17 Haziran 2013 Pazartesi

Dead Man Down (2013)


Yönetmen: Niels Arden Oplev
Oyuncular: Colin Farrell, Noomi Rapace, Terrence Howard, Dominic Cooper, Isabelle Huppert, F. Murray Abraham, Armand Assante, Luis Da Silva Jr., James Biberi, Roy James Wilson
Senaryo: J.H. Wyman
Müzik: Jacob Groth

Victor (Colin Farrell) yeraltı suç çetesi lideri Alphonse’un (Terrence Howard) gözüpek adamlarından biridir. Alphonse, son zamanlarda çetesindeki adamlarını sistematik bir şekilde öldüren, alay ve tehdit içeren notlar gönderen biriyle sorun yaşamaktadır. Victor karşı apartman dairesindeki Beatrice ile (Noomi Rapace) tanışır. Beatrice, annesi Valentine (Isabelle Huppert) ile birlikte yaşayan gizemli bir kadındır. Tam da Victor, Beatrice’ten hoşlanmaya başladığı sırada, onun intikam peşinde bir kaza kurbanı olduğunu, intikamını alması içinse kendisine şantaj yaptığını öğrenir. Beatrice, Victor’ın birini öldürdüğünü görmüş ve telefonuyla kaydetmiştir. O da Victor’ın aslında intikam peşinde bir adam olduğunu öğrenir. Kendi intikamlarını takıntı haline getiren bu iki yaralı insan, sıra dışı bir ortaklığa girişirler.

2009’da yönettiği The Girl With The Dragon Tattoo ile adını ülke sınırlarına taşıran Danimarkalı yönetmen Niels Arden Oplev’in merakla beklenen yeni filminin bir Hollywood yapımı olacağı duyulduktan sonra “ben bu filmi daha önce görmüştüm” fikrine kapılan çok olmuştur. Üstelik bu kez elinde kaliteli bir polisiye / gizem romanı yerine, 28 bölüm Fringe senaryosu yazmaktan başka pek bir numarası olmayan (bana göre onun da “numara”dan sayılması talihsizlik) J.H. Wyman adlı senaristin ticari kaygılarla hareket ettiği belli senaryosu var. Böylece beklenen oluyor ve bugüne kadar yüzlerce film için kurulan “sürükleyici ama iz bırakmayacak bir macera” cümlesinden başka kısa bir özet akla gelmiyor.


Yine de işin sürükleyici olması hatırına daha alt perdeden ılımlı eleştiriler yapılabilecek film çeşitli yönleriyle başarılı sayılabilir. Öncelikle Colin Farrell ve Oplev’in The Girl With The Dragon Tattoo’dan yanında getirdiği Noomi Rapace çoğu zaman uyumlu bir ikili olarak perdeye yansıyorlar. Her ne kadar Victor’ın intikam motivasyonu klişelerden oluşsa, Beatrice’in gerekçesi de yitirilen güzellik vurgusu üzerinden yolunu bulamayıp vasatlaşsa da, adım adım tuhaf bir kader birliğinin ağları iyi kötü örülüyor. Bu kader birliğinin buğulu ve sıkıntılı bir romantizme temkinli biçimde kapı açması da olumlu sayılabilir. İkilinin karşılıklı sahnelerinde yüksek tonda birbirlerinin intikam ihtiyaçlarını deşmeleri, aynı zamanda birbirlerine içlerini dökmeleri çoğu zaman samimiyet barındırıyor. Buna fazladan sempatik yan katkı sağlayan bir unsur da Beatrice’in işitme güçlüğü çeken annesi rolündeki usta Fransız aktris Isabelle Huppert’in varlığı tabii.

İntikamı uğruna mafya içine sızabilecek, acısını kalbine gömmeye çalışıp günlerini kelle koltukta geçirecek, ince planlarla farklı mafya ailelerini birbirine düşürmeye çalışacak zeki bir adamın, sonuç olarak ortama kamyonetle dalıp önüne geleni indirmesi, işin fazla aceleye getirildiği hissi uyandırıyor. Victor’ın patronu Alphonse’u devirme planları yaptığından habersiz yakın arkadaşı Darcy’nin de (ki filmde onun bir dedektif gibi aralarındaki hain olan Victor’un izini adım adım sürmesi de ayakları yere basan bir tehdit unsuru oluşturuyor) önemli bir rolü var. Darcy’nin “hepimiz planlar yaparız ama hayat bütün o yol boyunca başımıza gelenlerden ibarettir” klişesi üzerinden yaptığı bağlanmak ve yaratmak temalı varoluşçu bir girişle şaşırtan film, her ne kadar finalinde bu konuşmaya başarıyla göndermesini yapsa da, ayarsızlaşan aksiyonuyla kendisini derinmiş gibi gösteren sığ bir su şeklinde görünmekten kurtulamıyor. Dead Man Down, iyi oyunculardan fena sayılmayacak oyunlar, iyi bir yönetmenden Hollywood liginde küme düşürmeyecek (ama üst sıralara da oynatmayacak) bir yönetim izlemek isteyenler için bir seçenek. Ama doğrudan DVD için çekilmiş gibi duran bir yanı hep var.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder