16 Mart 2020 Pazartesi

Honeyland (2019)


Yönetmen: Tamara Kotevska, Ljubomir Stefanov
Müzik: Foltin

Tamara Kotevska ve Ljubomir Stefanov'un yönettikleri Honeyland, Makedonya'nın Bekirlija köyünde kendi başına arıcılık yapan Hatidže Muratova'nın yaşadıklarını anlatan bir belgesel. 85 yaşındaki yatalak hasta annesi Nazife ile birlikte yaşayan, elektrik ve suyun olmadığı uzak ve tenha köyde günlük işleriyle uğraşan Hatice, geçimini sağlamak için yükseklerden aldığı petekleri evinin yakınına getirerek burada topladığı arılarının yaptığı balları 4 saatlik bir yolculuk sonrası Üsküp'te satan emekçi bir kadın. Bu zor ama huzurlu yaşantısı, karavanı, 7 çocuğu, eşi ve inekleriyle Türk göçebe çiftçi Hüseyin'in gelmesiyle yavaş yavaş bozulmaya başlıyor. Kalabalık ailesinin geçimi için hayvancılık yanında mısır hasatı da yapan Hüseyin, Hatice'den esinlenip kendi arı kolonisini kurarak arıcılığa da el atıyor. Fakat onun kolonisi Hatice'nin arılarını yok etmeye başlayınca sorun çıkıyor. 2005'te başlayıp üç yıl boyunca 400 saatlik çekimler yapan yönetmenler ve ekip, ilk başta belgesel teması olarak Kuzey Makedonya'daki Bregalnica nehri dolaylarındaki yerleşim değişiklikleri ve o bölgedeki doğal kaynakların kullanımı olarak belirliyor. Ancak çekim bölgesinde Hatice Muratova ile tanıştıktan sonra bu temanın Hatice başrolünde işlenmesi fikrini benimseyerek ona teklifte bulunuyorlar. O da bu temanın bir parçası olup kendi yaşantısı dahilinde dünyaya bu iklimi tanıtabilmek adına belgesele dahil olmayı kabul ediyor.

Kotevska ve Stefanov belgeseli bütünüyle Hatice ve annesiyle olan yaşantısının üzerine kurmayı planlarken, plana dahil olmayan Hüseyin ve kalabalık göçebe ailesinin Hatice'ye komşu olmaları karşısında yeni bir strateji belirlemişler. Bunun üzerine hem Hatice, hem de göçebe aile bu belgesel mevzusuna gönüllü olmasa da, zamanla yönetmenlerin ve film ekibinin varlığına alışmışlar. 2017'de Lake Of Apples adında bir kısa belgesel tecrübesi olan yönetmen ikilisi de adeta varlıklarını unutturarak her sahnesi organik olağanüstü görüntüler elde etmişler. Hatice'nin annesiyle olan konuşmalarından 20'nin üzerinde sahne çekmelerine rağmen, Hüseyin ve ailesinin gelmesiyle bunların 5-6 tanesini filme ekleyen yönetmenler, bu hamleleriyle belki de belgeseli olası bir tekrardan kurtarmışlar denebilir. Ailesi için durmadan çalışan, Hatice'den gördüğü arıcılık işine giren Hüseyin'in acemilikleri, yerinde duramayan çocukların sefalet içindeki mutlu yaramazlıkları, bir yanda yeni doğan buzağılar, bir yanda bakımsızlıktan ölenler, her tarafta sürekli çalışan arılar. Hatice'nin alt üst olan rutini içinde artık kaçınılmaz biçimde bu aile de yer alınca o da çaresizce bu duruma uyum sağlayıp kaynaşıyor. Annesiyle sevgi dolu kısa konuşmaları, ailenin çocuklarıyla şen şakrak ilişkileri, Hıdırellez şenliklerindeki neşesi, kendi başına kaldığı anlarda tek kelime etmeden konuşan yalnızlığı ile türlü hallerini izlediğimiz Hatice'nin yürek burkan, ama enerjisi ve azmiyle hayranlık uyandıran hayatı tüm doğallığıyla belgesele yansıyor. Kuzey Makedonya'daki Türk azınlığın töreleri, ailenin son kızı evlenip yuva kurmaz, onlar ölene kadar bakar dediğinden, içindeki yuva ve çocuk özlemini de gördükten sonra ona olan hissiyatımız iyice artıyor.

Honeyland, arılar sayesinde ekosistemdeki dengenin sağlanmasına yönelik kendi minimal çerçevesinde çok çarpıcı örneklendirmeler yapma fırsatı buluyor. Hatice'nin bal topladıktan sonra arılarına "yarısı bana, yarısı size" diyerek paylaşması ona atalarından kalmış bazı temel prensiplere dayanıyor. Arıların uçmak ve çiftleşmek için gerekli enerjiyi yine kendi ballarıyla beslenerek elde ettikleri bilgisi nesilden nesile aktarılarak Hatice'ye kadar ulaşmış. O da bu anlaşmaya sadık kalarak her bal toplayışında sanki arkadaşlarıyla, çocuklarıyla paylaşır gibi arılarla birlikte balını yiyor. 2019'da hem En İyi Belgesel, hem de Uluslararası Film dallarında Oscar adaylığı kazanan Honeyland, çeşitli festivallerden 32 ödül ve daha fazlası kadar da adaylık aldı. Bir buçuk saatlik süresi içinde kendi çapında iklim değişikliği, arı nüfusunun azalması özelinde biyolojik çeşitlilik kaybı, ekosistem içinde denge sağlanması, gelenek göreneklerin çevre bilincine etkileri, doğal kaynakların sömürülmesi, tüketim alışkanlıkları / prensipleri gibi konulara temas eden Honeyland, dünyanın en faydalı besinlerinden birinin arkasındaki arı ve insan emeğinin izini sürüp onu buluyor. Tarafların yazılı olmayan karşılıklı bir anlaşmaya dayalı kolektif çabalarıyla yıllar boyu korunan bu emek, tüm saygıları hak ediyor. Tabii belgeselin irili ufaklı parmak bastığı bu temaların ötesinde tüm fedakarlığı, çalışkanlığı, bazen güçlü, bazen de güçlü durmaya çalışan kişiliğiyle Hatice Muratova'nın kültürel ve insani zenginliği de en doğal, en saf, en temiz haliyle belgesele damgasını vuruyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder