13 Ekim 2012 Cumartesi

A Separation (2011)


Yönetmen: Asghar Farhadi
Oyuncular: Peyman Moadi, Leila Hatami, Sareh Bayat, Shahab Hosseini, Sarina Farhadi, Merila Zare'i, Ali-Asghar Shahbazi
Senaryo: Asghar Farhadi
Müzik: Sattar Oraki

Asghar Farhadi’nin En İyi Yabancı Film Oscar’ı dahil dünya çapında elliye yakın ödül kazanan aile dramı A Separation (Jodaeiye Nader az Simin) senaryosu, yönetimi ve oyuncularıyla 2011’in en güçlü yapımlarından. Bir kız evlat sahibi Nader ve Simin’in kendilerine göre haklı gerekçelerle boşanmanın eşiğine gelmeleri üzerinden gideceği beklenirken, Nader’in hasta babasına bakması için tuttuğu hamile bakıcı Razieh’nin başına gelen talihsizliği bu ayrılık sürecine ustaca monte eden, bu iki adliyelik davayı bir arada götürüp her ikisine de eşit önem bahşeden senaryo, adeta cıva gibi akıyor. Birçok eleştirmen tarafından ayrılık ve boşanma üzerine yapılmış en iyi filmlerden biri kabul edilen A Separation, sınıf farklılığı ekseninde karakterlerin mecburiyetten iç içe geçmiş kaderlerini, farklı kişilik yapılarına müdahale etmeden aktarıyor. Bir yanıyla sosyal anlamda modern bir İran resmi çizerken, bir yanıyla da geleneksel aile yapısının dini ve kültürel dokunulmazlarının yarattığı ikilemleri ortaya koyuyor. Bu sayede hem doğulu, hem de batılı bir anlayışı bünyesinde taşıyabiliyor.

Dürüst olmak, fakat birtakım bireysel çıkarlar ve değerler uğruna bu dürüstlüğü yalanla takas etmek, bunun açtığı vicdani yükü taşımak ya da onun altında ezilmekle ilgili bir film olan A Separation, kutsal sayılan aile kurumunun katı rejimlerde dahi tüm insani boyutlarıyla masaya yatırılabileceğine (yatırılması gerektiğine) inanan bir yapıda. Kaldı ki, tutuculuğuyla bilinen bir müslüman Ortadoğu ülkesinin sosyal hayatında yaşadığı modern insana dair kaygıların sebep ve sonuçlarından, bu ülkeye ve kültürüne at gözlüğüyle bakan tüm insanların ortak paydalar çıkarıyor olması, katı rejim, esnek rejim ayrımı yapmıyor. Hatta hikâye, ana hatlarıyla herhangi bir Avrupa ülkesine de pekâlâ uyarlanabilirdi. Filmin yarattığı bu evrensel ton, toplumda ve ailede kadının yeri, erkeğin konumu, çocuğun arada sıkışmışlığı başlıklarını İran özelinde farklılaştırmıyor. Üst sınıf ve alt sınıf kadınının, erkeğinin, çocuğunun sorunları dünyanın her köşesinde aynı suretlerle beliriyor.


A Separation’ın farkı, din ve vicdan olgusunun karakterlerin yol açtığı problemlerde çok fazla etkin olması ki, bu da normal karşılanabilir. Ancak Asghar Farhadi yine de bireylerin içine düştükleri bazı açmazlardan en kolay sıyrılma yolunun yalan yere Kuran’a el basmak ya da mahkemede yalan söylemek derecesinde ileri gidebileceğine dair detayları atlamamış. Bu noktada ilk başlarda filmin kendi ülkesinde pek de hoş karşılanmadığı da biliniyor. Çok kritik meselelerin sorunu olduğu kadar çözümünde etkin rol oynayan unsurların yine din ve vicdan olduğunu belirtmek gerek. Kısacası Farhadi, bu kutsal unsurların bireyin çıkarları karşısında zaman zaman etkinliğini yitirebileceği, başkasının günahını üzerine almak veya ailesini, çocuğunu perişan etmemek için yalan ifade vermek gibi çözümleri ortaya çıkarabileceği tezini savunuyor ki bunda haklılık payı da yüksek. Ama özellikle vicdan kavramına biçtiği değer çok büyük. Vicdanın insanı insan yapan en kıymetli özelliklerden biri olduğunu, biraz da iyimser sayılabilecek bir bakışla dile getiriyor.

Filmin beş ana karakterini ayrı ayrı incelemek, hepsinden farklı çıkarımlar yapabilmek, aynı zamanda ortak yanlarını keşfedebilmek mümkün. Nader ve Simin’in ayrılık gerekçelerini, Razieh ve Hodjat çiftinin onların hayatına girdikten sonra yaşananları, tüm bunların ortasında kalan Termeh’in anne ve babası arasında bir seçim yapmak zorunda bırakılmasını dolaptaki askılara asılmış birer kıyafet gibi düşünürsek, Farhadi filmine bu kıyafetlerden birini giydirip öbürünü çıkarttırıyor. Bununla kalmayıp zaman zaman bunların hepsini aynı anda giydirerek, üstelik üzerine de yakıştırarak kendini hantallaştırmıyor. Farklı sınıflara mensup iki farklı çiftin evliliklerindeki sorunların, birbirleriyle kesiştikten sonra iyice içinden çıkılmaz bir hâl alışını biraz da yavan bir tâbirle “ibretle” izliyoruz. Öküz altında buzağı arayan bazı eleştirilerin iddia ettiği üzere kendi kültürel dokusu içinde eleştirdiği aile kurumunu batıya yaranma gibi kaygıları olmayan bir gerçeklikle sunması A Separation’ı kendi coğrafyasına hapsetmeyip dünyaya mâlediyor. Etrafında gelişen olayları bir dedektif dikkatiyle analiz eden, kritik sorular soran Termeh gibi zeki bir çocuğun hazırlıklı olmadığı tek şey olan anne babasının ayrılığına verdiği tepkinin şekillendirdiği final ise hem filmi, hem de seyirciyi olumlu mânada boşlukta asılı bırakan bir güce sahip.


Beş oyuncunun her biri istisnasız çok etkililer ve rollerini çok iyi sindirmişler. Zaten birçok sahnede yaptıkları işin sadece rol olmadığını dahi düşündürebiliyorlar. Filmin sinir bozucu, gergin, öfkeli, aynı zamanda şefkatli ruh hallerini aktarmakta çok ustalar. Sadece filmin göstermesi gerekip gerekmediği tartışılabilecek bir iki önemli sahnesini gizleyip sonlara doğru söze dökmesinden kaynaklanan kaçak güreşme tavrı sırıtıyor. Fakat şayet filmin ortasında o sahneleri görmüş olsaydık, yükselen tansiyona ve senaryonun güçlü akıntısına o kadar kolay adapte olabilir miydik tartışılır. Asghar Farhadi, uluslararası kamuoyunda türlü baskılar altındaki bir ülkenin sinemacısı olarak, kör kurşunu bir muhalefet yapacağı beklentilerini siyasi hezeyanlardan uzak, insani sorgular içeren bir aile dramıyla savuşturuyor. Oscar konuşmasında verdiği barış mesajlarının arasında değindiği üzere, ülkesinin mağdur edebiyatından sıyrılarak kendi kültür ve sanatıyla algılanacak bambaşka güçlü yanları olduğunun da altını çiziyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder