13 Mart 2015 Cuma

'71 (2014)


Yönetmen: Yann Demange
Oyuncular: Jack O'Connell, Sam Reid, Sean Harris, Richard Dormer, Paul Anderson, Charlie Murphy, David Wilmot, Killian Scott, Martin McCann, Barry Keoghan, Babou Ceesay, Jack Lowden
Senaryo: Gregory Burke
Müzik: David Holmes

Kuzey İrlanda sorununun sürdüğü 1971 yılında kaynayan bir kazan durumundaki Belfast, cinayet, bombalama ve ayaklanmalarla çalkalanmaktadır. Aldığı istihbarat sonucu bir ev baskını yaparak bölgedeki IRA sorumlularının silahlarını ele geçirmek isteyen İngiliz ordusuna ait bir birlik, kontrolden çıkan bir sivil ayaklanmayla karşılaşır. Bu birlikte görev yapan iki asker, çıkan karışıklıkta geri çekilmek zorunda kalan birlik tarafından unutularak öfkeli halkın arasında kalır. Askerlerden biri militanlarca öldürülür. Genç asker Gary Hook ise kaçmayı başarır. Bu tehlikeli ortamda tek başına kalıp kaçak durumuna düşen Gary, hem IRA militanları, hem İngiliz kuvvetleri tarafından acilen bulunması gereken bir hedef haline gelmiştir.

Gregory Burke'ün senaryosunu yazıp Yann Demange'ın yönettiği '71, Kanlı Pazar'dan bir yıl öncesinde, 1971 sonbaharında geçen bir film. 2002 tarihli Bloody Sunday'in aksine kurmaca bir senaryo da olsa, tanıklar ve belgelerle kanıtlanmış IRA ve İngiliz sivil ordu yetkililerinden oluşan Military Reaction Force (MRF) arasındaki karmaşık ilişkileri cesurca yansıtmasından ve bunu gerçekçi bir dille işlemesinden ötürü değerli bir film. Gerçekten buna benzer bir kaybolan asker hikayesi yaşanmış mıdır bilmiyoruz. Ancak bu hikayeyi düşman taraflar arasındaki karanlık ilişkileri gözler önüne sermek için çıkış noktası haline getirme fikri çok zengin bir politik gerilim malzemesi barındırıyor. Bu gerilim, sahada kaybolmuş bir asker üzerinden okununca aksiyon da kaçınılmaz hale geliyor. Ama bu aksiyonu abartısız bir kedi fare oyunu şeklinde, en önemlisi de her iki tarafın da kaybetmeye mahkum olduğunu dile getirir sertlikte yansıtmak filmin ciddiyetini keskinleştiriyor.


Yetimhanedeki küçük kardeşiyle ilgilenmesi dışında Gary Hook hakkında fazla birşey bilmememiz bizi ona yabancılaştırmıyor. Tam tersi, bu sayede baştan kurulan sempati ve kargaşa sonrası kaçak durumuna düşmesinin yarattığı empati ile Gary'yi benimsemek hiç zor olmuyor. Az konuşan, ne istenirse sorgulamadan yapan, şansı ve şanssızlığı birarada yaşayan Gary'nin bu sıradanlığından insani kaygılara ulaşmak onu baskıcı sistemin dışında bir birey haline getiriyor. Filmin zaten Kuzey İrlanda sorununun haritasını çıkarmak gibi bir niyeti olmadığından, elindeki bu bireysel hayatta kalma mücadelesini IRA - MRF arasındaki düşmanlığın perde arkasını yansıtmak yönünde kullanması, özel çaba gerektirmeyecek kadar zekice. Militanların elinden kaçtığı için IRA'nın, görmemesi gereken bir şeye tanık olduğu için de MRF'in hedefi haline gelen Gary'nin yırtıcı hayvanlarla dolu bu ormandan kurtulabilmesi için ihtiyacı olan şansı da senarist Gregory Burke sağlıyor. Bu şans, bir türlü mermisi bitmeyen silahtan kaçarken veya etkileyici patlama sahnesi dışında çok fazla göze batmıyor.
 
This Is England, Eden Lake, Harry Brown gibi filmlerle başarılı ısınma turları atan genç oyuncu Jack O'Connell, Starred Up ve Unbroken ile birlikte yine zorlayıcı bir başrolün altından başarıyla kalkıyor. Fiziksel olduğu kadar zihinsel anlamda da büyük bir efor gerektiren bu üç performans arasında belli bir kıyas yapmak doğru olmasa da, film olarak '71 diğerlerine nazaran daha gergin ve ayakları yere sağlam basan bir ton tutturmuş denebilir. Tabii farklı yorumlar olacaktır. Oscar kurnazı Unbroken ve çarpıcı bir baba - oğul hikayesini hapishane klişeleriyle birleştiren Starred Up kendi popüler kulvarlarının temsilcilerinden. Oysa '71, In The Name Of The Father (1993) ve Bloody Sunday (2002) gibi güçlü yapımların ortak coğrafyasında unutulmaması gereken politik bir geçmişin örselediği bireylere odaklanan özel bir kulvara dahil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder