9 Temmuz 2010 Cuma

Secret (2009)


Yönetmen: Jae-gu Yoon
Oyuncular: Seung-won Cha, Yun-ah Song, Won-sang Park, In-gi Jeong, In-kwon Kim, Seung-yong Ryoo, Hyo-ju Park, Jeong-se Oh
Senaryo: Jae-gu Yoon

Dedektif Seong-yeol, yaptığı bir hata yüzünden alkollü şekilde trafik kazası yapmış, kazada yanında bulunan küçük kızı hayatını kaybetmiştir. Bu yüzden kocasını suçlayan Ji-yeon ile de evlilikleri çok kötü gitmektedir. Bir gece karısı Ji-yeon’un telaş ve korkuyla eve gelmesi Seong-yeol’un dikkatini çeker. Ertesi gün bir cinayet mahalline giden Seong-yeol, olay yerinde karısıyla ilgili ipuçları bulur. Delilleri güçlükle örtbas etmesine rağmen karısını bu olaydan kurtarması çok zor görünmektedir. Çünkü yok edilen delillerden şüphelenen Seong-yeol’un ekipten arkadaşı, aynı zamanda Seong-yeol’un tanıklığı yüzünden bir süre görevden uzaklaştırılmış Choi, öldürülen adamın kardeşi olan ve intikam için yanıp tutuşan mafya babası Çakal ve Ji-yeon’un cinayet işlediğine dair elinde kanıtlar olduğunu ileri sürerek şantaj yapan gizli bir tanık, Seong-yeol’un gerçeği arama serüveni önünde ciddi engellerdir.


Güçlü bir polisiye dram olan Seven Days’in senaryosuna da katkıda bulunmuş olan Jae-gu Yoon’un senaryosunu yazıp, ilk yönetmenlik denemesinde bulunduğu Secret, bir polisiye macera için gerekli olan un, yağ ve şekere sahip bir yapım. Ancak Yoon’un yönetmenliği gayet pozitif olsa da, bu kez senaryo bazında bazı eksikler veya gereksiz çıkışlar sözkonusu. Seyir zevki ve sürükleyici yapısı, bu aksaklık ve eksiklikler yüzünden, film bittiğinde beklenilen etkiyi uyandıramıyor bana kalırsa. Seong-yeol’un, karısının masumiyetini ispatlamak için kanıtları yok etme ve kendisine ayak bağı olanları atlatma gayretlerinden oldukça zeki çıkarımlar yapan Jae-gu Yoon, genel karakteri gereği andırdığı birçok Hollywood yapımından çok daha akıcı bir film çekmiş. Ancak Ji-yeon’un neden olay yerinde bulunduğu, Seong-yeol ile iş ve okul arkadaşı Choi arasındaki ilişkinin boyutu (parantez içinde Choi’nin fırıldaklığı), şantajcının finalde şekil değiştiren gerçek amacı gibi konular ya havada kalmakta ya da inandırıcı olamamakta.

Buradaki senaryo ihmallerinin üzerine bir de film bitip yazılar çıktıktan birkaç dakika sonra konulan flashback, sürpriz final kaygısının aşırı zorlanmış hali olarak karşımıza çıkıyor. Sürpriz olması için hikâye akışına doğrudan etki edebilecek veya o akış üzerinde önemli bir etkilerde bulunabilecek bir sahne tasarlanması gerekirken, filme katkısı tartışılır bir karakterden böyle bir ekstra final üretilmesi çok eğreti duruyor. Üstelik filmin zaten iyi kötü (aslında bağlanış olarak kötü!) bir sürprizi varken böyle bir çaba çok boş görünmekte. Oyuncular açısından da Güney Kore yapımlarının oyunculuk yönünden çıtasının yüksekliği düşünülürse, o çıtanın biraz altında kaldıklarını da söylemek gerek. Abartılı tepkiler ve sahneye uygun istenilen reaksiyonların tam olarak verilememesi birçok bölümde göze batıyor. Yine de belirttiğim gibi Jae-gu Yoon yönetmenlik açısından gelecek vaat ediyor. Seven Days gibi senaryolar da yazmaya devam ederse ilerde dikkatle takip edilen bir isim olacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder