3 Temmuz 2012 Salı

Kærlighed på film (2007)


Yönetmen: Ole Bornedal
Oyuncular: Anders W. Berthelsen, Rebecka Hemse, Nikolaj Lie Kaas, Charlotte Fich, Dejan Cukic, Karsten Jansfort, Flemming Enevold
Senaryo: Ole Bornedal
Müzik: Joachim Holbek

Evli ve iki çocuk babası olan adli tıp fotoğrafçısı Jonas mutlu olsa da hayatında bazı şeylerin eksikliğini hissetmektedir. Bir gün Julia adlı genç bir kadının araba kazasına tanık olur. Suçluluk duygusuyla, ağır yaralı kadını hastanede ziyaret eder ve orada Julia'nın ailesi onu kızlarının Güneydoğu Asya'da tanıştığı erkek arkadaşı Sebastian zanneder. Genç kadın yarı kör ve hafızası hasar görmüş halde kendine geldiğinde Jonas, Sebastian rolünü oynamaya devam eder. Bir yandan Julia'yla bir yandan da kendi ailesiyle ikili bir hayat yaşamaya başlar. Ta ki bir gün çok ileri gittiğini ve işlerin kontrolünden çıktığını fark edene dek. Kendini geri çekmeye çalışsa da, Julia'ya aşık olunca bunu başaramaz.

Az ama etkileyici filmler çeken Danimarkalı sinemacı Ole Bornedal’ın yazıp yönettiği Kærlighed på film (Just Another Love Story), iki farklı hayatı bir trafik kazası ile kesiştirdikten sonra ağır ama adım adım gerilim ivmesi kazanan bir anlatım benimseyen, aşk, evlilik, yalan, sadakat sorgusu katkılı bir psikolojik gerilim. Zaman zaman ağdalı bir dille ağırlaşsa da, özellikle farklı sahneleri iç içe geçiren başarılı kurgulayışıyla bunu telafi edip diri kalabiliyor. Mesela Julia’nın hastaneden taburcu oluşuyla, Jonas ve karısı Mette’nin alışveriş merkezindeki tartışmalarını Vivaldi’nin Dört Mevsim’i eşliğinde harmanlayan bölüm bu başarıya çök güzel bir örnek. Tutkulu ve bu sebepten biraz da arızalı bir aşkın tehlikeli sonuçlarıyla, sıradanlaşan bir evlilik hayatının sağlamlığının test edilişini çok iyi karıştıran/kaynaştıran Bornedal senaryosu, kurgusal elitliğinin de katkılarıyla sanki bir roman uyarlaması tadı da saklıyor. Finale doğru sertleşen üslubun bile bu uyarlama tadı içinde öğütüldüğünü söylemek yanlış olmaz.


Başroldeki dört (hatta Frank rolündeki Dejan Cukic’i de sayarsak beş) oyuncunun güçlü oyunları da filmin en önemli kozlarından. Öyle ki, bu dört oyuncu, rollerinin ağırlık ya da hafifliklerini hissettirmeyecek ölçüde karakter analizleri yapabilmekteler. Bu söylediğimize destek olması için ise yine alışveriş merkezi sahnesi yanında, Jonas ve Sebastian’ın % 90 oranında görme yetisini kaybetmiş Julia’nın önünde birbirleriyle atıştıkları yemek sahnesindeki Anders W. Berthelsen, Nikolaj Lie Kaas ve Rebecka Hemse performansları örnek verilebilir. İskandinav sinemasının karakteristik özelliği olan soğuk, donuk, boğuk mekanları ve kısıtlı renk seçenekleri, Hanoi’deki flashback sahnelerinde keskinleştirilerek, karakterlerin yaşadıkları tekinsiz ya da monoton hayatın, yaptıkları yanlış tercihlerin yarattığı ruh hali biraz daha sivriltiliyor. Joachim Holbek’in doğru yer ve zamanda yaptığı etkileyici müzikal çıkışları da buna eklenince kaliteli bir Avrupa filmi izlediğimiz anlaşılıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder