8 Mart 2015 Pazar

Begin Again (2013)


Yönetmen: John Carney
Oyuncular: Keira Knightley, Mark Ruffalo, Hailee Steinfeld, Catherine Keener, Adam Levine, James Corden, Yasiin Bey, CeeLo Green
Senaryo: John Carney
Müzik: Gregg Alexander

2006 yılında yazıp yönettiği Once ile harika bir bağımsız müzikal drama imza atan İrlandalı John Carney, aradaki 1-2 önemsiz işi saymazsak Begin Again ile uzun bir ara sonrasında müzik temalı muğlak romantizm esintilerine geri dönüyor. Yıllarını verdiği müzik sektöründe yapımcı ortağı Saul ile anlaşmazlığa düşerek kurdukları şirketten ayrılan Dan ve popüler müzisyen sevgilisi tarafından aldatılan, kendisi de amatör ruhlu bir müzisyen olan Gretta'nın yollarının kesişme hikayesi olan Begin Again, Once ile fiziksel görünümleri ve bazı huyları farklı iki kardeş gibiler. Zor da olsa Begin Again ile ilgili bir yazının Once'ın  gölgesinden kurtulması gerek. Aksi taktirde bazı noktalarda ister istemez puanı kırılacaktır.

John Carney, bu kez daha bütçeli, daha yıldızlı, daha hareketli ve Amerikalı bir filmle karşımızda. Bunu bilerek yeni bir Once beklemek yersiz. Kaldı ki Begin Again'in kendi kendine iyi bir film olduğunu anlamak için ana akım sinema modunda izlenmesi uygun olur. Bu sayede o türün üzerine çıktığı anların tadına varmak daha da kolaylaşacaktır. İş ve özel hayatları sorunlu (ki bu sorunlu ifadesi Amerikan filmlerinde bazen içi boşaltıldığı için "keşke biz de böyle sorunlu olabilsek" dedirtebilir) iki müzisyenin müzik sayesinde hayata tutunma, hayattan keyif alma gayretleri Carney'nin sevdiği bir konu. Ama burada Once'tan farklı olarak, müziğin amaçlara ulaşabilmek için bir araç muamelesi gördüğü anlar daha belirgin. Yine de Gretta'ya albüm yapma amacı etrafında toplanmış bir grup müzisyenin gerilla yöntemlerle New York'un tanınmış mekanlarında kayıtlar yapması fikrinin orijinalliği (gerçi bunu daha önce yapmış gerçek müzisyenler de var), bu araç olma sevimsizliğini ortadan kaldırıyor.


John Carney, bu müzikal ve dramatik çevre düzenini kurarken "bir yıldız doğuyor" hikayesini özgürlük anlamında "bir birey doğuyor" ile dengelemekte çok başarılı. İyi anlaşmalarına rağmen ünlü erkek arkadaşının gölgesinde kalan, sonra da aldatılan Gretta'nın batmak üzere olan yapımcı Dan ile kayıtlar yapma süreci filmin en eğlenceli anlarını oluşturuyor. Bu sürece adı bir türlü konamayan romantik bir boyut katmak da filmi o kanalda zinde tutmayı başarıyor. Mesela Dan ve Gretta'nın çift çıkış sağlayan bir kablo yardımıyla telefonlarındaki şarkı arşivini New York sokaklarında paylaştıkları sahneler, filmin duygusal yapısında müziği önemli bir konuma koyan orijinallikte. Gretta'yı ilk kez sahnede şarkı söylerken gören Dan'in onun performansını diğer enstrümanlarla hayal ettiği sahne de öyle. Fakat çoğunlukla dramatik yapılanmada beliren bazı unsurlar, yer yer filmi dağınıklaştırıyor. Örnek olarak, Dan'in sözde asi kızı Violet ve boşandığı eşi Miriam, sırf Dan dul bir baba gibi görünsün, öyle davransın diye var olan özelliksiz karton karakterler. Gretta cephesinde ise oyuncu olmayan Adam Levine'ın yarattığı ikna sıkıntısı ve Keira Knightly ile kimya uyuşmazlığı göze batıyor.

Her ne kadar Once ile karşılaştırmak istemesek de, müzik kalitesi yönünden Begin Again, Once'ın çok gerisinde diyebiliriz. Knightly'nin seslendirdiği iki şarkı haricinde, Once'ın yağmur bulutları yüklenmiş o İrlanda folk rock ruhunun filme doğrudan sirayet eden hüznü / coşkusu / tutkusu Begin Again'de yok. Müzik odaklı bir John Carney filminin soundtrack'i için vasat Amerikan pop rock şarkıları yazılması da tam bir hayalkırıklığı. Oyunculuk yönünden de nasıl biliyorsanız öyle olan birer Mark Ruffalo ve Keira Knightly mevcut. Bu tip göreceli pozitif ve negatif özelliklerine karşın özellikle müzikal anlarıyla keyifli (ama bence kalıcı olmayan) bölümler sunan, ayrıca basmakalıp bir Hollywood finaline yüz vermeyen Begin Again, görülmesi zaman kaybı sayılmayacak bir film.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder