22 Şubat 2014 Cumartesi

Kvinden i buret (2013)


Yönetmen: Mikkel Nørgaard
Oyuncular: Nikolaj Lie Kaas, Fares Fares, Sonja Richter, Mikkel Boe Følsgaard, Peter Plaugborg, Claes Ljungmark, Michael Brostrup
Senaryo: Nikolaj Arcel, Jussi Adler-Olsen
Müzik: Patrik Andrén, Uno Helmersson, Johan Söderqvist

Cinayet masasında görevli Carl, başına buyruk, sorunlu bir polis olması yüzünden son işinde bir arkadaşının ölümüne, bir diğerinin de sakat kalmasına sebep olur. Birkaç aylık izinden sonra eski davaların tutulduğu Department Q'nun sorumlusu olarak atanır. Oraya daha önce atanmış olan Ortadoğulu Assad ile birlikte sadece faili meçhul cinayet dosyalarını tanzim etmekle görevlendirilir. Fakat Carl, yıllar önce almayı çok istediği Merete Lynggaard isimli bir kadının intihar kararıyla kapatılmış davası önüne gelince şüphelerine hakim olamaz ve Assad ile birlikte gizlice bu davanın peşine tekrar düşer. Bir meslektaşı tarafından apar topar kapatılmış bu davanın ardında başka sırlar gizlidir.

Jussi Adler-Olsen’in romanından, The Girl With The Dragon Tattoo, A Royal Affair gibi çok satan romanları da başarıyla beyaz perdeye uyarlamış Nikolaj Arcel’in senaryolaştırdığı Kvinden i buret (The Keeper Of Lost Causes), adı geçen yapımlar kadar ses getirmemiş olsa da sürükleyici bir polisiye gizem örneği. Bu haliyle büyük ümitler vaat eden bir polisiye dizinin başarılı pilot bölümü gibi durmakta. Özellikle finali bir devam filmine ya da dizi projesine yeşil ışık yakar nitelikte. Zaten yönetmen Mikkel Nørgaard, aralarında gittikçe geniş kitlelere yayılmaya başlamış Danimarka dizisi Borgen’in de yer aldığı çeşitli dizilerde çalışmış bir insan. Kağıt üstünde tüm karizmatik dedektif klişelerini kuşanmış Carl ve farklı karakteriyle onun negatifliğini dengeleme pozisyonundaki Assad ortaklığı artık bu tip filmleri bilen seyirciler için kanıksanması zor olmayan bir durum. Filmde kısa kısa sorunlu özel hayatına değinilen Carl’a rağmen, Assad’ın gizemli varlığı belki de devam yapımlar için türlü malzemeler içeriyor.

İkilinin araştırmak için seçtiği Merete Lynggaard davası ise The Silence Of The Lambs’den, The Cell’den, hatta son zamanların başarılı İspanyol filmlerinden biri olan El Cuerpo’dan izler taşıyor. Ama dediğimiz gibi bir sinema filmi kıvamından ziyade daha mütevazi tercihleriyle ve sanki özellikle sonlara doğru bir parça aceleye getirilmiş olmakla suçlanabilir. Zentropa yapımı bir filmden beklentiler daha farklı olabiliyor haliyle. Yine de bu onu kötü bir film yapmıyor kesinlikle. Danimarka sinemasının usta oyuncularından Nikolaj Lie Kaas ve Zero Dark Thirty, Safe House gibi Amerikan filmlerinde de görünmüş Lübnanlı Fares Fares, ikili olarak filmde adım adım iyi bir kimya yaratıyorlar. Yine de bazı şeyler hem ikisi, hem de film için eksik kalıyor. Bu yüzden hem ikili, hem de Department Q projesi daha detaylı işlenmek için sonraki fırsatları hak ediyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder