22 Mart 2019 Cuma

AlphaGo (2017)


Yönetmen: Greg Kohs
Müzik: Volker Bertelmann

Google tarafından satın alınan İngiliz yapay zeka firması DeepMind’ın geliştirdiği Go oyunu yazılımının, 18 şampiyonluğu bulunan dünyanın 1 numaralı Go oyuncusu Lee Se-Dol ile yaptığı 5 maçlık seriyi konu alan Greg Kohs belgeseli AlphaGo, bu serinin öncesini, sürecini ve sonuçlarını çok iyi işlemiş bir yapım. Antik Çin'de bulunmuş, Uzakdoğu'da çok değer verilen, okullarda çocuklara küçük yaşlarda öğretilmeye başlanan, yaklaşık 3000 yıllık bir geçmişe sahip Go oyununun DeepMind tarafından bu meydan okuma için seçilmiş olması boşuna değil. En komplike masa oyunlarından biri olan satrançtan bile daha karışık hale gelebilen Go, her ne kadar prensipleri belgeselde kabaca ifade edilse de, stratejileri oyun esnasında belirlenen, rakibi sıkıştırma, çaresiz bırakma ihtimalleri kestirilemeyen, uzun süren, oyuncuyu hırpalayan bir oyun. Bu sebepten DeepMind için bu maç serisi uzun süreli çalışmaların nasıl sonuç verdiğini görmek açısından büyük önem taşıyor.

AlphaGo’nun kurucusu ve Deepmind CEO'su Demis Hassabis'in öncü olduğu yapay zeka araştırmaları yapan ekip, Go alanında kendini test etmek için önce üst üste dört yıl Avrupa şampiyonluğu kazanmış Çin asıllı Fransız profesyonel Go oyuncusu Fan Hui ile beş maçlık bir seri için anlaşıyor. AlphaGo’nun bu seriyi rahat bir şekilde 5-0 kazanması üzerine Fan Hui'nin bu görünmeyen zekaya karşı aldığı yenilgiyi değerlendirişi, sorgulayışı, kabullenişi aslında belgeselin değinmeye çalıştığı noktalardan biri. Gözünü daha büyük bir rakibe diken AlphaGo ekibi bu defa dünyanın 1 numarası olan Lee Se-Dol'a teklif götürüyor ve olumlu yanıt almasıyla tüm dünyanın gözü yeni bir 5 maçlık seriye çevriliyor. Ekip bu karşılamanın öncesinde Fan Hui'ye teklif götürerek onun tecrübesinden yararlanmak için elini bir miktar güçlendiriyor. Uzun yıllar bu oyuna kendini adamış Lee Se-Dol, işinin kolay olduğunu düşünse de, karşısında binlerce hamle ilerisini görebilen, ihtimalleri saniyeler içinde analiz edip süzgeçten geçirerek oynayan sıradışı bir rakip bulunuyor.

AlphaGo ve Lee Se-Dol arasındaki müsabaka, satranç ustası Garry Kasparov ve IBM’in Deep Blue isimli satranç bilgisayarı arasında 1996'da düzenlenen 6 setlik maçı akıllara getiriyor. Kasparov'un Deep Blue’yu 4-2 yendiği bu seriden sonra IBM Deep Blue’yu, Deeper Blue olarak geliştirmişti. 1997'de yapılan rövanşta bu kez Deeper Blue'nun Kasparov’u 2.5 a karşı 3.5 puanla yenmesi üzerine Kasparov hile yapıldığını iddia etmiş, IBM, Kasparov'un yeni maç teklifini reddedip Deep Blue projesini sona erdirmişti. Siyah ve beyaz taşlarla oynanan Go ise, teorik olarak rakibin taşlarını kendi taşlarınızla çevreleyip, onu kendi taşlarından feragat etmeye zorlamak üzerine bir oyun. AlphaGo ve Lee Se-Dol arasındaki dramatik maçın sonucunu filme saklamak daha iyi. Ama belgesel, AlphaGo’yu yaratanın da insan zekası olduğu gerçeği ile, görünmeyen bir rakibin ürkütücü varlığının gelecekte nasıl farklı alanlarda boy gösterebileceğinin bilinmezliği arasında seyirciyi asılı bırakma becerisine sahip. Yapay zeka ile ilgili gelecekte başka belgeseller, filmler olacaktır. AlphaGo, bu geleceğin en güçlü ayak seslerinden biri.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder