1 Eylül 2010 Çarşamba

The Runaways (2010)


Yönetmen: Floria Sigismondi
Oyuncular: Kristen Stewart, Dakota Fanning, Michael Shannon, Stella Maeve, Scout Taylor-Compton, Alia Shawkat, Riley Keough, Johnny Lewis
Senaryo: Floria Sigismondi, Cherie Currie

1975 yılında kurulup 1979’da dağılan, bu süreye biri konser olmak üzere beş albüm sığdıran The Runaways grubunun biyografisi niteliğindeki film, 75-77 yılları arasında grupta şarkı söyleyen Cherie Currie’nin Neon Angel: The Cherie Currie Story kitabından İtalyan kadın yönetmen Floria Sigismondi’nin senaryosunu yazıp yönettiği bir yapım. Zaten film 75-77 yılları arasında geçmekte ve haliyle Cherie Currie odaklı. Bu da onu ziyadesiyle sıkıcı ve kötü bir film yapmakta bana göre. Bu durumun açıklaması olarak grubun veya Cherie Currie’nin sinemasal açıdan yeterince ilginç olmayışı mı, yoksa Sigismondi’nin elindeki malzemeyi iyi kullanamayan acemiliği mi gibi ihtimaller akla gelebiliyor. Ama ikincisinin kesinlikle doğru olduğunu düşünüyorum. Geçmişinde sadece birkaç klip yönetmişliği olan (filmde de bunu bazı performans sahnelerinde belli eden) Sigismondi, 70’li yılların ortalarında sırf kızlardan kurulu bir grubun rock & roll arenasında nasıl ayakta durabildiğine yönelik bir müzik biyografisi çekecek iken, Cherie Currie gibi varlığı anlamsız, saçma sapan bir kişiliğin The Runaways’e katılış ve ayrılış hikâyesini, Currie’nin ne kadar objektif olabildiği şüpheli kitabına dayandırarak çekmeyi tercih etmiş.

Menajer, şarkı yazarı, yapımcı Kim Fowley’nin 16 yaşındaki Currie’yi sadece seksi ve alımlı oluşu yüzünden gruba alması, onun da sorunsuzca adapte oluşu, bunun yanında olmazsa olmaz ailevi sorunları, Fowley ve grup ile yaşadığı anlaşmazlıklar vs. gayet sıradan, bazen de abartılı biçimde sunulmakta. Karavanda güç bela prova yaparlarken bir bakıyorsunuz albüm anlaşması imzalayıp turneye çıkıyorlar. Öte yandan ironik biçimde bu durum o kadar çabuk gerçekleşmiyor. Çünkü araya sığdırılan bir sürü gereksiz sahneyle şişirilen film, böylelikle esas anlatması gerekenleri dar alanlara sıkıştırıp uç uca ekliyor. Kaldı ki onları da hakkıyla işleyemiyor. Dramatik yönden tam bir facia! Kristen Stewart ve Dakota Fanning vitrinde gerçekten çok iyi bir ikili oluşturuyorlar. Ama oyunculukları bir felâket. Az miktarda drama kabiliyeti sergilenebilecek sahnelerde bile çok amatör kalıyorlar. Grubun en karizmatik ve çalışkan üyesi Joan Jett olarak Stewart'ın soğukluğu neyse de, hangi ara böyle büyüdüğü anlaşılmayan Dakota Fanning’in bugüne kadar az da olsa rüştünü ispat etmiş oyunculuğunun böylesine geri gitmesi tuhaf. Giyim, kuşam, saç, baş dışında her iki oyuncunun da karakter olarak ikna edici en ufak bir yanları yok filmde. Kazai rüşt kokusu alınan sahneleri her ne kadar yüzeysel açıdan “cesur” görünse de, bu aldatmacaların ardına saklanarak iyi film yapmış sayılmıyorsunuz. Currie veya Sigismondi’nin cesaretten anladığı şeyler günü (sahneyi) kurtarmaktan ibaret.


Filmin adının The Runaways olması da anlamsız. Zira kısa da sürse, grubun Currie’den sonra da bir geçmişi vardı. Hatta pek çok çevrede The Runaways denince ilk elden akla Currie değil Joan Jett gelir. Currie müzisyenden çok, arzu nesnesi bir model olmuştur. The Runaways’den sonra önemsiz üç filmde rol almış, 1978’de Beauty's Only Skin Deep gibi mânidar isme sahip bir solo albüm yapmış, hatta ablası Marie ile Cherie & Marie Currie adında bir grup kurarak 1980’de Messin' With The Boys albümünü çıkarmış. Yani tatlı hayattan ayrı düşmemek, gündemde olabilmek için elinden geleni yapmış. Sahip olmadığı yetenekle sürekli müzik yapmaya çalışması, debelenmesine neden olmuş. Hâlâ müzik yapan Joan Jett’in yeteneği yanında kendisinin yapabileceği de The Runaways mirasından faydalanmak için kitap yazmak ve onu bir şekilde filme aldırmak olurdu ki, ikisini de başarmış durumda. Lâkin ortaya çıkana bakınca başarı denen şeyin ilüzyon yanı kendini gösteriyor.

The Runaways’i Cherie Currie’nin grubu olarak değil de The Runaways olarak tanımak isteyenler için, 1977-78 arasında grupta bas çalmış, ayrıldıktan sonra da erotik filmlere editörlük ve yönetmenlik yapmış Victory Tischler-Blue’nun (sahne adıyla Vicki Blue) 2004’te çektiği Edgeplay: A Film About The Runaways belgeseline bakılabilir. Currie’ye gelene kadar Joan Jett’e, Lita Ford’a, Sandy West’e ve gruba girip çıkmış başka isimlere sahip önemli bir kadın rock hareketi hakkında yapılacak film kesinlikle bu olmamalıydı. Sigismondi’nin beceriksizliği yüzünden (talihsizliği demiyorum çünkü iyi bir film çıkarma potansiyeli olmasına karşın bunu becerememesinden), diğer etkenlerin de ona ayak uydurmalarıyla elle tutulur hiçbirşeyi kalmayan bir film olmuş The Runaways

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder