21 Şubat 2016 Pazar

El Cadáver de Anna Fritz (2015)


Yönetmen: Hèctor Hernández Vicens
Oyuncular: Alba Ribas, Cristian Valencia, Albert Carbó, Bernat Saumell
Senaryo: Isaac P. Creus, Hèctor Hernández Vicens
Müzik: Tolo Prats

Ünlü film yıldızı Anna Fritz bilinmeyen bir sebepten dolayı evinde ölü bulunduktan sonra morga kaldırılır. Genç morg görevlisi Pau, Fritz'in fotoğraflarını çekerek arkadaşları Javi ve Ivan'a hava atmak ister. Pau'yu bir partiye götürmek üzere hastaneye gelen Javi ve Ivan, fırsatı kaçırmayıp Anna Fritz'i çıplak görmek isterler. Ama genç kadının güzelliğinden etkilenince işler daha tuhaf ve tehlikeli bir hal almaya başlar. Isaac P. Creus ve Hèctor Hernández Vicens'in senaryosunu yazdığı, Vicens'in yönettiği El Cadáver de Anna Fritz, başlangıçta zararsız olduğu kadar tehlikeli bir isteğin nekrofiliye uzanan kısa yolculuğunu anlatan bir yapım. Bu rahatsız edici konu üzerine inşa edilen film, insanın nekrofiliye olan şok edici eğilimini ürkütücü bir çabuklukla, buna bağlı olarak gerilimli bir tonla işliyor.

Yaklaşık 70 dakikalık süresini ekonomik biçimde kullanan, fazla dallanıp budaklanmadan derdini, yani insanoğlunun hayvani yüzünü sınırlı bir mekandan dışa taşımayı başaran film, yine bu kısa sürenin sebep olduğu acelecilik neticesinde anlatım bozukluklarını da cebinde taşıyor. Daha detaylı eleştirmeye kalkarsak filmin sürprizlerini bozacağımız için bazı mantık hatalarından bahsedemiyoruz ki, bunlar da fevkalade önemli şeyler. Abartılı performanslar (ama Ivan rolündeki Cristian Valencia'nın tek başına sağladığı kötücül gücün hakkını yemeyip onu ayrı bir yere koyalım), inandırıcı olamayan tartışma anları da tuz biber ekince, gerilim türüne önemli katkılar sağlayan İspanyol sinemasına ait örneklerden biri olan El Cadáver de Anna Fritz, sadece anlık bir etki bırakıyor. Hèctor Hernández Vicens, işleri karıştırmakta gösterdiği başarıyı finale taşımakta gösteremiyor. Zaten bazı kırılma noktalarındaki sakatlıklar, açıklama yapılmadığı veya gerek bile duyulmadığı için göze batıyor, seyirciyi sadece gidişata odaklanmaya mecbur ediyor.

Ölü bir bedene bile saygı duymayacak, canlıyı da çıkarı uğruna harcayacak kadar hayvan, ama öte yandan toplumun ve adaletin yargılarından çekinecek kadar insan olanların ikiyüzlülüklerine yaptığı gönderme ile dikkat çeken Vicens, bu dikkati çok sıradışı bir konuyla çekmeye kalkarak belli bir riski göze alıyor. Başka türlüsü de yeterince dikkat çekmez veya derdini tam anlatamaz diye düşünmüş olacak ki, almış olduğu bu risk üzerine bir film inşa etmek istiyor. Ne var ki zeka ve mantık sorumluluğu taşımayan final, bir anda öncesindeki tüm kusurları da görünür kılıyor. Biraz daha uzun tutularak, en önemlisi de biraz daha farklı bir ciddiyete tutunarak kendine bir yol çizmiş olsa, belki bir El Cuerpo olamazdı ama en azından onun gerilim basamaklarından feyz almış bir dram ve gerilim kimliği sağlayabilirdi. El Cadáver de Anna Fritz, rahatsız edici olmayı hedeflediği kadar iz bırakmayı da hedefleyen bir film olsaymış, El Cuerpo, Los cronocrímenes, La cara oculta gibi yakın dönem İspanyol yapımları arasında anılmayı hak edebilirmiş. Şu haliyle kısa sürede unutulacaktır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder