14 Şubat 2019 Perşembe

Hearts Beat Loud (2018)


Yönetmen: Brett Haley
Oyuncular: Nick Offerman, Kiersey Clemons, Toni Collette, Ted Danson, Blythe Danner, Sasha Lane
Senaryo: Brett Haley, Marc Basch
Müzik: Keegan DeWitt

Brooklyn'de Red Hook Records adında bir plak dükkanı işleten Frank, bir zamanlar beraber müzik yaptığı eşini bir kazada kaybetmiş, tıp fakültesine gitmeye hazırlanan kızı Sam ve kleptoman annesi Marianne ile yaşayan bir adamdır. Müzisyen iken iyi yerlere gelememiş, bir tek hit parça bile çıkaramamış olan Frank, 17 yıldır işlettiği plak dükkanından da kira sorunu yüzünden çıkmak durumundadır. Sam üniversiteye gitmeden onunla bir şarkı yapmak istemektedir. Başta Sam pek yanaşmasa da Frank onu ikna eder. Baba-kız evlerindeki mini stüdyoda kendilerine "We're Not A Band" ismini vererek Hearts Beat Loud adlı bir şarkı kaydederler. Kaydı Spotify'a yükledikten sonra küçük çapta bir başarı elde eder, hatta bir yapımcıdan teklif alırlar. Kaybettiği eşi ile yarım kalan müzik kariyerini yıllar sonra kızı ile sürdürme hayali kuran Frank, tıp okuyup doktor olmak isteyen Sam'in bir grup kurma, albüm yapma, turneye çıkma fikrine sıcak bakmaması karşısında çaresizdir.

Brett Haley ve Marc Basch ikilisinin yazdığı, birçok kısa filmin ardından çektiği I'll See You In My Dreams ve The Hero adlı yapımlarla indie camiada tanınan Brett Haley'nin yönettiği Hearts Beat Loud, sıcak, samimi, hüzünlü bir Amerikan bağımsızı. Her ne kadar bir "feel good movie" olarak tanımlansa ve çeşitli yönlerden bu tanımın hakkını verse de, aslında dramatik yükünü seyirciye aksettirmeyi başaran efkarlı bir film. Rolleri değişmiş şekilde kısa bir süre sonra tıp öğrenimi görmek üzere üniversiteye gidecek olan ve ciddi bir çalışma temposu içine giren Sam, öte yandan onu müzik yapmak için ayartmaya çalışan baba Frank arasındaki ilişkinin sıcaklığı filmin her anına siniyor. Frank'in içinde kalan müzik tutkusu uğruna kızının üniversiteye gitmemesi seçeneğini bile ona sunabilmesi, pek alışık olunan bir ebeveyn davranışı sayılmaz. Ama bu konuda baskıcı ve ısrarcı da olmuyor. Önce plak dükkanındaki işini, şimdi de kızını kaybetmek üzere olduğunun hassasiyetiyle davranışlarında dengesizlikler yaşayan, hatta kızı Sam'in "büyü artık" demesine bile sebep olan Frank'in bu durumu Sam ile, sorunlu annesiyle ve dükkan sahibi Leslie ile ilişkilerine yansıyor. Ama tüm bunlar o kadar sakin ve sade bir dille işleniyor ki, en ufak bir ses yükselmesi, gerilim, duygu sömürüsü yaşanmıyor. Sadece o spontane hüzün yetiyor.

Tecrübeli aktör Nick Offerman ve genç oyuncu/müzisyen Kiersey Clemons'ın uyumları bu sadeliği yüceltiyor, özellikle beraber müzik yaptıkları sahnelerde yürekleri ısıtıyor. Filmin müzikle olan ilişkisi en önemli kozlarından biri. Tabii bu müziğin indie düzeyde olması, böyle bağımsız bir filme çok daha yakışıyor. Üstelik Toni Collette, Ted Danson, Blythe Danner, Sasha Lane gibi oyuncuların yan rollerinden de kendi bağımsız ruh çerçevesinde ekonomik biçimde verim alabiliyor. Ebeveynlik, evlatlık, dostluk, sevgililik üzerine hayatın içinden iddiasız hoşluklar taşıyor. Baba-kızın plak mağazasının kapanacağı son gece verdikleri üç şarkılık mini konser bölümüyle kendi zirvesini yaratan Hearts Beat Loud, ilerleyen teknoloji sayesinde müzik yapmanın kolaylaşmasına rağmen o müziğe katılacak ruhun dönüp dolaşıp yine yaşanmışlıklardan damıtılmasıyla gerçek gücünü gösterdiğini savunan filmlerden. Filmin şarkılarına ve tema müziklerine imza atan Keegan DeWitt, belki de yönetmen Brett Haley kadar önemli bir iş başararak filmin kendi müzikal modunu yaratıyor, bu güzel filme başka güzellikler katıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder