8 Mayıs 2010 Cumartesi

Be Kind Rewind (2008)


Yönetmen: Michel Gondry
Oyuncular: Jack Black, Mos Def, Danny Glover, Mia Farrow, Melonie Diaz, Irv Gooch, Chandler Parker
Senaryo: Michel Gondry
Müzik: Jean-Michel Bernard

Michel Gondry, reklam filmleri, kısa filmler, video klipler derken uzun metraj dünyasına adım atmış ve Charlie Kaufman ile beraber hikayesini yazdığı Eternal Sunshine Of The Spotless Mind’ı kendine özgü bir tarzla çekerek adını daha geniş kitlelere duyurmuştu. Zaten Gondry tam bir tarz adamı. Özellikle video kliplerinde yarattığı fantastik, absürd ve gizemli atmosferleri ilginç yöntemlerle bir araya getiren, yaratıcı fikirlerle o atmosferi daha da şenlendiren, alışılmadık olanın peşinde bir insan Gondry. Kliplerinin, reklam filmlerinin, onların kamera arkalarının ve çeşitli röportajların toplandığı The Work Of Director: Michel Gondry DVD’si hem Gondry’yi, hem de tarzını daha yakından tanımak için ilginç bir fırsat olabilir.

Gondry’nin sinema serüveninin de bu tarzdan gerek konu, gerekse teknik bakımlardan bolca yararlanan bir anlayış içinde olduğu rahatça görülebilir. Eski sevgilisini unutmak için hafızasını sildirmek isteyen bir adamın, gerçek yaşamı ile rüyaları birbirine karışmış bir gencin ve bozulan video kasetlerdeki filmleri kendi imkanlarıyla yeniden çekmeye kalkan insanların çılgınlıklarından oluşan hikayeleri filme almak da çılgınca olduğu kadar Gondry vizyonunun genişliğine ve cesaretine işaret etmekte. Bu sıra dışı temalardan hareket ederek sulu bir komediden, yürek burkan dramlara kadar uzanan geniş anlatım biçimleri mevcut iken, Gondry’deki yansımalar, farklı disiplinlerde denenmiş yönetmenliğinin ustalıkları ile yerinde duramayan bir hayalgücünün birleşiminden şekil buluyor.

Be Kind Rewind, Michel Gondry’nin önceki filmlerindeki gibi ortak bir ruh hali barındırıyor aslında. DVD ve VCD öncesi kuşağın dimağlarında artık tatlı bir nostalji olarak kalmış video kaset dönemine ait bazı ayrıntılara kısa süreli geri dönüşler yaşatan bir sevimlilik mevcut filmde. Hoş, o ayrıntıların çoğunu görmek mümkün olmuyor filmde. O dönemde izlenmiş, adı sanı çoktan unutulmuş çoğu aksiyon, korku, gerilim, komedi filminin daha popüler yakın örnekleri parodileştiriliyor. Ama seçilen Robocop, Ghost Busters, Rush Hour, Driving Miss Daisy, The Lion King örneklerinin kiralanma oranlarının fazlalığından başka, bu filmlerin tutmuş oldukları tür köşeleri vesilesiyle de Gondry’nin çok yönlü remake fantezisine çeşitlilik sağlaması açısından bir meydan okuma sayılabilir. Çünkü Gondry bugüne kadar farklı formatlarda gerçekleştirdiği çalışmalarıyla her türe hakimiyet sağlayabileceğini kanıtlamış bir yönetmendir bana göre. Ama tek bir farkla: Onları Gondry’ce çekmek!


Adam Sandler veya Ben Stiller filmleri tarzında yaratıcı fantastik bir fikirden yola çıkmış, ama bir Hollywood basmakalıbı olmuş filmlerin kendilerini işleme yöntemleri Gondry’ninkilerden çok farklı. Gondry’nin çalışmaları bir Hollywood komedisinin veya romantik komedisinin olası etkilerini seyircisine doğrudan aktarmaz. Örneğin kliplerindekine benzer bir hayal dünyası yarattığı La Science des rêves’den farklı olarak, Be Kind Rewind’ın kıvrak zeka ürünü eğlenceli skeçlerle süslendiğini görüyoruz. Video kaset zamanının popüler filmlerine olan romantik yaklaşımlara bu denli bir alternatif getirmek, aslında günümüzde eş dost sohbetlerinde bu filmlere hafif tepeden bakar hale gelmiş kimselerin düşündüklerinin farklı bir yöntemle hayata geçirilmesi şeklinde algılanabilir. Zamanla beraber teknoloji de değişiyor ve bu değişim, hayalleri de etkiliyor. O dönemin tanınmamış isimsiz filmleriyle veya Be Kind Rewind’da anılanlarla iyi-kötü bir bağ kurabilmiş seyircilerin Gondry’nin hassasiyetini anlayabilmesi, kendisini öteki sinemaya tamamen kapatmış, akademik kaygılara takıntısı olanlara nazaran daha kolay olacaktır muhtemelen. Kaldı ki Gondry, içine dahil olunduğu vakit daha kolay erişilebilir kendi entelektüel bakış açılarını yansıtmaya muktedir filmler çekiyor.

Eternal Sunshine Of The Spotless Mind, La Science des rêves ve Be Kind Rewind rahatlıkla Hollywood gişe kurallarına göre şablonlaştırılabilir konulara sahip yapımlar. Eskiden durum daha vahimdi. Neredeyse yılda bir kez Groundhog Day gibi bir film yapma girişimi ya çıkar, ya çıkmazdı. Gondry’nin uzun metraj öncesi geçmişinin sağladığı estetiğin kendini tamamen piyasa hakimiyetine teslim etmeyişini görmek sevindirici. Orijinal hikayelerine sahip çıktığı kadar, onları bir üst boyuta taşıyacak yaratıcı fikirlere ve kendi el yapımı büyüleyici görselliğine de aynı ölçüde önem veriyor. Teknik olduğu kadar komik bir hata yüzünden küçük video dükkanındaki bütün filmlerin silinmesi, DVD piyasasına direnen eski kafalı patronlarının korkusu yüzünden kendi imkanlarıyla o filmlerin kilit sahnelerini yeniden çekmek isteyen dükkan çalışanlarının eğlenceli yaratıcılıkları, tam da Gondry’nin sinema sanatını algılayış biçiminin bileşenlerinden en önemlisini oluşturuyor. Tıpkı dünyanın en kötü filmlerini çekmiş Ed Wood’un gayretlerinin modern teknolojinin devasa gölgesinde kültleşmesi, arşivci veya bağımsız beğenilere sahip izleyici kitlesinin yeraltı zenginliklerine duyduğu saf ilginin yıllar boyu hiç yok olmaması gibi. Gondry’nin sinema temalı bir sinema filmi çekmesi, artık sinemalarda gösterilmeyen filmlerin amatör remake skeçler şeklinde mahalle sakinlerine ve yeraltı sinefillerine sunulma içtenliği kadar önemli bir olay. Belki bu yüzden “sinema için sinema” teması Gondry’siz olmazdı.


Öte yandan, Be Kind Rewind’ın remake furyasıyla inceden alay edişi veya video kaset romantizmine ev yapımı bir saygı duruşunda bulunması ne kadar “Gondry’ce” ise, onu teknik yetkinliğinden sıyırıp robotlaşmasını önleyen hikayeci kişiliğinin en mühim özelliğinden mahrum bir film Be Kind Rewind: Aşk!... Filmin derdi tabiî ki bu değil. Fakat sadece iki filmle aşkın sıra dışı binbir halinden sadece ikisini müthiş bir yoğunlukla pişirmiş ve demlenmesi için zamana bırakmış Gondry’nin bizi alıştırdığı karmaşık duygusal denklemlerin eksikliği Be Kind Rewind’da çok fazla hissediliyor. Yine de Gondry’nin derdi ne olursa olsun, o derdi anlatma yönünde sağa sola sapmayan bir denge arzusunda olduğu aşikar. Bu filme bir aşk hikayesi yerleştiremeyeceğinden değil. Ama yerleştirdiğini düşündüğümüzde o dengenin ne derece dengeli olacağının analizi de bize kalıyor.

Be Kind Rewind zaten derdi ve dengesi olan bir film. Sadece iki insanın birbirlerine olan tutkusu yerine bu kez sözünü ettiğimiz mahalle kültürünün, eskinin nostaljik birleştiriciliğinin sembolü niteliğindeki alternatif/bağımsız/amatör bir video faaliyetine sahip çıkışıyla sinema şemsiyesi altında birleşmesinin samimiyeti var. Gondry o samimiyeti Bloc Party belgeseliyle müzikte yakalamaya çalışmıştı. İnsanlar bir zaman sonra sinemanın ve müziğin sentetik dayatmalarından sıkıldıklarında daha çiğ sorumlulukları olan işlere yönelirler. İşte Be Kind Rewind bu tür bir yönelmeye ihtiyaç duyan beğenilerde kendini daha kolay adlandırabilecek bir film. Sinemayı anlatan sinema filmlerinin modern kamera oyunları, çetrefilli filtre teknikleri sayesinde film içinde film duygusunu vermelerinin yanında, bunu mono ve demo bir içtenlikle sunma çılgınlığının sinema filmi olmuş hali Be Kind Rewind

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder