Yönetmen: Yôjirô Takita
Oyuncular: Masahiro Motoki, Tsutomu Yamazaki, Ryoko Hirosue, Kazuko Yoshiyuki, Kimiko Yo, Takashi Sasano
Senaryo: Kundo Koyama
Müzik: Joe Hisaishi
Çello çaldığı orkestranın dağılması üzerine bir anda işsiz kalan Daigo, eşiyle birlikte büyük şehirden doğduğu kasabaya dönerek annesinden kalan kafe-eve yerleşir. Gazete ilanından bulduğu iş ile bir anda kendini gelenekler icabı ölüleri tabutlarına koymadan önce son yolculuklarına hazırlayan küçük bir cenaze şirketi çalışanı olarak bulur. Sürpriz sayılabilecek bir sonuçla 61. Akademi ödüllerinde En iyi Yabancı Film Oscar’ını kazanan Japonya yapımı Okuribito / Departures, Japon geleneklerinin ölüleri uğurlama merasimlerini temel alarak ölüm ve sonrası hakkında, yaşayan insanın içinde bulunduğu sakin, tedirgin, hüzünlü ve korkulu ruh hallerini yer yer mizahi öğeleri de kullanarak yansıtmaya çalışan bir dram.
Pek fazla suya sabuna dokunmayan, düzensiz ve biraz da gereksiz biçimde dış sese başvuran, temelleri yeterince sağlam atılmamış bir baba-oğul ilişkisini kozlarından biri olarak belirleyen (o kozu da gayet iyi kullanan) film, bu açılardan biraz dağınık ve temposuz görünüyor. Kayıplarını ilginç bir seremoniyle defneden aileler, Daigo’nun fazla derinleşmeyen hayat muhasebeleri, çello çaldığı sahneler, taş mektubu ve dokunaklı final, Okuribito’nun etkili dramatik formüllerini oluşturmakta. Kendisi için fazla sorun yaratmayan, yarattığı sorunları da hüzünlü bir kalıba sokup kimi zaman basit, kimi zaman iyimser müdahalelerle çözen ilk uzun metraj senaryosuyla Kundo Koyama, ölümün aslında bir yeniden doğuş olduğu felsefesiyle üzgünlüğüne ümit de eklemiş.
Mülayim bir çellist olan Daigo’nun yeni mesleğine alışma sürecinin hızı, anlayışlı eşi Mika’nın Daigo’nun mesleğini öğrendikten sonra onu sebepli terk edişi ile sebepsiz geri dönüşü, Daigo’nun kayıp babasının kaybolma gerekçelerindeki tutarsızlıklar gibi senaryo zaaflarına rağmen, filmin kendini tüm bu zaaflardan süzerek yarattığı bitkin ve efkarlı olduğu kadar huzurlu atmosferi, bu eksiklikleri bir şekilde izleyicinin kendi aklında tamamlamasına şans tanıyor denebilir. Bu atmosferin oluşmasında ise tecrübeli yönetmen Yojiro Takita ve görüntü yönetmeni Takeshi Hamada’nın görselliğinin, Joe Hisaishi’nin güçlü müziğinin ve başrol oyuncusu Masahiro Motoki’nin bazen yapmacık, çoğu zaman sade oyununun (bu sayede sağladığı özdeşleşme kolaylığının) etkili olduğu da bir gerçek. Kaliteli dram seven izleyenlerin şans vermesi pişmanlığa yol açmayacaktır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder