14 Mayıs 2009 Perşembe

Eagle Eye (2008)

Yönetmen: D.J. Caruso
Oyuncular: Shia LaBeouf, Michelle Monaghan, Billy Bob Thornton, Rosario Dawson, Anthony Azizi, Cameron Boyce, Ethan Embry
Senaryo: John Glenn, Travis Wright, Hillary Seitz, Dan McDermott
Müzik: Brian Tyler

İkiz kardeşi gizemli bir şekilde ölen Jerry (Shia LaBeouf), çocuğu kaybolan Rachel ile (Michelle Monaghan) birlikte terörist olmakla suçlanmaktadır. Bir yandan siyasi suikast hazırlıklarında olan bir hücreye katılmak zorunda kalırken, öte yandan da kendilerini temize çıkarmak durumundadırlar.

Artık hep aynı şeyleri söylemek durumunda kalıyoruz. Ama onlar da hep aynı filmleri çekiyorlar. Yine birtakım bilimkurgu-paranoya yapımlarından çıkış noktası belirlemiş, ulusal tehdit malzemesini bu kez içe dönük bir kontrolden çıkma teorisine bağlamış, bolca araba harcamış bir aksiyondan fazlası değil Eagle Eye. Böyle filmlere direk “mantık hatası” diye yafta yapıştırılıyor. Etrafta o hataların göze batmayacağı filmler de olduğunu anlamayan zihniyetlerden daha büyük mantık hatası var mı? Bu gibi tekno paranoyalardan üretilen senaryoları artık kendi iç organlarıyla değerlendirmeye çalışmalıyız. Etrafta bulunan bütün teknik ekipmanlara erişebilen, hatta izole bir odada geçen konuşmaların fincandaki kahveye uyguladığı titreşimlerinden diyalogları anlamaya çalışan yapay zekanın seçtiği iki sıradan vatandaşı birer teröriste dönüştürme becerisi takdir edilmeli. Lakin her zaman olduğu gibi iş uygulamaya geldiğinde bir çoğu ya fikir olarak kalıyor, ya da Eagle Eye da olduğu gibi başlangıç için gayet iyi etüd ediliyor, fakat gittikçe gişe kaygısına dönüşüp saçmalamaya, sıradanlaşmaya, bunaltmaya başlıyor. Sonra da kahramanlık, vatan-millet-Amerika’ya evriliyor.

Konusunu okuduğumda Eagle Eye’a karşı hiç önyargılı olmadım. Deja Vu’yu ve onun uçuk kaçık icadını sevmişim, bunu mu sevmeyeceğim dedim. Oturup iki film arasında satırlar dolusu karşılaştırma dökmeye dermanım yok. Ama Deja Vu bana göre en azından ruhu olan, kahramanlığını özeleştirisiyle harmanlayabilen, mantık zorlamalarının ardında samimice durmaya çalışan, adını “bilim kurgu” olarak koymaya cesareti olan bir filmdi. Eagle Eye, tahtaya kalkıp kolayca çözebildiğiniz problemlere benziyor. Ne şiş yanıyor, ne kebap! Oyuncular böyle bir filmde nasıl karakterler görmek istiyorsanız öyleler. Hatta Shia LaBeouf’un bebek yüzüyle bile böyle bir aksiyonu kaldırabileceğini tahmin etmezdim. LaBeouf deyince birden aklıma geldi. Benim için son Indiana Jones ne ise, Eagle Eye da o! Yeni ama boş ve zayıf bir halka! Belki yeni bile sayılmayacak türden. İki saate yakın süresiyle kocaman bir filmden aklımda kalan tek şey şu diyalog oldu:


Rachel: Sence treni raydan çıkartabilirler mi?

Jerry: Bizi buraya getirmek için trafik ışıklarını değiştirdiler. O kadın, yanımda oturan hiç tanımadığım bir adamın cep telefonundan aradı beni. Beni maksimum korumalı bir yerden kaçırdılar. Ardından bizi havaya kaldırıp çöp yığınının içine attılar. Treni de raydan çıkarabilirler. Hatta konuşan bir ördeğe bile dönüştürürler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder