20 Haziran 2020 Cumartesi

A Vida Invisível (2019)


Yönetmen: Karim Aïnouz
Oyuncular: Julia Stockler, Carol Duarte, António Fonseca, Flávia Gusmão, Gregório Duvivier, Bárbara Santos, Maria Manoella
Senaryo: Murilo Hauser, Inés Bortagaray, Karim Aïnouz, Martha Batalha
Müzik: Benedikt Schiefer

Brezilyalı yazar ve gazeteci Martha Batalha'nın "A Vida Invisível de Eurídice Gusmão" adlı romanından Murilo Hauser, Inés Bortagaray ve Karim Aïnouz tarafından senaryolaştırılan, Aïnouz'un yönettiği A Vida Invisível, 2019 Cannes Film Festivali'nde Belirli Bir Bakış ödülü kazanmış çok güçlü bir dönem dramı. 1950'li yıllarda Rio de Janeiro’da yaşayan iki kız kardeşten Eurídice iyi piyano çalan, Viyana'ya gidip piyano eğitimi alma hayalleri kuran bir genç kız. Yunan denizci Iorgos'a aşık olan ve onunla evlenip Atina'ya yerleşmek isteyen Guida'nın ise gözü başka hiçbir şey görmemektedir. Guida geceleri gizli gizli kaçıp sevgilisiyle buluşurken Eurídice onu idare eder. Bir elmanın iki yarısı gibi olan kardeşler için Guida'nın bu aşkı sonun başlangıcıdır. Bir gece eve dönmeyen Guida, ardında Iorgos ile Yunanistan'a giden bir gemiye bindiğini, onunla evlendikten sonra Brezilya'ya geri döneceğini yazdığı bir mektup bırakıp gider. Birkaç yıl sonra Eurídice'in düğününde buluruz kendimizi. Viyana hayallerini gerçekleştiremeyip Antenor adlı bir gençle evlenen Eurídice, Rio de Janeiro’da başka bir eve taşınır. Bir gün Iorgos tarafından terk edilmiş şekilde karnı burnunda eve dönen Guida, annesi tarafından hoş karşılansa da, babası Manoel onu evden kovar. Eurídice'in nerede olduğunu sorduğunda ise evlenip Viyana'ya taşındığını söyler. Filomena adlı iyi kalpli bir kadınla karşılaşan Guida ise çocuğunu doğurup Rio'nun arka sokaklarında fahişelik yapmaya başlar. Guida'yı Atina'da sanan Eurídice, Eurídice'i Viyana'da sanan Guida birbirlerinden habersiz aynı şehirde, aynı havayı soluyarak hayallerinden uzakta kendi yaşamlarına dalmışlardır.

Dramatik açıdan son derece geniş bir vizyona sahip romanı, o vizyonu bozmadan ve ağırlaştırmadan senaryo haline getiren Aïnouz ve ekibi, bir Eurídice'in, bir Guida'nın hayatına girerek adeta iki filmi birlikte götürüyor. Farklı karakterlere sahip iki kardeşten Eurídice, piyano yeteneğini sanatsal ve akademik bir düzeye taşıma hayalleri kurarken, Guida ise sadece kalbinin sesine kulak verip gerçek aşk sandığı duygunun peşinden gitmeye odaklanmış bir genç kız. Dönemin erkek egemen yapılanmasının altını baba Manoel ve Eurídice'in kocası Antenor ile çizen film, özellikle Manoel'in evden kaçıp hamile olarak geri dönen Guida'yı topluma karşı utanç içinde kalacağı düşüncesiyle evden kovmasını hikayenin dönüm noktası olarak tanıyor. Onun dışında bu egemenliğin belirgin bir baskısı hissedilmiyor. Hatta Eurídice'in güçlü bir karakter oluşu, her ne kadar Antenor ona karşı çıksa da piyanoya dair ideallerini tamamen unutmasına izin vermiyor. Ama A Vida Invisível bütün benliğiyle iki kardeşin babaları tarafından ayrı düşürülmesi ve bu ayrılıktan haberleri bile olmaması üzerine nefes alıp veriyor. Ataerkillik saplantıları veya döneme dair dolaylı politik fonlar oluşturmuyor. Birbirini Avrupa'da sanan kardeşlerin aynı şehirde iki farklı yaşam içinde yaşadıkları iniş çıkışlar ve birbirlerine karşı duydukları derin özlem filmin her yanını kaplıyor. Guida'nın bıkmadan kardeşi Eurídice'e yazdığı, ne var ki sebebini sonra öğreneceğimiz şekilde bir türlü ona ulaşmayan mektupların bu özlemin canlı tutulmasında payı büyük.


Bu sıra dışı ayrılık hikayesinin hüzünlü ve gizemli olduğu kadar gerilimli bir yanı da var. Gerçeğin ne zaman açığa çıkacağı, tepkilerin ne olacağı, birbirine çok yakın bu iki hayatın nasıl kesişeceği gibi istim üstünde bir dramın etkisi altındayız. Çift taraflı bilinmezliğin yarattığı olağanüstü bir zemin inşa eden film, özellikle restoran sahnesinde büyülü olduğu kadar, o ramak kalma duygusunun iliklere işlediği çok yoğun bir an yaşatıyor. Yıllar geçtikçe örselenen özlemin bir yandan da tutkulu halini koruduğu duygusu, iki kardeşin hayatlarındaki gelişmelerin hep bir adım önünde duruyor. Filme bakarak Martha Batalha, romanında toplumsal normların el üstünde tuttuğu Eurídice'i ve o normların dışladığı Guida'yı seçimlerinden dolayı yargılamıyor. Her seçimin kişinin hayatındaki önemine dışarıdan, biz okurların ya da seyircilerin gözünden bakmaya çalışıyor. Onların yargılanışları da okurlar/seyirciler tarafından gerçekleştiriliyor. Onlara yapılan büyük haksızlığı daha fazla kaşıyor. Bunu yaparken farklı ihtimalleri de gözden geçirmemizi sağladığı anlar oluyor. Mesela Guida evi terk etmeseydi, Eurídice evlenmeyip hayallerinin peşinden koşsaydı, babası Guida'yı kovmasaydı, bir yan dramın öznesi olan anneleri Ana, Guida'nın söylediği gibi "kocasının gölgesi" olmasaydı gibi farklı ihtimaller bu hikayeyi bu kadar güçlü kılmayabilirdi. Birbirleriyle çok iyi anlaşan iki kardeş için bu ayrılık sürecinin başı, ortası, sonu fark etmeksizin derin bir hasret ve kederle yoğrulmuş şekilde konumlandırılması, edebi ve beşeri yönlerden bu eseri yüceltiyor.

Her ikisi de bu filmle São Paulo ve Valladolid Film Festivallerinden En İyi Kadın Oyuncu ödülü kazanmış Julia Stockler (Guida) ve Carol Duarte (Eurídice), kendi farklı hayatlarının odak noktası olmayı bilen performanslarla bu güzel romanı/senaryoyu/filmi gururlandırıyorlar. Bedenen ayrı, kalben bir olan iki insanın kardeşlik duyguları çerçevesinde, hatta o çerçeveyi de aşan bir bağlılıkla yükselttikleri A Vida Invisível, ortak maziye sahip ama bir şekilde kopmuş, birbirlerine göre görünmez hayatlar yaşayan milyonlarca insanın hislerine tercüman olacak bazı detaylarla örülü incelikli bir film. Bir bakıma beklenmedik ama kesinlikle dokunaklı bir final bloğu ile bu narin hikayeye nokta konularak kalplere güçlü bir dokunuş gerçekleştiriliyor. Le meraviglie, Beach Rats, Petra, Lazzaro felice, Never Rarely Sometimes Always gibi farklı ülkelerden onlarca filmin görüntü yönetmenliğini yapmış Hélène Louvart'ın, müzikleriyle Alman besteci Benedikt Schiefer'ın da bu dokunuşta önemli rolleri var. Romana hakkını verdiğini düşündüren, 2000'li yılların en iyi uyarlamalarından biri olan A Vida Invisível, her ne kadar "Eurídice Gusmão'nun Görünmez Yaşamı" olarak anılsa da, aslında Eurídice ve Guida kardeşlerin birbirlerine karşı eşit derecede görünmezliklerinden kuvvet bulan, bu iki hayatın talihsizliklerini çok iyi dengelemiş bir yapım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder