15 Haziran 2024 Cumartesi

La mesita del comedor (2022)

 
Yönetmen: Caye Casas
Oyuncular: David Pareja, Estefanía de los Santos, Josep Maria Riera, Claudia Riera, Eduardo Antuña, Gala Flores
Senaryo: Cristina Borobia, Caye Casas
Müzik: Esther Méndez

Jesús ve Maria, ilişkilerinin zor bir dönemini atlattıktan sonra bir erkek bebek sahibi olmuş, yeni bir eve taşınmış, yepyeni bir başlangıç yapmış orta yaşlı bir çifttir. Alışverişe çıktıkları bir gün Jesús, mobilyacıda bir kahve masası görür ve almak ister. Maria bu masayı hiç beğenmeyip karşı çıksa da Jesús masayı alır, eve getirir ve kurar. Her ikisi de bu masanın onların hayatını toptan değiştireceğinden habersizdir. Cristina Borobia ve Caye Casas'ın yazıp, kısa filmleri uzunlardan fazla olan Casas'ın yönettiği La mesita del comedor (The Coffee Table) hakkında bu özet kadarını bilmemiz, hatta bu özeti de bilmeden başına oturmamız, filmden alacağımız zevki daha da arttıracaktır. Gerçi "zevk almak" sözü bu film için ne kadar doğru tartışılır. Filmin tamamına bakınca kısa film olarak da gayet vurucu bir iş olabilecek iken 1,5 saatlik uzun metrajın çok iyi kurgulandığı söylenebilir. Trajik kırılma noktasından önce mobilyacıda, sonra da apartmanda komşuları olan kadın ve 12 yaşındaki kızı Ruth ile olan sahnelerdeki bir miktar uzatılmışlık, filmin belki de ilk başta kısa film olarak tasarlanmış olabileceğini düşündürüyor. Özellikle de Jesús'a aşık küçük Ruth'nın şantaja varan iftiracılığından üretilen aks, her ne kadar finalin boğucu etkisine bir miktar katkı sağlasa da, Ruth sanki hiç var olmamış gibi senaryodan çıkarılsa pek bir şey fark etmeyebilirdi. Yine de gereksiz bir uzunluktan söz edilemez. Zira filmin çok daha vurucu bir trajedisi var.

Baştaki mobilya mağazası sekansı ve kısa market sahnesi dışında tamamı Jesús ve Maria'nın dairesinde geçen film, sözünü ettiğimiz trajediyle eline öyle bir koz geçiriyor ki, bir korku filmi olmamasına rağmen son yılların en gerilimli, hatta korkunç filmlerinden biri haline geliyor. Kahve masasını almakta ısrar eden Jesús üzerinden olağanüstü bir gerilim şeması yakalayan senaryo, yönetmen Casas'ın bu şemayı acelesi olmayan bir tempoyla pratiğe dökme becerisiyle takdiri hak ediyor. Bu temponun sadece Jesús ve Maria üzerinden uzun soluklu olmayacağının bilinciyle, aynı gün yemeğe davet ettikleri Jesús'ın erkek kardeşi Carlos ve onun kız arkadaşı Cristina da bu gergin ortamın içine dahil ediliyor. Casas, film içinde en olmak istemeyeceğimiz yere, Jesús'un kafasına bizi peyderpey hapsettikçe o trajediden kaçmanın imkansızlığıyla apartman dairesi dar gelmeye başlıyor. Psikolojik gerilimin zirvelerinde gezindiğimiz bu anlar, filmin kendi iç kurgusunda olduğu kadar biz seyircilerde de adrenalin yükselmeleri yaratıyor. Bazı stilize gerilimlerde çok iyi çekilen kimi sahnelerin aslında rüya sahnesi olduğu ortaya çıkınca hevesimiz kaçar. Ancak bu filmde içine düşülen durumun çaresizliği o kadar boğucu bir hal alıyor ki, bunun bir rüya (daha doğrusu kabus) olmasına razı duruma gelebiliyorsunuz. Zaten filmin fikri, ihtimal dahilinde olan, dehşet verici şekilde gerçek bir açmazı bir güne sığdırma becerisiyle parlıyor. Üzerine daha fazla konuşulduğu takdirde sürprizini kaçırma tehlikesi olabileceği için bu deneyimi özellikle psikolojik gerilim seven seyircilerin kaçırmamasını önerelim.

La mesita del comedor'un bu senaryo ve yönetmenlik başarısı yanında bir diğer güçlü tarafı da iki başrol oyuncusunun etkileyici performansları. David Pareja (Jesús) ve Estefanía de los Santos (Maria) senaryo gereği içine düştükleri durumun farkındalığını ve habersizliğini çok iyi yansıttıkları gibi, filmin sunduğu psikolojik gerilim ruhuna çok hakimler. İkinci yarıda oyuna giren yan karakterler Josep Maria Riera (Carlos) ve Claudia Riera (Cristina), hatta küçük Ruth rolünde izlediğimiz Gala Flores bile göründükleri sahnelerde iyiler. Özellikle Estefanía de los Santos, bir korku filmine çok uyan yüz ifadesi ve oyunculuğuyla, bir korku karakteri olmasa bile Maria'yı benzersiz bir korku öğesi gibi canlandırıyor. Teknik olarak bir korku ve fantastik film olmamasına rağmen San Sebástian, Macabro, Grimmfest, HorrorFest International, A Night Of Horror gibi hepsi korku ve fantastik filmler konseptli festivallerden 20 ödül alan La mesita del comedor, korku/gerilim filmi diye ortalıkta gezinen birçok filmden daha korkunç, psikolojik gerilim yönünden çok daha vurucu bir yapım. Caye Casas, kilit sahnesini göstermediği halde bu sahneyi seyircinin kafasında sık sık canlandırmasına sebep olan bu boğucu atmosfer başarısıyla bile övgüyü hak ediyor. Normal sahnelerin tepesinde bile Azrail'in orağı gibi bekleyen korkunç gerçek yüzünden seyirciye bir an olsun rahat yüzü göstermiyor. Çözülme düzlüğündeki psikolojik sıkışma da aynı atmosfer bünyesinde yerini  "artık ne olacaksa olsun" teslimiyetine bırakıyor. Tüm bu unsurları göze alan seyirci için La mesita del comedor özel bir deneyim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder