4 Mayıs 2014 Pazar
Wolf Creek 2 (2013)
Yönetmen: Greg Mclean
Oyuncular: John Jarratt, Ryan Corr, Shannon Ashlyn, Philippe Klaus, Gerard Kennedy, Annie Byron
Senaryo: Greg Mclean, Aaron Sterns
Müzik: Johnny Klimek
2013 yapımı Greg Mclean filmi Wolf Creek 2, tıpkı 2005'te yine McLean'in çektiği ilk film gibi "Avustralya'da her yıl 30.000 kişinin kaybolduğu polis kayıtlarına geçmektedir. Bunların %90'ı bir ay içinde bulunmaktadır. Bazıları bir daha asla görülmemektedir" bilgisiyle başlıyor. İlk filmden 8 yıl sonra yine Mick Taylor'ın korkunç cinayetleriyle karşı karşıyayız. Taylor canisinin dönüşünü müjdeleyen gerilim ve şiddet yüklü uzun açılış, filmle hemen bağ kurulmasını sağlıyor. Açılıştan sonra bu defa Katarina ve Rutger adındaki genç Alman çiftin Wolf Creek seyahatiyle başlayan turistik gezisini izlemeye başlıyoruz. McLean, ilk filmde de yaptığı üzere çiftin sıcak ilişkisiyle Avustralya kırsalının doğal güzelliklerini birleştirerek kısa sürede iki kurban adayına duyulacak sempatiyi oluşturuyor. Katarina, üzerlerine kabus gibi çöken Mick'in elinden kurtulunca yolda rastladığı İngiliz turist Paul, dışarıdan pek etik gibi görünmese de filmin gerçekçi bir şekilde dile getirdiği uyarısına kulak asmamanın cezasını çekiyor: Avustralya kırsalında yolda kalan hiçkimse için durma!
Filmin 35. dakikasında olaya dahil olan Paul ile Mick Taylor arasında başlayan kovalamaca filmin ana gövdesini oluşturuyor. Kendine yeni bir oyuncak bulan Mick Taylor'ın amansız takibi, filmi gerilimli bir western kıvamında yol macerasına dönüştürüyor. Wolf Creek serisini normal bir slasher filmden ayıran özelliklerden biri de bu tekinsizliği. İlk filmde pek fazla yüzgöz olmadığımız mesafeli Mick Taylor'ı daha fazla görüyor, duyuyoruz. Vahşi cinayetlerinin motivasyonlarından biri olan turist sevmezliğini, İngiliz Paul sayesinde milliyetçi tonda dile getirerek caniliğini faşizmle süslüyor. Teatral bir lezzet taşıyan parmak kesme cezalı bilgi yarışmasında 1700'lü yılların sonlarında İngilizler'in kendi hapishanelerindeki mahkumları Avustralya'ya sürgün etmelerinden dem vurulması, belli ki McLean'in bu tarihi gerçekle bir derdi olduğuna dair şüpheleri de beraberinde getiriyor. Tabii gerçek olaylara dayalı bu kaybolma hikayelerini revize ederken McLean'ın olayları ne düzeyde revize ettiği de önemli. Zira anlaşılan o ki, psikolojileri bozulmuş kurtulanlardan sağlıklı bilgi almak pek kolay değil.
Greg McLean, yine ilk filmde olduğu gibi oyunculuklara önem veren bir yönetim sergiliyor. Avustralyalı tecrübeli aktör John Jarratt, turist düşmanı Mick Taylor portresi çizerken "sevimli cani" dengesini bu filmde çok iyi kuruyor. Özellikle Paul rolündeki Ryan Corr ve ekranda göründüğü süre boyunca yaşadığı trajediyi çok iyi resmeden Shannon Ashlyn, ilk filmdeki genç oyuncuların başarısı da düşünüldüğünde çıtanın altında kalmayan birinci sınıf bir oyun çıkarıyorlar. Filmin şaşırtıcı finalinin getirdiği soru işaretleri, açık kapı bırakılan devam filminde yanıt bulur mu bilinmez. Ama bu filmle, istismar sinemasında yok olmaya mahkum onlarca yapım arasından sivrilenlerden biri olan Wolf Creek'in yerini biraz daha sağlamlaştırmış bir seri olduğu söylenebilir.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder