16 Temmuz 2022 Cumartesi

Küçük Şeyler (2019)

 
Yönetmen: Kıvanç Sezer
Oyuncular: Alican Yücesoy, Başak Özcan, Müfit Kayacan, Bülent Emrah Parlak, Nihal G. Koldaş, Nezaket Erden, Kubilay Tunçer, Seda Türkmen, Ece Dizdar
Senaryo: Kıvanç Sezer
Müzik: Turgut Mavuk, Can Saka

Bir ilaç firmasında çalışan Onur ve anaokulu öğretmenliği yapan Bahar çifti, İstanbul'daki lüks bir siteden aldıkları evde yaşamakta, iyi de geçinmektedirler. Ama Onur'un işten çıkarılması, sonrasında da eski işindeki pozisyonuna denk bir iş bulamaması çiftin evliliğini sıkıntıya sokmaya başlar. 2016'da çektiği ilk filmi Babamın Kanatları ile Ankara, Adana, Antalya festivallerinden ve SİYAD'dan bol bol ödül alan Kıvanç Sezer'in yazıp yönettiği ikinci filmi Küçük Şeyler, bu basit konuyu sade, sevimli, mizahi ve aynı zamanda dramatik açılardan ele alan bir film. Bu haliyle Babamın Kanatları'ndan oldukça farklı bir görüntü çizen Küçük Şeyler, bu kez İstanbul'un farklı bir bölgesinden, farklı bir sınıfından, bilinen insan manzaraları sunuyor. Daha filmin başında işten çıkarıldığını bir meyhanede Bahar'a söyleyen Onur, özgüveni sayesinde bu meseleyi kafasına takmadığını, nasıl olsa başka bir iş bulabileceğini düşündürse de, ilerleyen bölümlerde aslında onun hiç bir meseleyi kafasına pek takmayan yapıda olduğunu anlamaya başlıyoruz. Çalıştığı şirketin ofisinden sahasına düşmek istemeyen, başvurduğu başka şirketlerin mülakatlarında da umduğunu bulamayan Onur, tuhaf bir rahatlık içinde. Ama bu durumdan haklı olarak rahat olmayan kişi ise eşi Bahar.

Ödenmesi gereken bir ev kredisi, geçindirilecek bir ev olunca, ayrıldığı şirketten aldığı tazminatı bitiren, bu süre zarfında da yeni iş bulamayan, ilaç mümessilliğini de beğenmeyen, üstüne bu boşluğun yarattığı tembellik psikolojisinin tuhaflığına kendini kaptırarak gamsızlaşan Onur'un bu sorumsuzluğuyla Bahar'ın sorumluluk sahibi karakterinin çatışması kaçınılmaz bir hal alıyor. Kıvanç Sezer, bölümlere ayırdığı filmini adım adım bu çatışma üzerinden gerginleştirip Onur ve Bahar'ın birbirlerini yıprattıkları bunaltan bir iklime sokuyor. Evlilikleri en çok zorlayan kalemlerden biri olan ekonomik sıkıntılar özelinde çiftlerin artık birbirlerini "çalışan" - "çalışmayan" olarak tanımlamaya başlamaları evresini bilindik bir açıdan ele alan Sezer, sıkmayan, yormayan, küçük detaylarla zenginleştirilmiş bir kurgu anlayışıyla bu evreleri işliyor. Haklı ve düzgün bir karakter olan Bahar'ın Onur'un davranışları yüzünden psikolojisinin bozulmasıyla, problemli bir kişiliğe sahip Onur'un sorumsuzca bir özgürlüğe alışarak maddi eksikliği yüzünden psikolojisinin bozulması aynı çatı altında buluşuyor. Sezer sadece onları kullanmayıp çevrelerinden de faydalanıyor. Onur'ın eski işyerinden arkadaşı Mustafa ve eşinin yemeğe geldikleri bölüm, Onur'un annesinin yer aldığı bir başka yemek masası sekansı, Onur - Bahar çiftinin bu psikolojilerini çok iyi görebileceğimiz örnekler.


Onur'un iş bulamayıp, hatta bulmak için de özel bir çaba sarf etmeyip geleneksel aile reisi erkek havalarıyla "erk" olamadığını kabullenemeyişi, çocuk sahibi olamamalarının suçunu Bahar'a yüklemesi, iş durumu sorulduğundaki rahat tavırları, nihayet kendisinin de kabul ettiği beceriksizliği, Bahar gibi kendini ezdirmeyen güçlü bir kadının karşısında direnç gösteremiyor. Onur'un bu beceriksiz halinin sebeplerinden birini de, özellikle annesini dahil ettiği bir sahneyle yüzeye çıkaran Kıvanç Sezer, annelerin küçüklükten beri erkek çocuklarına gösterdikleri aşırı ilginin neticesinde, onların eşlerinden de aynı ilgiyi beklemelerinin yanlışlığına ince bir dokunuş yapıyor. Ebeveynlerin "o yapamaz, beceremez" diye büyüttükleri çocukların evlilik performanslarındaki arızalar, özellikle Onur gibi erkek tarafının eşlerinde annelerini aramalarından, tek taraflı fedakarlık, afra tafralarına anlayış, evde sürekli hizmet beklemelerinden kaynaklanıyor. Böylece yumurta bile kıramayan, tabaklarına hazır pilavı bile koyamayan erkeklerin, evlilikteki her türlü yanlışlarını kabullenmeyiş ve karşı tarafı suçlayış psikolojilerinin kaynağına inmek kolaylaşıyor.

Babamın Kanatları'na göre daha ana akıma yakın bir tarzla ikinci uzun metrajını çeken Kıvanç Sezer, dengeli, akıcı, yormayan bir sinema dili belirlemiş. Yer yer karikatürize kaçan mizahi tercihleri, zebra metaforunun amaçsızlığı, site sakini Hikmet Bey'in kullanılış biçimi gibi birtakım eksikliklerine rağmen son dönem yerli sinemanın iyi örneklerinden biri denebilir. 2019 Antalya Altın Portakal Film Festivali'nden en iyi kurgu için verilen Cahide Sonku Ödülü, Dr. Avni Tolunay Özel Jüri Ödülü ve Alican Yücesoy'a en iyi erkek oyuncu ödülü kazandıran film, Adana, Malatya, Kayseri festivallerinden, ayrıca İtalya menşeli Festival del Cinema Europeo'dan FIPRESCI ödülleriyle döndü. Onur ve Bahar rolleriyle Alican Yücesoy ve Başak Özcan'ın performansları da filmin kalibresine çok uyan nitelikte. Yine Adana, Antalya, Kayseri ve Malatya'dan, aynı zamanda SİYAD'dan en iyi erkek oyuncu ödülleri kazanan Alican Yücesoy'un öne çıktığı Küçük Şeyler, kötü niyetli olmasa da bir miktar kibirli, sorumsuz, beyaz yakalılığın ardındaki geleneksel erkek kalıbına uyan Onur ile, onu taşıma fikrine günden güne yenilen Bahar çiftinin çevremizde pek çok versiyonunu görebileceğimiz gerçekçi hikayesini iddiasız ama etkili biçimde hayata geçiren bir film.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder