15 Ocak 2015 Perşembe

Whiplash (2014)


Yönetmen: Damien Chazelle
Oyuncular: Miles Teller, J.K. Simmons, Paul Reiser, Melissa Benoist, Austin Stowell, Nate Lang
Senaryo: Damien Chazelle
Müzik: Justin Hurwitz

1985 doğumlu Damien Chazelle'in yazıp yönettiği Whiplash, konservatuvarda davul öğrencisi olan Andrew ile iş disiplini ve sert yöntemleri yüzünden okulda korkulan bir eğitmen olan Terence Fletcher arasındaki psikolojik gerilimi tüm yönleriyle yansıtan bir film. Psikolojik gerilimin kaç yönü var diye sorulursa o zaman bu iki farklı kuşaktan karakter arasında baştan sona hissedilen gergin atmosferin bile filmi basitçe nasıl zinde tuttuğu cevabı yeterli olacaktır. Hayaletlere, yaratıklara, gizemli olaylara, efsanelere bel bağlamadan sadece öğretmen - ögrenci arasındaki gerginlikten hırs, iktidar, tutku, kariyer, başarı partikülleri elde eden ve bunları iki karakterine de ustalıkla yükleyerek onları patlamaya hazır birer bombaya dönüştüren Damien Chazelle, daha ilk sahnede Andrew ve Fletcher arasında oluşmaya başlayan gerginliği hissettiriyor.

Chazelle, en baştan işini sağlama aldıktan sonra bu gerginliği istediği gibi yönetiyor. Üstelik belirlediği doğal ortamın amaçlarına hizmet etmesi için de herşey müsait. Bu ortam, naifliği ve hiddeti aynı bünyede buluşturmakta mükemmel örneklere sahip caz müzik atmosferiyle kendini gösteriyor. Ama Chazelle, caz müziği kesinlikle filmine bir fon olarak kullanmıyor. Tam tersine, Fletcher'ın kışkırtmaları sonucu Andrew'ün yavaş yavaş hissetmeye başladığımız hırsını pratiğe dökebileceği, bu dökümü de tüm sertliğiyle seyirciye geçirebileceği hem deneysel, hem de disiplinli bir tekinsizlik oluşuyor ki, bu duygunun müzikal karşılığı en iyi caz notalarında kendini ifade ediyor. Bu tekinsiz hırsın sertliğine enstrüman olarak davulun seçilmiş olması, tüm bu bileşenlerin figüratif manasına son derece uygun düşüyor.

Damien Chazelle, filmin merkez noktası olan Andrew'ün bilinçli bir şekilde geliştirilen ihtiraslarını özümsetebilmek için akrabalarıyla yemek masasındaki konuşmalarından ya da hoşlandığı Nicole ile ilişkisinden de az miktarda faydalanıyor. Futbol takımına girmenin bir caz orkestrasında baş müzisyen olmaktan daha kabul görür olması veya kız arkadaşa sahip olmanın hırsların önünde engel teşkil etmesi Andrew'ü hedefine daha fazla kilitliyor. Ama tüm bunlar Andrew'ü titizlikle dengesizleştiren, ona hem ümit veren, hem de çelme takan Fletcher'ın hazırladığı kaygan zeminde dışa vuruluyor. Chazelle, bu hırsların üstüne sinir bozucu bir öğretmen gibi giden Fletcher'a filmi karakterize eden çok özel bir misyon yüklüyor: Kamçılamak!


Caz tarihi ilginç hikayelerle, inanılması güç başarı öyküleriyle, dramatik ya da komik şehir efsaneleriyle doludur. Filmde caz dünyasının efsanevi saksafon ustası Charlie Parker'ın acemilik döneminde kafasına Joe Jones tarafından zil fırlatılması örneği motive edici yönde verilse de, karşımızda düz bir başarı öyküsü olmadığından, Andrew'ü nasıl etkileyeceğine dair bir tedirginlik hep masanın üzerinde duruyor. Parker'ın azmini şiar edinmiş, kendini bu azmi taşıyan yeni isimler bulmaya adamış Fletcher'ın kendi sınırlarını zorlamaları için öğrencileri kamçılama şekli arızalı olunca, bu arızayı bir meydan okuma olarak içselleştiren ve kişiselleştiren Andrew'ün hırsındaki arızalar da su yüzüne çıkıyor. Tüm öğrencilerine karşı acımasız bir tutum içinde olan Fletcher'ı perdede görkemli kılan bu arızası finale doğru kişisel bir hal alınca açıkçası biraz hayalkırıklığı yaratıyor. Hırs ve intikam duyguları birbirine karışınca Chazelle, eşit sayılabilecek ölçülerde hasarlı özellikler yüklediği bu iki karakteri arasında bir taraf seçmiş izlenimi veriyor. Oysa sürekli dile getirilen Parker hikayesindeki motivasyon ölçütleri Fletcher'ı kötü adam konumunun dışında tanımlasaydı (tanımlamışsa da bunu daha açık belli etseydi) karizması ufak da olsa hasar görmezdi.

Bu şartlar bir şekilde kabul edildikten sonra uzanılan final ise gerçekten olağanüstü. Duke Ellington eseri Caravan, zaten el üstünde tutulan bir caz klasiği iken, artık bu finalle özellikle yeni nesil üzerinde de mühim etkiler bırakacaktır. Filmin sancılı sürecine eşlik eden ve adeta didik didik edilen Whiplash ise mükemmel bir caz pratiği olmasının yanında, Andrew - Fletcher savaşına ismen de uygun düşüyor. Fletcher'ın gece kulübünde Andrew'a yaptığı konuşmada caz müziğin yeni bir Charlie Parker çıkaramamasından, bu yüzden insanların caz müziğin öldüğünü düşünmelerinden şikayetçi olması, "aferin" kelimesinin rahatlatıcı tehlikesi yüzünden öğrencilere takındığı tavrı savunması bu finale kadar biriken enerjiye katkı sağlıyor. Bu arada filmin müziklerini yapan Justin Hurwitz'i de ayrıca tebrik etmek gerek. Filmin dört bir yanını saran, araç değil amaç teşkil eden bu müzikler, adeta bir karaktere dönüşen davul ve bunların hizmet ettiği canlı yüzüyle caz. Damien Chazelle, bazen sabit, müzikal anlarda ok gibi fırlayan, yağ gibi kayan (bu yüzden sık sık Scorsese'yi anımsatan) kamerasıyla harika işler çıkarıyor.


Terence Fletcher rolüyle kulvarındaki ödüllere ipotek koyan, çeşitli organizasyonlardan neredeyse haftada bir ödül alan tecrübeli aktör J.K. Simmons ve ne yazık ki bu filmde hak ettiği ilgiyi görmeyen genç oyuncu Miles Teller, filmin ihtiyaç duyduğu gergin kimyayı seyirciye geçirmekte hiç güçlük çekmiyorlar. Bazen karizmatik Simmons'ın kadraja giren eli, bazen Teller'ın yanağında bir saniyelik gurur ifadesi yaratan çukur bile oyuncuların rollerine ne kadar konsantre olduklarını gösteriyor. Müzikle iç içe bir hayat yaşadıklarını, yeni bir Charlie Parker bulmak ya da yeni bir Charlie Parker olmak uğruna adanmışlıklarını kuşkuya yer bırakmayacak şekilde canlandırıyorlar. Anlık tepkiler, durağan anlar, performans sahnelerindeki gerginlik, öfke patlamaları tempolu bir görüntü yönetimiyle filmi yüceltiyor. Kanlı bagetler, ter damlayan ziller, iyi bir müzisyen olmak için aşılması gereken engeller, yapılacak fedakarlıklar, vazgeçilecek sevgililer ve tahammül edilmesi gereken hırçın eğitmenler ve daha pekçok ayrıntı filmin içinden akıyor.

2009'da çektiği ilk filmi Guy and Madeline On A Park Bench'te bir caz trompetçisini merkeze alan Damien Chazelle, 2013 yılında kısa film olarak çektiği Whiplash çok beğenilince zaten uzun metrajını çekmeyi düşündüğü filmini çok beklemeden hayata geçirdi. J.K. Simmons aynı rolle (ama isimsiz bir şekilde) o kısa filmde de yer alıyordu. Uzun metraj Whiplash, kısadan uzuna terfi etmiş filmler arasında en iyilerden biri olarak sinema tarihindeki yerini aldı. Filmin çekildiği 2014 yılında 29 yaşında olan Damien Chazelle ve müzisyen Justin Hurwitz, 27 yaşında olan Miles Teller, sağlam bir "aferin"i hak ediyorlar. Ama 60 yaşındaki J.K. Simmons'ın filmde  "aferin" üzerine söylediklerinin sadece İngilizce'de veya müzik eğitiminde değil, her dilde ve her alanda ortaya koyduğu karanlık tarafı aklımıza gelince bu insanlara hep böyle devam etsinler diye aferin dememek gerekiyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder