla kahraman ilan edilebilecek, hatta vigilante olarak görülen Mireles ve Foley'nin bu amaçlarını gerçekleştirme yönünde yaptıkları başlarda idealist algılar yaratsa da, derinleştikçe ve hareket genişledikçe olayın içyüzü değişiyor. Eski meth müptelası Foley, etrafında topladığı birkaç asker eskisiyle vatansever askercilik oynamaya çalıştığı için belgeselde çok fazla hacim kaplamıyor. Kendi içinde potansiyel bir tehlike de arz ediyor. Gönüllü olarak kendisine katılanların ırkçı ve silah magandası olduklarını anlamak zor değil. Ağırlıklı olarak José Mireles ve onun sağ kolu "Şirin Baba" lakaplı Estanislao Beltran'ın başı çektiği Autodefensas hareketinin gelişimi ve sona doğru gidişi işleniyor. En önemli ders de oradan çıkıyor. Bu hareket, devletin kolluk güçlerinin yap(a)madıklarını yapmaya kalkıp otorite boşluğunu doldurma rolü üstlenince havaya giriyor. Arkasına aldığı desteğin yüksek potansiyeli devletin dikkatini çekince de, muhalif yapılanmaya yumuşak bir geçişle kendi içinde eritme politikası devreye giriyor.

Tapınak Şövalyeleri'ne gösterilen sert tepki, işkence, yağmalama ve halk nazarında kazanılmış cesaret statüsünün kötüye kullanılması "savaştığımız suçlulara dönüşmemeliyiz" sağduyusuna yol açsa da, gerek Mireles'in sorunlu özel hayatı, gerekse ikinci adam Şirin Baba'nın üniforma ile kolayca satın alınabilen karaktersizliği, bu vigilante hareketinin çıkış noktasındaki farkındalık yaratma amacından tamamen uzaklaşmasına yol açıyor. En önemlisi de kartel ile işbirliği sır olmayan güvenlik güçlerinin bu hareketi asimile etmesinin bu sayede hiç zor olmamasına çarpıcı biçimde değiniliyor. Kalabalık yapımcı kadrosunun arasında Kathryn Bigelow'un da yer almasını belgeselin biçimsel ve dramatik gerçekliğine bağlamak ne derece doğrudur bilemeyiz. Ancak Cartel Land, bu çürümüşlüğü ve onun yerine konan sistemle mücadele etmenin güçlüğünü gerçekçi ve macera filmi akıcılığında anlatıyor. Çözüm üretmediğine dair eleştirilere maruz kalması bir nebze anlaşılabilir. Fakat sorun öyle köklü, dallı budaklı ki, onu sadece bu şekilde işaret etmek bile en azından elinden geleni yapmış olma duygusu verebiliyor. İzleyenlere de (artık ne işlerine yarayacaksa) biraz daha farkındalık.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder