27 Ağustos 2009 Perşembe

El Otro (2007)


Yönetmen: Ariel Rotter
Oyuncular: Julio Chávez, María Ucedo, Inés Molina, Arturo Goetz, Osvaldo Bonet
Senaryo: Ariel Rotter

Orta yaşlı bir adamın hikayesi. Eşi hamile, babası kendi başına hareket edemeyecek kadar yaşlı ve hasta. Bir gün gayrimenkul işi için küçük bir kasabaya yolu düşüyor. İşini yaptığı adam olarak kendini tanıtıyor önce. Sonra otobüse biniyor. Otobüste yanına oturan adam sessizce ölünce onun kimliğini alıyor. Ardından onun cenazesine gidiyor. Orada bir kadınla tanışıyor, onunla sevişiyor ve sonra... Üç noktadan sonrasında herhangi bir gelişme, farklılaşma gerçekleşmediği de şahsi fikrim olarak kalsın ki, izlemek isteyenlere engel teşkil etmesin. Çok basit bir özet olduğunun farkındayım. Ama film hakkında dişe dokunur bir şeyler söyleyebilmek için bundan daha iyi bir giriş uydurmak zor. Son derece ağır temposu, diyalogsuz, müziksiz, ruhsuz sahneleri ile filmin başından sonuna dek cebelleşmek, göz kapaklarınıza hakim olmak durumundasınız. Bu anlamda Arjantin doğumlu aktör Julio Chávez’in can verdiği, yaşadığı kimlik karmaşasından ötürü ismini dahi hatırlamadığım adamın iç sıkıntısını yansıtma konusunda başarılı sayılabilir. Bu sıkıntıyı izleyiciye yaşatma konusunda da hiç sıkıntı çekmediğinden dolayı pek tavsiye edilecek türden bir film olmadığını söylemek gerek.

Öte yandan bana göre filmin anlatmak istediği şeyin insancıl bir tınısı var: Bir gün için bile olsa insanı sıkboğaz eden sorumluluklardan, rutinlikten kendini kurtarıp sizi kimsenin tanımadığı küçük bir yerde, başka biri olmak! Fakat anlatılmak istenen ile anlatım şekli ortak bir paydada buluşamayınca ve daha içine dahil olunabilir bir ifade biçimi tercih edilmeyince geneli yakalayabilecek bir film ortaya çıkmıyor kanımca. Herhangi bir kırılma noktası, bir sivrilme, yükselme, yoğunlaşma olmayınca filmi izlemek de kimileri için eziyet halini alıyor. Zaten filmin izleyene yaşatmak istediği bu duygulardan ziyade, karakterin gerçek kimliğinin sıkıcılığını farklı kimliklerde de yaşıyor olmanın yorucu süreci. Yani başka biri de olsak, değişen fazla bir şey olmuyor. Hayat, yine bildiğimiz hayat demeye getiriyor. Ya da canı sıkılan tilkinin dönüp dolaşacağı yer yine sorumluluklarının kök saldığı kürkçü dükkanı olur fikri. İşte anlatım o kadar bezgin ki, ana fikir edinme gücü bulduğunuzda bile heba olduğunu düşündüğünüz 80 dakika aklınıza geliyor. Julio Chávez’in neden özellikle bu roller için seçildiğini bilemiyorum. (Bkz. El Custodio) Ama herhalde onun ekranı dolduran güven verici varlığı olmasa bile şu halinden daha az sıkıcı olmazdı bu film.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder