8 Ocak 2013 Salı

V/H/S (2012)


Yönetmenler: Matt Bettinelli-Olpin, David Bruckner, Tyler Gillett, Justin Martinez, Glenn McQuaid, Ti West, Joe Swanberg, Chad Villella, Adam Wingard
Oyuncular: Calvin Reeder, Lane Hughes, Adam Wingard, Hannah Fierman, Mike Donlan, Joe Sykes, Drew Sawyer, Jas Sams, Joe Swanberg, Sophia Takal, Norma C. Quinones, Drew Moerlein, Jeannine Elizabeth Yoder, Helen Rogers, Jason Yachanin
Senaryo: Simon Barrett, Matt Bettinelli-Olpin, David Bruckner, Tyler Gillett, Justin Martinez, Glenn McQuaid, Ti West, Nicholas Tecosky, Chad Villella

Beş yönetmenin ve dört yönetmenden oluşan Radio Silence ekibinin kısa film çalışmalarının toparlandığı V/H/S, artık yeni bir tür haline gelen ama son yıllarda iyice cılkı çıkarılan “found footage” denemelerinden oluşan bir film. Çevreye türlü zararlar veren, bu eylemlerini VHS kamerayla çeken ve görüntüleri başkalarına satan bir grup serserinin görüntüleriyle başlıyor film. Derken bilinmeyen biri tarafından bir evde tutulduğu öğrenilen özel bir kaseti bulmaları için kiralanan serserilerin eve girişleriyle devam ediyor. Evde koltuk üstünde bir ceset ve yüzlerce VHS video bulan bu adamlar, aradıkları özel kaseti bulmaya çalışırken rastgele seçtikleri beş farklı kaset izliyorlar. Doğaüstü olaylarla, snuff görüntülerle, hayalet, kan, panik ve çığlıklarla dolu bu kasetleri onlarla beraber biz de izliyoruz. Her kasetin bitiminde serserilerin kaseti aramaya devam ettikleri karanlık ve tekinsiz eve geri dönüyoruz. Çünkü o evde de tuhaf şeyler dönüyor.

Ancak V/H/S, found footage keşfini ayağa düşürenlerden farklı olarak şaşırtıcı biçimde “buluntu” oluşunun altını doldurabilen bir film bana göre. Serserilerin tek bir kaseti aradıkları karanlık ve gizemli evi merkez edinen film, onların izledikleri kısa çekimlerdeki inanılmaz olayların yarattığı korku ve merak duygusunu körükleyen başka kanallar açmayı, o filmler hakkında seyircinin kafasına çeşitli sorular sokmayı çoğu zaman beceriyor. Bu filmlerden bazılarının klişelerden beslenen yapılarına karşın, bazılarının da oluşturduğu kasvetli ve ürkütücü amatörlükleri o soruların zeminini sağlamlaştırıyor. Seyircide bu filmlerin bir önceye ve sonraya sahip olduklarının farkındalığını yaratabiliyorlar. Mesela Amateur Night’taki utangaç Lily’nin aslında “ne” olduğunu, nereden gelip, filmde gördüklerimizden sonra da akıbetinin ne olduğunu merak etmemek elde değil. Second Honeymoon’da her şeyin bir gecede nasıl kabusa dönüştüğünden ziyade, mutlu görünen çiftin hiç görmediğimiz geçmişinde neler yaşandığına kafayı takmak olası. The Sick Thing That Happened To Emily When She Was Younger’daki akıllara zarar tezgahın aslında acımasız bir döngü olduğu fikri de gayet yaratıcı.


Yaratıcılıktan söz açılmışken, V/H/S’nin buluntu filmlerdeki kamera kullanımı meselesi üzerine geliştirdiği bazı fikirler için de belli bir yaratıcılıktan bahsetmek mümkün. Örneğin korkunç olayları birebir yaşayanlardan birinin kameralı gözlükle (Amateur Night), bir diğerinin Helloween kostümüne yerleştirdiği minik kamerayla (10/31/98) seyirciyi gerçek anlamda P.O.V. (point of view) konumuna geçirmeleri, en zorlu panik anlarında bile kamerayı elinden düşürmeyenlerin düştüğü mantık hatalarını kurnazca bertaraf ediyor. Her ne kadar paranormal klişeleri kullanıyor gözükse de, web kamerasıyla müthiş bir gerilim yaratıp ters köşe yapan bir başka fikri de (The Sick Thing That Happened To Emily When She Was Younger) atlamamak gerek. Zorlama biçimde kamerayı elinden düşürmeyen tavrına rağmen Second Honeymoon’un “twilight snuff” çarpıcılığını da öyle. En zayıf halka olarak gördüğüm Tuesday The 17th, hem slasher klişesini diğer filmlerin kendi kulvarlarında yaptığı gibi zekice farklılaştıramadığı, üstelik kamera kullanımındaki mantıksal zafiyetleri fazla göze soktuğu için gereksiz olmuş.

V/H/S’nin gövdesinden çıkan bu beş filmin kendi tutar / tutarsızlıklarından yarattıkları kimi zaman sıkıcı, kimi zaman kara-komik biçimde eğlenceli, kimi zaman da ürkütücü (hatta korkutucu) dokunuşlarından başka, o gövdenin kendisiyle ilgili tartışılacak pek çok gizem ortaya koyduğu da bir gerçek. Bu beş film öyle bir gövdeden çıkıyor ki, artık çoktan kabak tadı vermiş Paranormal Activity sürüsünün ıkınmalarından çok daha geniş bir devam serisine kapılar açılıyor. Zira gövde dediğimiz o kasetlerle dolu evde daha izlemediğimiz neler vardır diye düşünmeden edemiyoruz film bittiğinde. Sorular bununla kalmıyor. Serserileri istediği video kaseti bulsunlar diye o eve kim yolladı ve aradığı kasette ne vardı? O kadar kaseti kim, nasıl toplayıp o eve istifledi? Evdeki ceset kim? Bu soruların cevapları V/H/S devam serilerinde yanıtını bulur veya lastik gibi sündürülür. Ama iyi bir başlangıç yapıldığı kanaatindeyim. Zira devam filmleri için oluşturulmuş bu sağlam zemin üzerine korku gerilim fikirlerini amatör bir yaratıcılık ekseninde sürdüren underground yönetmenler için serbest oyun alanı yaratılmış. Amateur Night ve 10/31/98 gibi fantastik, Second Honeymoon gibi gerçek bir kesit, The Sick Thing That Happened To Emily When She Was Younger gibi sağ gösterip sol vuruş benzeri yeni fikirler sunduğu müddetçe kendi adıma sıradaki V/H/S filmlerine itirazım olmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder