23 Haziran 2012 Cumartesi

The Woman In The Fifth (2011)


Yönetmen: Pawel Pawlikowski
Oyuncular: Ethan Hawke, Kristin Scott Thomas, Joanna Kulig, Samir Guesmi, Delphine Chuillot, Julie Papillon, Mamadou Minte
Senaryo: Douglas Kennedy, Pawel Pawlikowski
Müzik: Max de Wardener

Amerikalı yazar Tom Ricks, arasının bozuk olduğu eşinin ve 6 yaşındaki kızının sevgisini geri kazanmak için Paris’e gelir. Karısı onu evinden kovar ve polis çağırır. Eşyalarını da çaldırınca şehir dışında döküntü bir otele yerleşir ve otelin sahibi Sezer’in sayesinde tuhaf bir depoda gece bekçisi olarak çalışmaya başlar. Hayatına önce otelde çalışan Polonyalı genç ve güzel Ania, ardından bir edebiyat toplantısında tanıştığı ve tutkulu bir ilişki yaşayacağı gizemli Margit’in girmesiyle her şey düzelir gibi görünür. Ancak şantaj ve cinayete kadar uzayacak garip olaylar dizisi Tom’u beklemektedir.

En son 2004 yılında yönettiği İngiliz yapımı My Summer Of Love ile izlediğimiz Polonyalı yönetmen Pawel Pawlikowski’nin uzun bir aradan sonra çektiği The Woman In The Fifth (La femme du Vème), Douglas Kennedy’nin romanından yine Pawlikowski’nin senaryolaştırdığı bir film. Dram, gizem ve gerilim öğeleri barındıran, uzun bir süre merakla izletmesine rağmen meselelerini oldu bittiye getirerek vasatı aşamayan film, Kennedy’nin romanının da pek matah olmadığını düşündürüyor. Tom Ricks’in sorunlu romancı tiplemesi etrafında şekillenen kişi ve olaylar çeşitli yönleriyle Alacakaranlık Kuşağı örgüsü çağrıştırdığı için ilgiyi canlı tutsa da, gideceği yeri tam tayin edememiş izlenimi yaratıyor. My Summer Of Love da Pawlikowski’nin senaryo haline getirdiği bir roman uyarlamasıydı. Onun da görüntü yönetmenliğini Ryszard Lenczewski yapmıştı. Ama romanın içerdiği güçlü dram ve romantizm, küçük ama etkileyici bir film çıkmasına müsaade ediyordu. Zaten The Woman In The Fifth teknik anlamda kendini ezdirmeyen bir yapıda. Ne var ki bu tür filmlerden alışkanlıklar edinmiş seyirci için sürprizler, kırılma noktaları, iniş ve çıkışlar yenilik ya da heyecan barındırmıyor bana göre.

Ethan Hawke merkezli film, tecrübeli oyuncunun durgun fakat içi dolu karakter yorumunu zaman zaman bir Polanski karakteri kadar derinleştirebiliyor. Bu da Hawke kadar Pawlikowski’nin de başarısı. Kristin Scott Thomas ise rol aldığı her üç filmden neredeyse üçünde de hep aynı gizemli karakteri oynuyor sanki. My Summer Of Love ile aşk acısının yarattığı hüznü çok etkili biçimde yansıtan Pawlikowski, keşke geri dönüşünü daha kalburüstü, daha dokunaklı bir roman ya da senaryoyla yapsaymış. Olmadı, bu romanın konusunun verdiği fikirden hareketle The Tenant ya da Frantic etkileri de taşıyan daha hareketli bir senaryo yazılabilirmiş. Çünkü bu haliyle cevapsız bıraktığı bazı sorularının cevaplarını bile merak ettirmekten aciz bir film olmuş.

1 yorum:

  1. Biraz merak uyandırmıyor da değil ama öyle ölümüne bir merak değil, Yine de internette film hakkında yazılmış bir yorum aratıracak kadar var.

    YanıtlaSil