13 Şubat 2024 Salı

Los delincuentes (2023)

 
Yönetmen: Rodrigo Moreno
Oyuncular: Daniel Elías, Esteban Bigliardi, Margarita Molfino, Germán De Silva, Cecilia Rainero, Javier Zoro, Lalo Rotavería
Senaryo: Rodrigo Moreno

Buenos Aires'de bir banka çalışanı olan Morán, bir daha çalışmak istemediği için güvenlik açığını fırsat bilerek erişime sahip olduğu banka kasasından bir miktar para çalar. Daha sonra aynı bankadaki meslektaşı Román'a bir teklifte bulunur. Buna göre Morán, zaten tüm güvenlik kameraları kendisini tespit ettiği için suçunu itiraf edip teslim olacaktır. Alacağı ceza sonrası hapisten çıkma süresi olan 3,5 yıl geçene kadar Román'dan soygun parasını saklamasını ister. Cezası bitince parayı yarı yarıya bölüşeceklerdir. Başlangıçta korkup bu duruma yanaşmayan Román, Morán'ın tehdit etmesi üzerine buna razı olur. Hapse giren Román, birgün kendisini ziyaret eden Morán'dan parayı şehir dışındaki bir kırsalda bulunan büyük bir taşın altına saklamasını ister. Parayı tarif edilen yere koymaya giden Morán, orada tanıştığı bir belgesel ekibiyle çok farklı bir yaşam tecrübesine yelken açacaktır. Rodrigo Moreno'nun yazıp yönettiği Los delincuentes, işte bu birbirinden çok farklı yaşam tarzları arasında sıkışmış iki adamın tuhaf ilişkisinden ve basit bir soygun öyküsünden gerilimli, tutkulu, şiirsel, pastoral bir varoluş sorgusu üretmiş bir yapım. Kavgasız, gürültüsüz, gerilimsiz bir soygun yapan ve sonrasında tesadüfen o gün rahatsızlığı nedeniyle izin alıp çıkan Román'ı zoraki biçimde bu suça ortak eden Morán, şehir yaşamının stres yüklü puslu havasından, doğanın huzurlu kollarına sığınan bir adam. Hayatındaki radikal bir değişime kendini hazırlamış, her şeyi göze almış bir roman kahramanı adeta.

Bu romanın bir diğer kahramanı olan Román ise Morán'a nazaran dönüşümüne daha detaylı biçimde tanık olduğumuz bir karakter. Onun Morán zorlamasıyla dolaylı olarak dahil olduğu soygun ve devamında tehditle yapmak zorunda kaldığı şeyler bir Kafka karakteri soğukkanlılığına bürünse de, doğanın, kırsalın ve bu kırsalda tanıştığı Norma'nın büyüsü onu bazı yönlerden bir Çehov karakterine benzetebiliyor. Öte yandan Morán, soygun ve kent yaşamından uzaklaşma gerekçelerini basit ve açıkça ifade ederken, Román'ın mecbur bırakılmışlığı dışında kendini bu hileye ortak edişinden gelen kabullenme hakkında bir şey öğrenemiyoruz. Gerçi bunu öğrenmek Román hakkında edindiğimiz fikirleri değiştirmeyecektir. Zira Los delincuentes sessizliğiyle de çok şey anlatabilecek bir film. Román'ın kırsalda belgesel ekibiyle karşılaştığı andan itibaren rotasını bambaşka bir yöne çeviren Rodrigo Moreno, doğa tarafından yazılı olmayan kuralları konmuş bir arınmayı kutsuyor. Bu kuralların en belirgini teslimiyet. Román kendini bu yeşile, toprağa, suya, yeni tanıştığı arkadaş grubuna, Norma'ya teslim edince, kendisini teslim almış olan yaşadığı şehir hayatı, eşi, işi ona daha kolay terk edilebilirmiş gibi görünüyor. Özgürlüğün, gönüllü teslimiyetin, farklı bir ten arzusunun insan ruhu üzerindeki değişkenliği, gitmekle kalmak, serbest bırakmakla bağlanmak arasındaki ayrımın stabilliğine karışıyor. Román, ait olduğu yer, zaman ve kişi hakkında kimine göre basit, kimine göre varoluşsal bir ikilem içine düşüyor.


Moreno, bu şekilde dümenini başka bir rotaya kırdıktan sonra yine beklenmedik bir hamleyle filmini bir miktar başa sarıp, bu defa Morán'a yakın girmeye başlıyor. 3,5 yıl sonra zengin bir adam olarak hapisten çıkmayı planlayan Morán'ı teslim olduktan sonra bırakmış, Román'ın yaşadıklarına bakmıştık. Zamanda geri giden Moreno, bu defa Morán'ın teslim olmadan önce neler yaptığına dönüyor. Kronolojiyi bozarak bazı belirsizlikleri giderdiği gibi, hayatında köklü bir değişiklik yapmak için hapse girmeyi bile göze alan Morán'ın özgürlük, aidiyet, aşk taleplerinin bulacağı karşılıkları bekliyor. Bekliyor diyoruz çünkü Moreno'nun her iki karakteriyle ilgili belli bir planı yokmuş, onları film içinde kendi hallerine bırakmış, o da bizim gibi olacakları merak ediyormuş gibi adeta. Başlangıçta soygun, saklanan para, bölüşme planı vs. derken bir suç yapımı sandığımız şey, aşama aşama bir taşra masalına dönüşüyor. Coen kafasından çark etmek, üstelik çok da iyi giderken çark etmek cesaret işi. Ama bu defa yumuşak geçişlerle sinema tarihine ait başka kafalarda geziniyor film. Bu dönüşüm mantığı, sadece filmin genelinde değil, bazı bölümlerin kendi içinde de görülüyor. Örneğin Morán'ın hapishane günleri tipik iç sıkıntıları ve zorbalıkla başlasa da, edebiyatla devam ediyor. Román tıpkı No Country For Old Men'deki Llewelyn Moss gibi bir çanta dolusu parayla ne yapacağını bilemez bir şaşkınlıkla başlasa da, bir Nuri Bilge Ceylan karakteri gibi sessizce hayatına nelerin anlam kattığını sorgulayıcı bir pozisyonla devam ediyor.

Morán - Román anagramı (hatta Ramón diye bir yan karakter bile var), aynı iş yerinde çalışmak dışında normalde hiçbir ortak yanı olmayan bu iki adamın görünürde suç ortağı olmalarına rağmen bir elmanın iki yarısı misali aynı coğrafyadan geçip aynı duyguları yaşamaları, aynı kadından etkilenmelerini de tarif ediyor. Norma (ki onun da kız kardeşinin adı Morna) iki adamın kesişmeyen kesişme noktasındaki tutkuyu, geleceği, özlemi duyulan yeni bir hayatı temsil ediyor. Rodrigo Moreno, üç saat içinde hayatın içinde birden fazlamızın aynı yollardan geçip, aynı plağı dinleyip, aynı sularda yüzüp, aynı kişiyle sevişme ihtimallerimizin masalını anlatıyor. Sanki önce bir roman yazacakmış ama son anda vaz geçip bir film çekmiş gibi anlatıyor masalını. Bir yönetmenin kendi yazıp yönettiği filmiyle, hele de filmin finaliyle ilgili açıklaması merak edilir. Ama kimi seyirci de bu açıklamayı duymamış ya da bilerek dinlememiştir. Kendi çıkarımlarını yapar ve bundan memnundur. İşte Los delincuentes bu benzersiz masalın başını, ortasını, sonunu seyircisine bırakmış ya da hediye etmiş adeta. Daniel Elías ve Esteban Bigliardi birer oyuncu olarak çok büyük işler yapmıyorlar belki. Ama bu iki sıradan kurmaca karakteri kurmaca olmaktan çıkarıp baştan sona çok iyi taşıyor, oldukları, olmak istedikleri, dönüştükleri ne varsa çok iyi temsil ediyorlar. Los delincuentes, izlediğimiz en ilginç soygun filmlerinden biri olduğu kadar, izlediğimiz en tuhaf aşk üçgenlerinden biri de olabilir. Ayrıca içinde "başa bela para dolu çanta" olup da bu kadar şiirsel, bu kadar kırılgan olabilen hiçbir şey izlememiş olma ayrıcalığı da yaşayabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder