15 Ağustos 2009 Cumartesi

Red (2008)



Yönetmen: Trygve Allister Diesen, Lucky McKee

Oyuncular: Brian Cox, Tom Sizemore, Noel Fisher, Kyle Gallner, Kim Dickens, Robert Englund, Marcia Bennett

Senaryo: Stephen Susco, Jack Ketchum

Müzik: Søren Hyldgaard

Avery Ludlow’un (Brian Cox) ölmüş karısından yadigar köpeği Red, üç serseri gençten biri tarafından sebepsiz yere öldürülünce yaşlı adam ne yapacağını bilemez. Önce çocuklardan ikisinin babası olan zengin ve nüfuzlu Michael McCormack'a (Tom Sizemore) gider. Amacı sadece hayatının geri kalanına yoldaşlık eden köpeğinin kaybından ötürü suçlu taraftan içten bir özür ve pişmanlık sesi duymaktır. Bunun yerine inkar ve aşağılama ile karşılaşınca yasal yollara başvurmaya karar verir. Orada da işler umduğu gibi gitmez. Çünkü öldürülen sadece bir köpektir. Medya işin içine girer. Ne var ki, McCormack'in kolu çok uzundur. Yaşlı Ave ise adalet için ısrarlıdır. Olaylar gelişir. Gelişmesine iyi de gelişir. Fakat iş sonuç sürecine doğru ilerledikçe senaryo aksamaya, öksürmeye, tıksırmaya başlar. Çünkü Ave’nin istediği adaleti elde etmesi için gerekli donanım, roman uyarlaması olan senaryoda veya bizzat romanın kendisinde bulunmamaktadır bana göre.

Yine şahsi kanaatim, içinden çıkılması güç bir adalet arayışının içinden bu şekilde çıkmak hiç de zekice değil. Evet, cezalandırılması gerekenler cezalandırılmıştır, yaşlı adam adaleti, zavallı Red de mezarında huzuru bulmuştur belki. Ama çok yapıcı ve ilerleyiş açısından aceleci davranmayan, hatta Ave’nin geçmişte yaşadığı trajediden bile neredeyse kısacık bir film üreten ustalık, bardağı taşıran son damladan sonra beklenen (ya da benim beklediğim diyelim) şekilde bir final süreci yaşatmadı. Gerçekçi olmak adına belki de gerçekle özdeşleşemedi, sahteleşti. Afişe reklam olsun diye yazılan "Grudge'ın senaristinden" yaftasının üzerine fazla yorum yapmak, yersiz şakalar gibi kalacaktır. Yine de hayatta her şey istediğimiz gibi olmaz geyiğine sığınarak filmi kötülemek olmaz. Her filmin finali kendine. Kişisel bir hayalkırıklığı diyelim. Hayvan hayatının önemine çektiği dikkatini ve Brian Cox tecrübesini hesaba katmaz isek haksızlık ederiz. Lakin şu da var ki, bir film için “daha iyi olabilirdi” diyorsanız, o düşünce de en az filmin size mesaj açısından düşündürdüğü pozitif duygular kadar düşündürücüdür. Red, iyi bir bağımsız. Ama sadece bir yere kadar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder