18 Nisan 2015 Cumartesi

İtirazım Var (2014)


Yönetmen: Onur Ünlü
Oyuncular: Serkan Keskin, Hazal Kaya, Öner Erkan, Osman Sonant, Umut Kurt, Büşra Pekin, Serdar Orçin, Mustafa Kırantepe, Erkan Kolçak Kostendil, Özgür Çevik, Sırrı Süreyya Önder, Tansu Biçer, Güler Ökten
Senaryo: Onur Ünlü
Müzik: Ahmet Kenan Bilgiç, Okan Kaya, Taner Yücel

Bir camide namazın ortasında sırtından tabancayla vurulan çevre esnaflarından biri olay yerinde ölür. O esnada namaz kıldıran imam Selman Bulut, katili kılpayı gözden kaçırır. Burnunun dibinde işlenen cinayetten etkilenen imam, hem yanında çalışan genç müezzin Efraim'in şüpheli hareketleri, hem de kendi hesabına yatırılan yüklü miktarda para yüzünden bu olayı kendi yöntemleriyle araştırmaya karar verir. Tabii mesele, bir polisiyede olması gerektiği gibi daha derinleştikçe ve bol karakterli olunca bana göre son yılların en iyi yerli filmlerinden birinin içinde olduğumuzu anlarız. Bu değerlendirme polisiye kara komedi unsurlarından keyif alanlar için geçerli. Bu filmi Onur Ünlü'nün yazıp yönetmesi (Sırrı Süreyya Önder'in de katkılarıyla) benim için ayrıca önemlidir. Çünkü İtirazım Var, bazı aksaklıklarına rağmen nihayet Onur Ünlü'nün beğendiğim tek filmi oldu.

Bir önceki Sen Aydınlatırsın Geceyi bile birçok pozitif özelliğine ve zengin siyah beyaz görselliğine karşın kekremsi bir tat bırakmıştı. Kafası karışık, iki şarkılık repertuarını gereksiz uzunluktaki ağır çekimlerle döndürüp duran, hayranlık yaratan fantastik konusu ve şiirselliğini bir süre sonra boğucu hale sokan film, belki amaçladığı şeyi gerçekleştirmişti. Ama Onur Ünlü kafası dediğimiz sıradışı fikirlerin senaryolaşmış hali, İtirazım Var'da bu kez örneklerini yabancı ana akım sinemada daha sık gördüğümüz, ayakları yere basan zeki polisiye örgüsünde şansını deniyor. Cinayet mekanı bir cami, hikayenin karizmatik dedektifi de bir imam olunca zaten var olan malzeme, cesurca kullanılmayı bekleyen bir potansiyeli de elinin altında tutuyor. Onur Ünlü de ölçüyü kaçırmadan ama lafını da esirgemeyen bir sertlikle o potansiyeli çok iyi değerlendiriyor. Tabii gösterime gireceği sırada +18 cezasını da yemişliği vardı.


Onur Ünlü'nün Sherlock Holmes'ten, Hercule Poirot'dan, Komiser Maigret'den, Philip Marlowe'dan ya da buna benzer dedektif figürlerinin maceralarından yaptığı çıkarımları beyaz cama uyarlarken yerel motivasyonları evrensel polisiye sinema üslubuna kurban etmemesi, tam tersi, evrenseli yerelin hizmetine sunması filmin en önemli başarılarından biri. Hedef şaşırtmaya veya olayın katmanlaşmasına katkı sağlayan yan karakter bolluğunun ana karakterin etrafında toplanış şeklindeki tertip düzen, Onur Ünlü kafasıyla kafa kafaya verince ortaya çok güçlü bir kara mizah enerjisi çıkıyor. Ünlü, daha öncesinde kendi kurduğu dünyalarda kendi kafasını yaşarken, İtirazım Var'da temeli eskilere dayanan kurulu bir alanda o kafayı yaşıyor. Buradan da Ünlü'nün film yazıp çekerken kendine has diyebileceğimiz bir kontrol şeklini elden bırakmaması gerektiğini düşünebiliyoruz. Zira hikaye akışında katilin kim olduğu sorunsalını dahi unutturacak derecede enteresan bir baş karakter tasarımı, Ünlü'nün kendine haslığı kadar, farklı disiplinlere olan özeninden de kaynaklanıyor.

Cinayetin en bariz şüphelisi, yakadan düşmeyen bir polis, geri planda etkisiz kalsa da bir famme fatale, onunla işbirliği içindeki bir başka adam, gizemli bağlantılar, dedektife yardımcı olan veya cinayetle uzaktan bağlantılı olan, farklı kanallardan cinayet motivasyonuna sahip yan karakterler Selman Bulut'un etrafını gayet iyi çevreliyorlar. Ama ilahiyat yanında siyaset bilimi de okumuş, sonra antropoloji üzerine yüksek lisans yapmış, İncirlik üssünde tabur imamlığı görevinde bulunmuş, bağlama çalmayı öğrenmek için Sivas'a tekrar dönmüş, gençliğinde boks yapmış, cep telefonu mesajlarıyla gizemli biriyle satranç oynayan Selman Bulut bir imama dair kusurlarıyla kusursuz bir film karakteri. Serkan Keskin'in devleştiği, adeta tek kişilik şov yaptığı İtirazım Var, özellikle Osman Sonant, Serdar Orçin, Öner Erkan performanslarıyla da oyunculuk yönünden zenginliğini katlıyor. Roman olsa zevkle okunur diye düşündüren senaryo, kara komediyle harmanladığı polisiye dram katmanını oluştururken içinden Ebu Zerr, Oskar Kokoschka, Gustav Klimt, Yunus Emre geçen olağanüstü detaylarla, geçmişe ve günümüze çok manidar göndermeler içeren bir hakimiyet sunuyor. İngiliz'in Calvary'si, Macar'ın A nyomozó'su varsa, artık bizim de İtirazımız Var! Selman Bulut'umuz var!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder