8 Ağustos 2022 Pazartesi

Petite nature (2021)


Yönetmen: Samuel Theis
Oyuncular: Aliocha Reinert, Melissa Olexa, Antoine Reinartz, Izïa Higelin, Jade Schwartz, Ilario Gallo
Senaryo: Samuel Theis
Müzik: Ulysse Klotz

Uzun sarı saçları, yumuşak yüz hatlarıyla bir kız çocuğunu anımsatan 10 yaşındaki Johnny'yi izlediğimiz Petite nature ya da diğer bir adıyla Softie, dizi ağırlıklı bir oyunculuk kariyeri bulunan Samuel Theis'in yazıp yönettiği ikinci uzun metraj. Üç çocuklu bir ailenin ortancası olan Johnny, annesinin babasını terk etmesiyle kardeşleriyle birlikte başka bir muhite taşınmak zorunda kalır. Özgür ruhlu genç anne Sonia, sevgilisiyle gününü gün eden, yine de çocuklarına sahip çıkan bir kadındır. Tüm öğrencilerine karşı ilgili bir öğretmen olan Jean ile kurduğu bağ, giderek onun derme çatma hayatında en önemli şey olmaya başlar. Kendi annesinden ilham aldığı, Cannes Film Festivalinden Golden Camera ve Un Certain Regard ödülleriyle dönen 2014 yılına ait Party Girl ile ilk filmini yazıp yöneten Samuel Theis, Petite nature ile bu kez kendi çocukluğundan esinlenmiş. Filminin bir uyanış hakkında olduğunu söyleyen Theis, şu sorudan yola çıktığını dile getirmiş: Bir çocuk hayatının hangi noktasında kendini özgürleştirme arzusuna kapılır? Bu soruyu cinsel özgürlük bağlamında ele alması onu tehlikeli sulara yaklaştırsa da, Theis bu hareket noktasından Johnny'nin ebeveyn ve yeni çevre sorunlarıyla yaşadığı sıkışmışlıktan kurtulma arzusunun aradığı açık kapıları çalıyor.

İlk başta klasik ebeveynsel sıkıntılar, sefil bir yaşam, akran zorbalığı gibi meseleler üzerinden bir anlatım kuracağını düşündüren, ama bu meseleleri de es geçmeden başka bir ana tema belirleyerek o uyanışa odaklanan Theis, Johnny'nin etrafındaki herkesin onun bu uyanışında azlı çoklu üstlendiği paylara uğrama gerekliliğini de atlamıyor. Örneğin onu hem seven, hem döven annesinin tutarsızlığından, aynı zamanda zorbalığa karşı çok "çıtkırıldım" kalan oğlu üzerinde baskı kurmasından kaçıp sığındığı öğretmeni Jean'ı hayatının önemli bir yerine koyuyor. Ne var ki 10 yaşındaki bir çocuğun bu dönüm noktası, özellikle Jean'ın kabusu olma tehlikesi taşıyor. Bu çelişkiyi çok güçlü, hatta filmin melankolik tonuna bile baskı yapan bir gerilimle ele alan Theis, neyse ki Johnny'nin bu uyanışının acemiliğini istismar etmiyor. Zaten Theis'in bu acemiliği çok iyi teşhis etmesi sayesinde naif Johnny'nin tekinsizleşmesi filmi bıçak sırtı bir konuma sürüklese de, o tona uyum sağlayan bir kontrol de söz konusu. Yaşadığı kırık dökük hayata bir türlü direnemeyen Johnny'nin bu uyanışına karşılık bulamayacak olmasının verdiği öfke az çok kendini belli etse de, nihayet yemek masası sahnesinde etkileyici bir biçimde patlayıveriyor. 10 yaşındaki çocukları bile yetişkin makullüğünde çileden çıkarabilecek kalitesiz yaşamlar, ekonomik ve sosyal şartların zorluğu yetmezmiş gibi, onların kimlik edinme arayış ve çabalarını da baltalıyor.

İlk gösterimini 2021 Cannes’ın Eleştirmenler Haftası bölümünde yapan Petite nature, aday olduğu Queer Palm kategorisinde Hytti nro 6, Titane, Benedetta, Große Freiheit, Les Olympiades Paris 13e, Tout s'est bien passé gibi yapımlarla yarıştı. Ödülün sahibi olamasa da cesareti ve o cesaretin gerektirdiği bazı şartların tuzağına düşmeyip kendini çok iyi ifade etmesi sebebiyle de ilgi topladı. İlk filminde etkileyici bir performans gösteren Johnny rolündeki Aliocha Reinert, filme adını veren "yumuşak, yufka yürekli, çıtkırıldım" sıfatlarını hüzün yüklü bir duruşla yansıttığı kadar, özellikle sözünü ettiğimiz yemek masası sahnesindeki öfke nöbeti ve seyirciyi tedirgin eden bazı sahneleri sayesinde de geleceğin sık tercih edilecek oyuncularından biri olma potansiyeli taşıyor. Samuel Theis'in gösterişten uzak ama hikayesine çok iyi eşlik eden anlatımı, filmi festival seçkilerinden alışık olduğumuz o iddiasız ama kendi kulvarında güçlü yapımlar arasına koyuyor. Deep Purple'ın Vietnam Savaşı'nı protesto amacıyla yazdığı benzersiz Child In Time şarkısı eşliğinde izlediğimiz final sahnesi de, bir nevi hayata karşı kendi var olma savaşını veren Johnny'nin film boyunca yaşadıklarına karşı bir duruşu sembolize etmesi yönünden çok çarpıcı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder