11 Eylül 2011 Pazar

The 40-Year-Old Virgin (2005)


Yönetmen: Judd Apatow
Oyuncular: Steve Carell, Catherine Keener, Paul Rudd, Seth Rogen, Romany Malco, Elizabeth Banks, Leslie Mann, Jane Lynch, Kat Dennings, Gerry Bednob
Senaryo: Judd Apatow, Steve Carell
Müzik: Lyle Workman

Sofistike olmak yada olmamak. Yani feleğin çemberinden geçmiş, tecrübelenmiş, kaşarlanmış, görmüş geçirmiş, masumiyetini yitirmiş olmak yada olmamak. Ne dersek diyelim bekaret, felek çemberlerinden sadece biri. Tamam, uygun şartlarda kaybedildiğinde kafa açan, göz önündeki perdeyi kaldıran bir yapısı var ama kaybetmemiş biri ne yeni doğmuş bir bebek, ne potansiyel bir sapık, ne de insan ilişkilerinden bihaber mağara insanıdır. Sadece seks konusunda pratik sahibi değildir o kadar. Bakire ya da bakir arkadaşlarıyla dalga geçen, daha ağzı süt kokan bilgi bakiresi yeni yetmelerin, hem ebeveynlerinden, hem de okuldan sağlıklı bir cinsel eğitim aldıklarını düşünüyorsak, bizimle de ne kadar dalga geçilse az. O eğitimi hakkıyla alan bir ergen, onu kendi ahlaki değerleriyle sağlıklı şekilde yoğurduğu sürece daha olgun bir davranış geliştirebilir. Aksi takdirde geriye başarısız deneyimler, kırık kalpler, psikolojik hezeyanlar kalma ihtimali de mevcut.

Peki bu deneyimi 40 yıl boyunca yaşamamış biri için ne düşünürüz? Ya bir kusur ararız, ya yanlış anlarız, ya da hiçbir şey anlamayız. Ama espri konusu edeceğimiz su götürmez. Altı kuru, keyfi yerinde olanlar, ona acımayla karışık bir uzaylı muamelesi yaparlar. Antisosyal, iktidarsız, gay/lezbiyen ihtimalleri her zaman aklın bir köşesindedir. Çok bilmişliklerini kendilerine saklayası bu insanlar, artık o kişi için orada olmadığı halde oradakilerdir ve yoklukları bile kabustur.


40 yıl cinsel ilişkiye girmemiş bir karakterin hikayesi de olsa olsa komedi olur demiş Judd Apatow, ve ilk filmi başrol Steve Carell ile birlikte yazmış, kendisi de yönetmiş. Açıkçası pek de güzel olmuş. Senaryoyu alıp okumak gerek. Neredeyse hiç açılmamış kapı kalmamış. Arkadaşlık, kankalık, flört, fanteziler, tavlama yöntemleri, pornografi ve cinsellik üzerine ne kadar cinlik ve cinslik varsa duyan gelmiş. Andy Stitzer’ın bünyesinde aynı dertten muzdarip olanlar, veya olmayıp çalkantılı bir hayat yaşayanların, özellikle erkeklerin çok aşina olacağı diyaloglarla dolu, şenlikli bir film. Tanımdan bir sabun köpüğü olduğu düşünülmesin. Aslında romantik komedi kıvamından klişe bir altyapısı da yok değil ancak film klişelerini görmek yerine hayatımızın erkeksi klişelerini duymak ve görmek fırsatını kaç adet The 40 Year Old Virgin izleyerek elde ettik?

Steve Carell, ağda sahnesi ve Bruce Almighty’deki haber okuma sekansıyla ne kadar komik olduğuna sizi hala ikna edemediyse unutun gitsin. Yüzündeki olası ciddiyetin üzerine biraz daha oynasa –ki bu filmde üzerine giydiği kıyafet buna müsait değil- hafife alınma tehlikesi de baş gösterebilir ama sadece bir süre için.. Ben Stiller’a daha yakın olmasına rağmen Jim Carrey’ye rakip gösterilmesi de bu yüzden olsa gerek. Bu arada yine TV için yapılmış, Pulp grubunun hiperaktif solisti Jarvis Cocker'ın Martin Wallace ile birlikte yönettiği 26 dakikalık Do You Remember The First Time? adlı mini dokümanterde, İngilizlerin saygın müzik, sinema, TV yıldızları Cocker'a ve kameralara "ilk tecrübelerini" anlatmışlar. Bazıları ne demişler?:


Jarvis Cocker: İlk seksimi 83 yılında bir yaz akşamı çimenlerin üzerinde yaptım. Çırılçıplaktık. İlk seferimden gurur duyarım çünkü çok saf ve doğaldı. Partnerimin de ilk deneyimiydi. 20’li yaşlarıma birkaç ay kala bu işi hallettiğim için baya rahatlamıştım.

John Peel (BBC Radio 1 DJ'i): İlk defa küçük, kuytu bir dairede, pis bir yatağın üzerinde oldu. Romantik bir gençtim ve böyle planlamamıştım. 22 yaşımdaydım ve hiç seks tecrübesi yaşayamayacağımı düşünüyordum. Paraşütle atlayamayacağımı düşünmem gibi. Gerçekten sevdiğim biriyle yapmayı tercih ederdim. Ama bu tür mesafeli ilişkiler olayın mekanik yönünü daha iyi anlamanıza yardımcı oluyor.

Justine Frischman (Elastica grubunun solisti): 15 yaşlarımdaydım. Yaz boyu çıktığım adam bir gün “benim daireme gidelim mi?” diye sordu. “Tamam” dedim. Üzerimde kot pantolon, gri tişört ve Mickey Mouse saatim vardı. Daha deneyimsiz biriyle yapmış olmayı isterdim. Çünkü ondan sonra uzun süre birlikte olduğum adama daha önce bu işi hiç yapmamış gibi davranmak zorunda kaldım.

(Soldan sağa: John Peel, Justin Frschmann, Alison Steadman, Sir Viv Stanshall, Vic Reeves)

Alison Steadman (aktris): 19 yaşımda oldu. Bu işin, uzun süre biriyle çıktıktan sonra yapılabileceğini düşünüyordum. Plansız ama olması gerektiği gibiydi. Bittikten sonra kendimi büyümüş gibi hissettim. Sanırım ondan sonra büyüdüm de.

Sir Viv Stanshall (müzisyen): 10 yaşımdaydım. Kızın niye külodunu çıkardığını anlayamayacak kadar toydum. O zamana kadar iyi bir mastürbasyoncuydum ve bunu biriyle paylaşmak istiyordum. Gerçekten dizlerimin bağını çözen bir tecrübeydi.

Vic Reeves (komedyen): İlk deneyimim arabanın arka koltuğunda oldu. Bir kadınla birlikte olduğuma inanmaya çalışıyordum. Acaba o, arabanın arka koltuğu muydu? 12-22 yaşları arasında bir yerlerdeydim. O sıralar lahana gibi üst üste giyinme huyum vardı. 15 saniye aşkına soyunmam, 10 dakika sürmüştü.

Daha afişinden kıllandığım 40 yıllık bekaretin konu edildiği bir filmin finali bundan daha iyi olamazdı. Zaten 70 ve 80’lerden derlenmiş müzikler muhtelif yerlerde boy gösteriyor ama finalin Aquarius/Let The Sunshine In ile müzikalleşmesi, saflığa görkemli bir veda niteliğinde. O enfes sahneyi izlerken yüzümde yarattığı şapşal gülümseme için filme olumsuz laf edesim gelmiyor. Hele Michael McDonald'ın da dahil olduğu farklı gözlemlerin yanında, nice bekar-kaşar tespiti için teşekkür bile ediyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder