17 Temmuz 2018 Salı

Avengers: Infinity War (2018)


Yönetmen: Anthony Russo, Joe Russo
Oyuncular: Robert Downey Jr., Chris Hemsworth, Chris Evans, Benedict Cumberbatch, Mark Ruffalo, Scarlett Johansson, Tom Holland, Chris Pratt, Zoe Saldana, Dave Bautista, Chadwick Boseman, Paul Bettany, Elizabeth Olsen, Sebastian Stan, Pom Klementieff, Don Cheadle, Anthony Mackie, Karen Gillan, Tom Hiddleston, Letitia Wright, Danai Gurira, Peter Dinklage, Idris Elba, Benedict Wong, Benicio Del Toro, Carrie Coon, William Hurt
Senaryo: Christopher Markus, Stephen McFeely
Müzik: Alan Silvestri

Stan Lee ve Jack Kirby'nin temellerini attığı Marvel Evreni'nin Marvel Cinematic Universe (MCU) yolculuğundaki en mühim noktası olan Avengers: Infinity War, ilk bölümüyle beklendiği gibi infial yarattı. Öncesinde 18 film bulunan bu evren, süper kahramanları önce solo filmleriyle tanıtmaya başlamış, sonrasında iki Avengers filmiyle birleşmeye giden rotaya girmişti. İki adet Guardians Of The Galaxy filmiyle de başka bir ekibin doğrudan birleşmesini konu almıştı. Çizgi romanlardaki işlenişe sadık kalınan bölümler kadar, bazı değişikliklerle onların MCU normlarına uyarlanması da söz konusu. Tüm bu filmlerde ucundan kıyısından 6 adet sonsuzluk taşının iyi ve kötü kahramanlar arasındaki yolculuğuna da tanık olduk. Bu taşların hepsini ele geçirerek Yenilmezler'in bile yenemeyeceği sonsuz güce sahip olmak isteyen Thanos'u ise çoğunlukla after credit sahnelerde gördük. Vision'ın alnındaki Zihin Taşı, Dr. Strange'in boynundaki kolyede bulunan Zaman Taşı ve Vormir denen bir yerdeki Ruh Taşını da elde ederek nihai amacına ulaşmak isteyen Thanos'u durdurmak, bu filme kadar izlediğimiz tüm Marvel yapımlarında anlatsak roman olacak olaylar dizisinin sonucunda her biri bir yere savrulmuş süper kahramanların tekrar biraraya gelmeleri halinde mümkün olacak sanıyoruz. Ama sadece sanıyoruz. Çünkü bu o kadar kolay görünmüyor. Zira bu kez karşımızda hiçbir Marvel filminde görmediğimiz kadar zalim, derin, gizemli, karizmatik ve kafa karıştıran bir kötü var.

Infinity War, en son Thor: Ragnarok'un after credit sahnesinde gördüğümüz üzere, Thor ve Loki'nin Asgard'dan kurtardığı halkıyla birlikte bindiği uzay gemisinin Thanos'un devasa gemisiyle karşılaşması sonrasında başlıyor. Bu karşılaşmanın trajik sürecini pas geçip, trajik sonuçlarıyla yüzleştiğimiz bölümde Thanos ve bir grup ihtişamlı kötüden oluşan Black Order'ın zalimlikleri sonucu bahtsız Thor yine uzaya savruluyor. Öte yandan, bir bardak suda fırtına yarattığını düşündüğüm Captain America: Civil War'un ardından çil sürüsü gibi dağılan Avengers ahalisinin Thanos'un eksik taşların peşinde olduğu gerçeği nedeniyle tekrar birlik olma çabalarını izliyoruz. Özellikle eksik taşları elinde tutan Dr. Strange ve Vision'ın Black Order ile mücadeleleri, kahramanların kendi iç hesaplaşmalarını, sorunlarını, zayıflıklarını bir kenara bırakıp kenetlenme süreçleri filmin Avengers kanadında yaşanan, kendi bünyesinde akıcı, abartısız ve makul yöntemlerle işleniyor. Fakat işin bir de Thanos kanadı var ki, bunca zaman after credits bölümlere hapsedilmiş, yarattığı gizemli tehditin bir gün mutlaka vuku bulacağı gerçeği bilinen bu süper kötünün MCU sularında nasıl yüzdürüleceği, Avengers: Infinity War'un en büyük merak konusuydu.


İlk kez 1973 yılında Jim Starlin tarafından yaratılıp Marvel çizgi roman evrenine dahil edilen Thanos, Titan gezegeninde doğmuş, çocukluğundan gelme travmaları olan, çok gelişmiş zihin gücüyle kozmik enerjiye hakim olabilen, istediği yere ışınlanabilen, askeri dehaya sahip, felsefeye düşkün, ölüme takıntılı (çizgi romandaki Ölüm karakterine sırılsıklam aşık), 446 kiloluk mor bir mutant. Bugüne dek süper kahraman filmlerinin kötü karakterlerinin türlü motivasyonları olduğunu gördük. En bilineni de dünyayı ele geçirmekti. Hemen hepsi de başarısız oldu, unutuldu gitti. Thanos da uzun ömrü boyunca gezegenler işgal etmiş, o gezegenlerdeki halkları katletmiş, evrenin hakimi olmak isteyen bir kötü. Ama sonsuzluk taşlarına sahip olmadan da gayet güçlü iken, taşlara sahip olduğunda bir parmak şıklatmasıyla evrenin yarısını yok etmek gibi bir amaca sahip olması, onu gelmiş geçmiş tüm Marvel kötüleri arasında sıradışı bir yere koyuyor. Gerçi o evrende tüm kötülerin atası olarak zaten en üstte yer alıyor. Bu motivasyon, bir yandan da filmi aşarak bambaşka tartışma ve teori alanları yaratıyor ki, Infinity War'un 10 yıllık bir serüvenin son durağı olması bu fikir çeşitliliğinin ışığında daha da anlamlanıyor. Peki Thanos neden böyle birşey yapmak istiyor? En önemlisi de bu düşüncesinde haklı mı?

Thanos'un geçmişte gezegeninin kaynaklarının kuruması ve işe yaramaz bir hale gelmesi neticesinde bu durumdan etkilenip, bundan böyle ele geçirdiği gezegenlerdeki nüfusun yarısını yok ederek denge sağlamak gibi bir düşüncesi var. Ona göre canlılar kendilerini kontrol edemiyorlar. Küresel ısınma, nüfus artışı, doğal kaynakların tüketilmesi, anlaşmazlıklar, savaşlar gibi sebeplere çare olacağı düşüncesiyle dünya nüfusunun %50'sinin bir parmak şıklatmayla yok olması fikri her bünyede farklı yankı buldu. Bu, Thanos tarafından da enine boyuna düşünülmüş bir çözüm gibi durmuyor. Dünya nüfusunun düz hesap 7 milyar 600 milyon olduğu düşünülürse, bir saniyede 3 milyar 800 milyon kişinin iyi-kötü, zengin-fakir, yetişkin-çocuk ayrımı yapılmadan yok edilmesinin sonuçları öngörülemez. İnsanoğlu olarak katil, hırsız, yalancı, duyarsız, bencil, cahil, ırkçı, hayvan düşmanı, doğaya ilgisiz, çocuk istismarcısı, empati yoksunu, din taciri, para kölesi olabiliriz. Elbette hepimiz öyle değiliz ancak öyle olanlarımız ve olmayanlarımız yüzyıllar boyu hep burun buruna yaşadı, yaşıyor. Thanos'un yöntemi kadar olmasa da dünyanın şu anki halinin her kulvarda bir balans ayarına ihtiyacı olduğu kesin. Zira hatalarımız çığrından çıkalı çok oldu. Bu bağlamda Thanos'un bir Marvel antagonisti olarak sempatik görülmesinin ardında gücü ve karizması kadar, yok olan %50'nin arasında sevdiklerinin de olabileceği ihtimalini umursamayıp, dünyanın selametini düşünen bir kitlenin romantik refleksleri de yatıyor. Nüfus arttıkça ihtiyaçların da arttığı, kaliteli yaşam standartlarının düştüğü, insanların kendini dine verdiği, cahilleştiği, akıl tutulmasına girip bir bitki gibi yaşadığı gerçekler düşünülürse, birilerinin değişim yaratacağına dair umutlar bu reflekslere sirayet etmekte güçlük çekmiyor.


Çizgi romanda Thanos bu kararı aşık olduğu Ölüm'ü etkilemek için alıyor. Neyse ki filmde böylesi saçma bir motivasyona prim verilmemiş. Ama Thanos'un, alelade bir Marvel kötüsü olarak işlenmediğini söylememize gerek yok. Tam tersi, şimdiye kadarki solo Marvel filmlerinde ve ilk iki Avengers filminde kimlerin ön planda olduğu belliyken, Infinity War'ın başrolü Thanos desek yanlış olmaz. Onun zalimliklerini, taşlar uğruna nelerden feragat ettiğini, Tanrıyı oynamasını görüyoruz. Ama yumruk yediğini, tuzağa düştüğünü, ölümden döndüğünü, acı çektiğini, ağladığını da görüyoruz. O kadar yıl ve sürüyle filmden sonraki tek amacın Thanos'un durdurulması üzerine olması boşa çıkmamış gibi hissediyoruz ki, bu az birşey değil. Hawkeye ve bir türlü Banner'ın içinden çıkamayan Hulk haricindeki bütün Marvel cemaatinin seferber olması, film öncesi nasıl bir rol dağılımı olacağı yönünde düşüncelere sevk ediyordu. Ama üç Captain America filmi ile Thor: The Dark World'ün senaryolarını yazmış Christopher Markus ve Stephen McFeely ikilisi, orijinal materyali de yadsımadan kilit kahramanları öne çıkararak bu kalabalığı dengeli biçimde organize etmeyi başarıyorlar. Kilit kahramanlar ise, Avengers'ta ağırlığını hep hissettiren Iron Man, Thanos'u alt etme planlarında hep aktif rol üstlenen ve bizim henüz görmediğimiz gelecekteki 14 milyonda bir ihtimali gören Dr. Strange, arı gibi çalışan Spiderman ve Ragnarok'ta eğitici bir varoluş seyahatinden geçen, burada da uzay boşluğuna savrulduktan sonra toparlanıp yine müthiş bir geri dönüş yapan Thor olarak göze çarpıyor.

The Winter Soldier ve Civil War'ı yöneterek sinematik evrene ısınan Anthony ve Joe Russo kardeşlerin yönettiği Infinity War, tavan yapan beklentileri karşılıyor. Russoların kalabalık kahraman grubunu idare edişleri, Thanos gibi kalıpların dışında bir kötü karakteri ele alışları, atmosfere hakim teknik yeterlilikleri, müthiş aksiyon sekansları, kahramanlar ve Thanos arasındaki güç ve felsefi zıtlıkları ete kemiğe getirişleri, Marvel filmlerinde görmeye alışık olunmayan finali işleyişleriyle bu ateşten gömleği başarıyla giyiyorlar. Kahramanları artık onları canlandıran oyuncular olarak değil, üzerlerine giydikleri kostümler ve temsil ettikleri değerler üzerinden kanıksadık. Fakat yeşil ekran teknolojisinin Josh Brolin aracılığıyla Thanos'u canlandırmadaki olağanüstü becerisi, Andy Serkis'in özellikle Planet Of The Apes'te Caesar'a hayat verişindeki teknik ustalığın aktörlükle birleşimini andırsa da, bulunduğu hayati konum gereği Thanos'un her bir ayrıntısındaki özen hayranlık verici boyutlarda. 2019'da gösterime girecek devam filmine Brie Larson'ın canlandırdığı, kilit bir rol üstlenecek olan Captain Marvel ile birlikte Ant-Man, The Wasp ve başka katılımların olacağı sır değil. Infinity War sayesinde hem senaristler Markus ve McFeely, hem de yönetmen Russo kardeşler yeterince güven vermiş vaziyetteler. Ne var ki o malum sesten bir saniye sonra dünya sakinlerini nelerin beklediği süper bilinmeyene de tatminkar cevaplar verme sorumlulukları var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder