2 Ağustos 2009 Pazar

Indiana Jones and The Kingdom Of The Crystal Skull (2008)

Yönetmen: Steven Spielberg
Oyuncular: Harrison Ford, Cate Blanchett, Karen Allen, Shia LaBeouf, Ray Winstone, John Hurt, Jim Broadbent, Igor Jijikine, Alan Dale
Senaryo: David Koepp, George Lucas, Jeff Nathanson
Müzik: John Williams

Indiana Jones ve Rambo serilerinin son filmlerinin söylemeye çalıştığı tek şey var: Öyle veya böyle, biz buradayız! Aman ne büyük marifet! İyi de niye hala buradasınız amca! Sizin çoktan çoluk çocuğa karışmanız, göl kenarında sallanan sandalyenizde emekliliğin tadını çıkarıp, başınıza gelen onca müsibetten sonra kucağınızda hoplattığınız torununuzun bu gününü gördüğünüz için şükretmeniz lazımdı. Bunlar niye hala başımızdalar? Hayranları için mi? Hayranlara göre öyle, fakat yapımcılara, yönetmenlere, aktörlere göre durum paradan, prestijden, biraz da günümüz şartlarının değişen unsurlarına uydurulmuş versiyonlarını görme arzusundan. Artık bu yaştan sonra dublörlere istihdam sağlamış olmanız neyse de, sizin için yeni hikaye yazılamadığı gerçeğinin farkına varmanız gerek. “Gençlerin önünü açın da geçsinler” diyeceğim, bu kez de Shia LaBeouf’dan Dünyayı Kurtaran Adamın Oğlu”nu peydahlayacaksınız. Şayet öyle bir niyetiniz varsa bilin ki, hasılatın gözünü de çıkarsanız, Oscar’ın dibine de vursanız, Shia LaBeouf’dan peydahladığınız şeyin bir değeri olmaz.

Son Rambo en azından köklerine biraz olsun sadık kalmak suretiyle en iyi yaptığı iş olan “birilerinin esir düştüğü kampa sızıp, önüne geleni eşek cennetine yollayarak esirleri kurtarma” görevini yerine getiriyor. Indy ne yapıyor? Son macerasındaki ormanda takip sahnesinin yarattığı nostaljik Indiana Jones romantizmini diriltme çabası dışında, bu kez işi uzaya bağlayarak çağa ayak uydurduğu sahteliğini gözümüze sokmaya çalışıyor. Çoluk çocuğa karışma yaşının kendisinden habersiz çoktan gelip geçtiğini kabullenmiş dürüstlüğü zaten bu saatten sonra üstüne düşmezse olmayacak bir şeydi. İyi de hala oradan oraya atlamalar zıplamalar neyin nesi? Bunların hepsini çoktan yaptın ve onları her izleyişimizde aynı heyecanı duyuyoruz. Lakin yaş kemale erdi. Siz Rambo ve Indy, her filminde 40 yaş civarında bir James Bond değilsiniz. 40’lı yaşlarına milyon tane macera sıkıştıran yaşlanmayan Bond gibi bir konsept uydurmadığınız için, bir türlü yaşlandığını kabullenmediğiniz karakteriniz “kurt kocayınca çoluk çocuğun maskarası olur” atasözünü doğrulamaya mahkum oluyor. Madem öyle, zamanında devamlılığı olmayan, yaşsız bir adam olarak maceradan maceraya koşacaktınız ki kırışıklıklarınızın, göbeğinizin, yılgın bakışlarınızın üstüne o kadar aksiyondan sonra biz de bu noktada mantık hataları arama durumuna düşmeyelim. Üstelik böyle bir bilim kurgu abartısı, o alıştığımız Indiana Jones efsanesini yıpratacak derecede modern ve cilalı kaçmakta bana göre. Uzaylıların dost mu, düşman mı olduğuna hala karar verememiş Spielberg, bari Indy’yi bu işe bulaştırmasaydı. Belli bir yaştan sonra dekoder misali her şifreyi çözer hale gelmek (şifrenin abartılı karmaşıklığı da göz önüne alınarak) mümkün olsa dahi, senaryo senin çözdüğün şifrenin hakkını veremedikten sonra neye yarar? Mesele, Rambo ve Indiana Jones filmlerinde mantık arama meselesi değil. Mesele, sosisi tadında bırakmak!

Jones’un yerde yuvarlanan şapkası, genç Mutt’ın ayaklarının dibine geliyor. Mutt şapkayı yerden alıp kafasına giymeye yelteniyor. (“Artık yeni maceralara atılma sırası saltanat usulü bana geçti” mesajı). Fakat tam o sırada Jones şapkayı onun elinden alıp kendisi takıyor. (“Bazı kıllarım ağarmış olabilir ama daha ölmedim ben” mesajı). Defterin burada kapanıp kapanmayacağını bilemiyoruz. Ama bence Indiana Jones and the Kingdom of the Crystal Skull, serinin eski filmlerinin başarısıyla kapanmış olası defteri en ufak bir yenilik eklemeden (çoluk çocuk, mürüvvet olayını hesaba katmazsak) tekrar açmaktan başka bir işe yaramamış. Yine Roger Ebert’e göre Indiana Jones olsun, çamurdan olsun” diyebilen hayranlarına ne mutlu! Bu arada en az peruğu kadar itici İngilizcesiyle Kate Blanchett’i kötü adam olarak inandırıcı ve başarılı bulmak da ciddi bir efor gerektiriyor bana göre. Fakat Indiana Jones, Rambo, Terminator, Bond ne olursa olsun, bu serilerinin sadık hayranları için kötü adamın ne kadar inandırıcı veya yalan olduğu pek mühim olmuyor genelde.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder