11 Temmuz 2011 Pazartesi

Lone Star (1996)


Yönetmen: John Sayles
Oyuncular: Chris Cooper, Elizabeth Peña, Kris Kristofferson, Matthew McConaughey, Ron Canada, Joe Morton, Miriam Colon, Clifton James, Gabriel Casseus
Senaryo: John Sayles
Müzik: Mason Daring

Beyaz, siyah, Latin ve Kızılderili ırklarının iç içe yaşadığı Teksas’ın sınır kasabalarından biri olan Rio’da bir çölde uzun yıllar öncesine ait bir iskelet ile yanında bir şerif rozeti bulunur. Ceset, zamanında kasabayı haraca bağlamış, etrafına korku salmış, cinayetler işlemiş olan şerif Charlie Wade’e (Kris Kristofferson) aittir. Wade ile aralarında husumet olan yardımcısı Buddy Deeds (Matthew McConaughey), Rio’nun şimdiki şerifi Sam Deeds’in (Chris Cooper) babasıdır ve tam bir dürüstlük timsali olarak efsane olmuştur. Yıllar sonra bulunan Wade’in iskeleti ile eski defterleri karıştırmak durumunda kalan Sam'in, gençliğinde sevdiği latin kız Pilar ile ilişkisine karşı çıkan efsane babasına karşı içinde sakladığı öfke hala sıcaktır. Bu nedenle Wade’i babasının öldürdüğünü, tüm kasabanın efsane şerifi Buddy Deeds’in bir katil olduğunu düşünmektedir. Ayrı düştüğü Pilar ile yıllar sonra tekrar karşılaşan Sam, geçmişin sırlarına doğru bir yolculuğa çıkacaktır. Tabi bu ana hikaye, farklı karakterler ve onların farklı hikayeleri sayesinde katmanlı biçimde serpilip, baba-oğul, ırkçılık, adalet duygusu, aşk gibi kritik noktalara dokunarak yolunu buluyor. Aralarda çok yerinde tarihi bilgiler de aktarıyor. Fakat ne bunları düşüncesizce sömürüyor, ne de didaktik olmaya soyunuyor. Sır dolu, akıcı bir macerası var ve bunu dizginlemiş biçimde insan ruhuna odaklanarak ilerliyor. Geçmiş ile kopmayan bir paralellik içerisinde, geçmiş ve filmin kendi zamanını çok estetik şekilde sunan bir kurgu anlayışıyla hareket ediyor.

Normalde böyle hikayeler bir anlatıcıya ihtiyaç duyar. Ama filmi yazan ve yöneten John Sayles öyle bir senaryo yazmış ki, filmin anlatıcısı gerçek sahipleri, yani filmin karakterleri oluyor. Haliyle tüm oyuncular üzerlerine düşeni hakkıyla yerine getirmekteler. Ama özellikle Otis Payne rolündeki Ron Canada’dan ve onun sahnelerinden çok etkilendiğimi belirtmeliyim. Otis Payne, hayatın ite kaka olgunlaştırdığı, saatlerce karşılıklı konuşulsa bıkılmayacak, hayata dair tavsiyeler alınacak bir bilge adeta. 1997’de aday olduğu En İyi Orijinal Senaryo ödülünü Fargo’ya kaptıran Lone Star, Coen senaryolarına göre fazla konuşkan olsa da, yer yer onları andıran sağlam kelime oyunlarına da sahip. Amaç bu iki nefis senaryoyu karşılaştırmak değil tabi. Her biri kendi yolunu çizmiş ve ona sonuna kadar en iyi şekilde sahip çıkmış, küçük kasaba hissiyatlarını, şerif romantizmini/idealizmini çok iyi anlamış (tabi küçük bir rolle Frances McDormand’ı da bir nebze paylaşmış) iki kardeş film. Zaten büyük şeylerden bahsetmek için bu küçük kasabalardan iyisi yoktur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder