Yönetmen: Peyton Reed
Oyuncular: Jim Carrey, Zooey Deschanel, Bradley Cooper, Terence Stamp, John Michael Higgins, Rhys Darby, Danny Masterson, Fionnula Flanagan, Molly Sims, Sasha Alexander
Senaryo: Nicholas Stoller, Jarrad Paul, Andrew Mogel
Müzik: Mark Everett, Lyle Workman
Yes Man’de Jim Carrey, kendi kendine yardım programına yazılan Carl Allen adlı bir adamı canlandırıyor. Söz konusu program tek ve basit bir ilkeye dayanmaktadır: Her şeye evet demek. İlk başta, evet gücünü açığa çıkarmak Carl’ın hayatını inanılmaz ve beklenmedik biçimlerde değiştirir, ama çok geçmeden anlar ki hayatını sonsuz olasılıklara açmanın bazı olumsuzlukları da olabilmektedir.
Kariyer baktığımızda farklı Jim Carrey suretleri var gibi görünüyor. Ace Ventura, Grinch veya The Mask karikatürleri arasına, The Truman Show, Man On The Moon, Eternal Sunshine Of The Spotless Mind ciddiyetinde klâsikleşmeye demlenmiş yapımlar ekleyen pek fazla komedyen var mı, şu an aklıma gelmedi. Tabii arada The Majestic, The Number 23, Fun with Dick and Jane başarısızlıklarını ekleyerek, her iki tarafa oynayabileceğini gösteren bu kariyerin sağlam kazığa bağlanmadığını alarm veren işlerde de rol alıyor kendisi. Bir de görücüye çıktığında iyi hasılat yapan, sonrasında ise kiralayanların akşamını DVD keyfi ile süsleyecek mesaj kaygılı romantik-komedimsi hafif "feelgood" örnekleri var. Zaten Jim Carrey denince ilk akla gelenler genelde onlar oluyor. İşte bu filmlerden olan Liar Liar, Me, Myself & Irene, Bruce Almighty serisine ait bir film olmuş Yes Man... Bu filmleri sevmiş olanlar pekâla Yes Man'i de seveceklerdir.
Yalancı bir avukatın, oğlunun doğumgünü dileğiyle birdenbire doğruları söylemeye başlamasıyla, biri mülayim, diğeri fırlama iki kişiliğe bölünen bir polisin aşık olmasıyla, Tanrı'nın bir süreliğine yerine geçmesine izin verdiği bir fâninin bu sınırsız gücün etkisinde yaşamaya başlamasıyla karşılaşılan eğlenceli anların ve sorunların devamı bu kez yine yaratıcı bir fikirden hareket noktası belirliyor: Her şeye "evet" deme anlaşması yapan bir adam! Aynı senaryo izleği, aynı gidişat, aynı romantik komedi unsurları, farklı mesajların aynı yöntemlerle dile getirilmesi, aynı mutlu final... Ama şikâyetçi olunacak bir durum yok. Hele de Eternal Sunshine Of The Spotless Mind'ı saymazsak (bunlarla aynı kefeye koymadığımız için elbette!) 2003'teki Bruce Almighty'den beri ilk adam gibi Jim Carrey komedisiydi bence. İlk yıllarındaki gibi komik olamaması yaşına veya aradan geçen yıllarda seyircinin gülme alışkanlıklarının değişimine bağlanabilir. Fakat şu herşeye evet deme kuralını kendi kendine dayatma sonucunda bir komedi filmine uydurulması gereken ne varsa hemen hemen hepsini yerinde kullanmış denebilir.
Artık başını sonunu bilerek oturduğumuz giriş-gelişme sonucuyla, eğlendirici yan karakterleriyle, meğerse bir indie müzik prensesi olan Zooey Deschanel'in canlandırdığı Allison ile, Carl'ın "evet" dediklerinin birgün kendisine 11 Eylül kompleksi olarak geri dönüşüyle, Carrey'nin filme konuk olan (çok sevdiğim) Luiz Guzman'a (çok sevdiğim) Third Eye Blind'ın (çok sevdiğim) Jumper şarkısı ile serenat yaptığı (bayıldığım) sahnesiyle, kült insan Terence Stamp'in varlığıyla, herşeye "evet" demenin aslında çok da sağlıklı olmayabileceğini ihmal etmeyen romantik mesajıyla keyifli bir film Yes Man...
Yes Man’de Jim Carrey, kendi kendine yardım programına yazılan Carl Allen adlı bir adamı canlandırıyor. Söz konusu program tek ve basit bir ilkeye dayanmaktadır: Her şeye evet demek. İlk başta, evet gücünü açığa çıkarmak Carl’ın hayatını inanılmaz ve beklenmedik biçimlerde değiştirir, ama çok geçmeden anlar ki hayatını sonsuz olasılıklara açmanın bazı olumsuzlukları da olabilmektedir.
Kariyer baktığımızda farklı Jim Carrey suretleri var gibi görünüyor. Ace Ventura, Grinch veya The Mask karikatürleri arasına, The Truman Show, Man On The Moon, Eternal Sunshine Of The Spotless Mind ciddiyetinde klâsikleşmeye demlenmiş yapımlar ekleyen pek fazla komedyen var mı, şu an aklıma gelmedi. Tabii arada The Majestic, The Number 23, Fun with Dick and Jane başarısızlıklarını ekleyerek, her iki tarafa oynayabileceğini gösteren bu kariyerin sağlam kazığa bağlanmadığını alarm veren işlerde de rol alıyor kendisi. Bir de görücüye çıktığında iyi hasılat yapan, sonrasında ise kiralayanların akşamını DVD keyfi ile süsleyecek mesaj kaygılı romantik-komedimsi hafif "feelgood" örnekleri var. Zaten Jim Carrey denince ilk akla gelenler genelde onlar oluyor. İşte bu filmlerden olan Liar Liar, Me, Myself & Irene, Bruce Almighty serisine ait bir film olmuş Yes Man... Bu filmleri sevmiş olanlar pekâla Yes Man'i de seveceklerdir.
Yalancı bir avukatın, oğlunun doğumgünü dileğiyle birdenbire doğruları söylemeye başlamasıyla, biri mülayim, diğeri fırlama iki kişiliğe bölünen bir polisin aşık olmasıyla, Tanrı'nın bir süreliğine yerine geçmesine izin verdiği bir fâninin bu sınırsız gücün etkisinde yaşamaya başlamasıyla karşılaşılan eğlenceli anların ve sorunların devamı bu kez yine yaratıcı bir fikirden hareket noktası belirliyor: Her şeye "evet" deme anlaşması yapan bir adam! Aynı senaryo izleği, aynı gidişat, aynı romantik komedi unsurları, farklı mesajların aynı yöntemlerle dile getirilmesi, aynı mutlu final... Ama şikâyetçi olunacak bir durum yok. Hele de Eternal Sunshine Of The Spotless Mind'ı saymazsak (bunlarla aynı kefeye koymadığımız için elbette!) 2003'teki Bruce Almighty'den beri ilk adam gibi Jim Carrey komedisiydi bence. İlk yıllarındaki gibi komik olamaması yaşına veya aradan geçen yıllarda seyircinin gülme alışkanlıklarının değişimine bağlanabilir. Fakat şu herşeye evet deme kuralını kendi kendine dayatma sonucunda bir komedi filmine uydurulması gereken ne varsa hemen hemen hepsini yerinde kullanmış denebilir.
Artık başını sonunu bilerek oturduğumuz giriş-gelişme sonucuyla, eğlendirici yan karakterleriyle, meğerse bir indie müzik prensesi olan Zooey Deschanel'in canlandırdığı Allison ile, Carl'ın "evet" dediklerinin birgün kendisine 11 Eylül kompleksi olarak geri dönüşüyle, Carrey'nin filme konuk olan (çok sevdiğim) Luiz Guzman'a (çok sevdiğim) Third Eye Blind'ın (çok sevdiğim) Jumper şarkısı ile serenat yaptığı (bayıldığım) sahnesiyle, kült insan Terence Stamp'in varlığıyla, herşeye "evet" demenin aslında çok da sağlıklı olmayabileceğini ihmal etmeyen romantik mesajıyla keyifli bir film Yes Man...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder